coldplay 'in sitesinden ücretsiz olarak dağıttığı ve şu ana kadar en az 600.000 kez indirilen, tarifi eski coldplay parçalarına dayandırılabilecek, yine piyanonun eşsiz sesinin eşlik ettiği, benim "okyanustan gelen rüzgarın bir süre devam edip, sonra birden kesilmesi" şeklinde yorumladığım coldplay parçası, çok lezzetli, gerçekten çok.
coldplay'in biraz hareketlendiğini gösteren şarkı, klip de güzel. özellikle chris martin'in giydiği pantolon çoooooooook güzel. yalnız şarkıdaki "there was snow, white snow" * kısmı biraz tuhaf olmuş, yani kar başka ne renk olacak ki, kırmızı kar filan dese bi anlamı olurdu belki... yine de en son söylenen "I took my love down to violet hill There we sat in snow All that time she was silent still So if you love me Won't you let me know?" kısmı en başta yapılan saçmalığı unutturur.
pişiren temmuz gecesinde, ilgili müzik çaların sesinin sonda olmasıyla, odayı karla kaplayıp buz gibi aralık yaşatmışlığı vardır.
chris martin'den duyulanın en iyisi. söz, müzik ve video klibin bir yerde uymuşluğu, olmuşluğu. şahane bir halet-i ruhiye.
hem ne güzel söylüyor;
"when the future's architectured by a carnival of idiots on show, you'd better lie low."
an itibarı ile üstüste 15. kez dinlediğim mükemmel ötesi şarkı. bundan önce de defalarca dinlememe rağmen sıkılmadığım şarkı. sözleri aynı şekilde mükemmeldir.
çatılarda kar olmadığından ve aralık bitmek üzre olduğundan dinleyemediğim şarkı.çok üzgünüm sözlük çok.ve sormak istiyorum yine yeni yeniden.
(bkz: so if you love me won't you let me know?)
coldplay in çoğu şarkısı gibi harika olan başka bir şarkısı.
hissettirdiği duygu ise tam olarak tarif edilemez. neşe desen pür neşe değil, hüzün desen hüzün değil. bu da coldplay i coldplay yapıyor zaten.*