londra manzaraları diye bir deneme kitabı var. okuduğum tek kitabı . okuduktan sonra küfür ettim, böyle sıcak kalemi olan bir insanın intihar etmesine. keşke yaşasaydıda daha çok yazsaydı.
kadin haklarini on plana cikardigi icin sonsuz derecede saygi duydugum yazar. hor ve ikinci sinif vatanda$ olarak gorulen kadinlarin benliklerini iade edi$iyle gonullerde yer edinmi$tir.
bu kadınla ayakta sevişmek istiyor olmam format kurallarını hiçe saymama sebep olabilir.. dünyanın en önemli bayan yazarlarından biridir..
(bence tabi)
'bu dünyada bir gün yaşamak bile çok tehlikeli bir şeydir beyler,' diyen, çaba harcamadan okunup tad alınması mümkün olmayan, tüm zamanların en iyi, en güçlü üsluba sahip birkaç yazarından biridir. üslubunu kıskandığını itiraf ettiği tek yazar, çok genç yaşta ölen, öykücü katherine mansfield'dır.
25 Ocak 1882'de Londra'da doğan, eşinin basımevi sayesinde kitaplarını yayınlatabilen, Kendine Ait Bir Oda, Mrs. Dolloway, Dalgalar, Flush, Jacob'un Odası isimli kitapları yazan, 'Yaşamak neden bu kadar içler acısı, neden uçurumun kenarından geçen daracık bir yol gibi?', ' Hayatın bir temeli varsa o temel anılardır.', ' Bir kadın olarak ülkem yok. Bir kadın olarak hiçbir ülke istemiyorum. Benim ülkem tüm dünyadır.' gibi şahane sözlere imzasını atmış feminist yazardır.
"Siz duygularınızın kölesisiniz herkes gibi. Ama size hükmeden bu duyguları tanıyamaz, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemezsiniz. Bir aşk, bir öfke, çıldırıcı bir kıskançlık, dayanılmaz bir özlem, bazen karanlıkların içinden çıkıp sizi esir alabilir. Bazen bir başka insan için kendinizden vazgeçebilirsiniz.bazen öfkeyle kamaşır içiniz.
Yitirmenin ne olduğunu biliyorum.
Yaşadığımız aşklar hayatımızı değiştiriyor. Yapılan hatalarda değişen hayatı bir kez daha değiştiriyor. Savruluyoruz...
hayata ne ile başlarsan başla elinde çok az şey kalıyor. Gurur ve aptallık.
Kaç kez yaşadığımız anın değerini bilmediğimiz için geleceği reddetmişizdir, kaç kez kıymetini anlayamadığımız bir anda yaşadığımızdan çok parlak olabilecek bir geleceği elimizden kaçırmışız.
Hayata neyle başlarsan başla elinde çok az şey kalıyor.
Gurur ve aptallık.
halbuki her şeyi istemiştik di mi..?"
romanlarının yanı sıra öyküleri ile de çok önemli bir kadın, feminist yazardır, hatta 1917-1941 tarihleri arasında yazdığı öyküleri bir nevi romanlarına taslak oluşturmuştur, tabi çok farklı olanları da vardır. harper bazaar ile verilen öykü siparişleri ve yapılmayan ödemelere ilişkin mektuplaşmaları ilginçtir, yazarak geçindiğini gösterir ve para için yazmaktan aslında hoşlanmaz. öykülerinin bir kısmı hayattayken, bir kısmı da ölümünden sonra eşi tarafından hazırlanıp yayınlanmıştır. Türkçe de tüm öykülerinin yayınlandığı 2010 basımı bir kitap da mevcuttur, saygılı ve kaliteli bir emek verilmiştir. notlar sayesinde sayfalarda woolf un yazış aşamaları izlenebilir.
' Yazıyla uğraşan, başka aynalarda kendi yansımasını görmekten ve başkalarının yaşamına ayna tutmaktan edebi bir zevk duyar.'
Phyllis ve Rosamond
'... Evet, insan çok iç açıcı bir dünya hayal edebilir. Sessiz, ferah bir dünya, kıpkırmızı, masmavi çiçeklerle örtülü. Polis karakterine sahip profesörlerin ya da uzmanların ya da kahyaların olmadığı bir dünya, bir insanın bir başkasının düşüncelerini bir balığın yüzgeciyle suyun yüzeyini, nilüferlerin saplarını sıyırarak, beyaz deniz yumurtaları kümelerinin üzerinde salınarak kesip geçtiği gibi kesebildiği bir dünya... Ne kadar huzurludur burada boğulmak, dünyanın merkezine mıhlanmış bir halde ve aniden parlayıp sönen ışıkları ve yansımalarıyla gri suların içinden yukarı bakarak- ah bir de Whitaker in almanak ı, o asalet tablosu olmasaydı!'
Duvardaki iz
'Ne hoş bir güzelliği vardır, hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin!'
Keman Dörtlüsü
'...Yavaş yavaş yepyeni ve çok keyif verici bir his ile uç vermeye ve damarlarını doldurmaya başladı. Evlilikten, çocuklardan daha iyi bir şeydi bu; dünyayı güzelleştirme gücü, zayıfın, cahilin, sarhoşun üzerinde kurulan iktidar.'
Miss Pryme
reenkarnasyon gerçek ise bu kadının ruhu benim bedenimde yeniden dogmuş olabilir. ayakta geçirdiği vakitleri dikkate alırsak yer çekimine meydan okumuştur. ölüm şekli bile güzel hatundur.
saatler filmine konu olan eserleriyle bilinç akışı tekniğinin yetkin örneklerini vermiş olan lezbiyen çirkin yazar. edebiyata getirmiş olduğu yenilik tartışma götürmez. her eleştirmenin en büyük yazarlar listesinde kendisine yer bulur.
''...bu asıl şeylerin, pazar öğle yemeklerinin,pazar yürüyüşlerinin,kır evlerinin ve masa örtülerinin tamamıyla gerçek olmadıklarını,aslında yarı hayaletler olduklarını ve onlara inanmayana musallat olan lanetlemenin yalnızca gayri meşru bir özgürlük hissinden ibaret olduğunu keşfetmek ne kadar muhteşemdi..... o erkeksi bakış açısı,yaşamlarımızı yönlendiren,standartlarımızı belirleyen.... çöp tenekesine gönderilecek olan erkeksi bakış açısı bizi arkasında zehirli bir gayri meşru özgürlük hissiyle baş başa bırakarak - eğer eğer özgürlük varsa...''
virginia woolf'un duvardaki iz öyküsünden,muhteşem bir bölümdür,üstüne tez bile yazılabilir.
--spoiler--
şiir olmayan herhangi bir şey edebiyata neden girsin ki!
--spoiler--
yaşanan yaşanamayan, hayata dair herşeyin; insanların, sevgilerin, sevgisizliklerin, özgürlüğün, tutsaklığın, isyanın,ölümün, yeniden doğuşun, denizin, güneşin, ateşböceklerinin herşeyin şiir olduğunu düşününce gönülden hak verilen söze sahip özel ve güzel ruh.
kova burcu kadini, lezbiyen *, manik depresif; kisacasi harika kadin. mrs. dalloway en önemli eserlerindendir mesela.
ilk büyük aski , aile dostu olan violet dickinson' dur. virgina woolf' un yahudilere karsi acik bir nefreti olmasina ragmen kocasinin yahudi olmasi ayrica bir enteresandir.