vincent van gogh

entry266 galeri180 video4
    40.
  1. "gercek ve derin aciyi anlatabilmek isterdim..." diyen hollandali ressam. ressam arkadasi paul gauguin'in aksine hayati iskalayan, naif bir kisilige sahip sanatci.
    2 ...
  2. 39.
  3. yapıtlarının hepsini (900 resim ve 1100 çizim) akıl hastalığına yakalanıp kendini öldürmeden önceki on yıllık süre içerisinde üretmiş ve "bana kalsaydı, eğer seçim hakkım olsaydı bilmelisiniz ki asla çılgınlığı seçmezdim." demiş empresyonist sanatçı.
    3 ...
  4. 38.
  5. (bkz: starry night)
    (bkz: starry night over the rhone)
    (bkz: the sea at saintes maries de la mer)
    (bkz: bulb fields)
    (bkz: two peasant women digging field with snow)

    sarı yanı sıra maviyi ve moru da kullanır. sinemada kirk douglas canlandırmıştır. alfabetik aramalarda g (gogh) harfinde rastlanır.

    http://en.wikipedia.org/wiki/Vincent_van_Gogh
    4 ...
  6. 37.
  7. sarı'ya aşık ressamdır. kulağını kesip sevdiği kadına armağan etmiştir.
    3 ...
  8. 36.
  9. ayçiçeklerine , güneşe kısacası sarı turuncu renklerdeki şeylere takmış olan iyi resim çizen ressam.
    3 ...
  10. 35.
  11. psikolojik sorunları ve sürekli yağlı boya yemesi -kurşun zehirlenmesine yol açar; hayal görmeye neden olur- bir yandan ömrünü kısaltmış diğer yandan onu dünyanın en ünlü ve en yetenekli empresyonisti yapmıştır.
    3 ...
  12. 34.
  13. kuzenine aşık olan ve bu yüzden başına epey bir çorap ören ressam.
    1 ...
  14. 33.
  15. "eğer içinizden bir ses "resim yapamıyorsun" diyorsa, hiç kulak asmayın. resim yapın, ses kesilecektir."
    vincent van gogh
    3 ...
  16. 32.
  17. çeşitli işlerde başarısız olup, çok ağır şartlarda resme başlayan, hayatında hiç tablo satamayıp, ölümünden 11 yıl sonra, 1901' de, tablolarından 71 tanesinin paris' te sergilenmesiyle tanınan hollandalı ünlü ressam. fransa' nın sayfiye şehri anvers' e taşındıktan bir süre sonra, canavarlarına artık dur diyemeyip intihar etmiştir.
    3 ...
  18. 31.
  19. 30.
  20. babası ve dedeleri protestan papazı olan vincent van gogh; 30 mart 1853 yılında,hollanda brabant'ına bağlı zundert adındaki küçük bir köyde dünya ya gelmiştir.başlıca eserleri;
    -günebakanlar 1887
    -beyazda kız çocugu 1882
    -sorow la haye 1882
    -oraklı genç köylü 1881
    -başak toplayan kadın 1885
    -sabanda köylü ve köyü kadın 1884
    -köylü kadın büstü 1885
    -patates yiyenler 1885............
    -ansvers limanının rıhtımı 1885
    -le moilin de la galette 1886/87
    -clichy bulvarı 1887
    -asnieres deki voyer-d'argenson parkı 1887
    empresyonist bir ressam olan van gogh kişisel olarakda içe dönük ve hayal dünyası üzerine yoğunlaşmış bir ressamdır.kişilik özelligi resimlerine yansımıştır.

    ayrıca kulağını kesip bir hayat kadınına verdiği doğrudur.kulağı sarılı olarak bir 1889 ocak tarihli kendi portre resmi mevcuttur.kulağını dehşetle fırlatan hayat kadını için "orospular kulak istemezler para isterler" şeklinde bir söz söylemiştir.
    2 ...
  21. 29.
  22. 28.
  23. 27.
  24. Hollandalı ressam. Hayatında çalkantılı dönemler olmuş hatta deli olarak anılmıştır. yaşamında tablo satamamıştır desek yeridir. erkek kardeşi theo nun gönderdiği parayla ancak karnını doyurabilen Van Gogh, bazı zamanlarda ekmek yerine boya alıp aç açına resimler yapmıştır.

    Gauguin ile tanıştığı dönemlerde Türkiyede satışı yasak olan Absente adlı içkiyi içtikten sonra kulağını bir güzel budamıştır. ünlü ressam dağ gibi adam Gauguin'in neden Van Gogh' u görünce köşe bucak kaçtığı belli oluyor.

    (bkz: beni beğenmiyor musun?)

    günümüzde resimleri en pahalıya satılan ressamlardan biridir. otoportrelerinden biri 87 milyon dolarla rekoru elinde tutmaktadır.
    4 ...
  25. 26.
  26. resim yaparken ökse otu çiğnediği için resimlerinde sarı ve yeşil renklerin hakim olduğu ressam.bkz:ökse otu
    4 ...
  27. 25.
  28. sara (epilepsi)hastası olan ünlü ressam.
    1 ...
  29. 24.
  30. orta halli bir rahibin oğlu, fakat zengin tablo tacirlerinin yeğeni olmasına rağmen yaşadığı süre içinde iki tablosunu satabilmiştir. bir resim galerisinde satıcı olarak hayata atıldı. onun yeteneğini ilk olarak kardeşi theo fark etti. van gogh akıl hastanesinde kaldığı süre içinde de 150'ye yakın resim yapmıştır. 1500 dolaylarında eser vermiştir. bunalıma girerek kulağını kesti. kulağını kesmesinin nedeni ise gauguin adındaki bir arkadaşıyla tartışmasıdır. 1890'da intihar etti.
    2 ...
  31. 23.
  32. rüzgarın resmini yapan adam...
    3 ...
  33. 22.
  34. 21.
  35. en sevdiği konu ayçiçekleri olan, flemenkçe nin yanısıra ingilizce , fransızca ,almanca dillerini yazıp, mükemmel konuşabilen hollanda lı deha.
    2 ...
  36. 20.
  37. ''Acı duymak gülmekten iyidir, zira acı insanın yüreğini arıtır. insanları diri diri gömercesine kilitleyip çevrelerinde duvarlar örenin ne olduğu bilinmez ama yine de bir takım duvarların, tel örgülerin, demir parmaklıkların varlığı hissedilir. Bütün bunlar bir kuruntu, bir hayal midir? Sanmıyorum. Ve insan kendi kendine sorar; Tanrım bu uzun süreli mi, temelli ve herkes için geçerli olan bir ebediyet midir?"

    "Çoğu zaman 30 yaşında olduğuma inanamıyorum. Çok daha yaşlı hissediyorum kendimi. En çok beni tanıyanların çoğunun bana 'rante' gözüyle baktıklarını düşündüğümde ve bazı şeyler değişmezse belki de haklı çıkacaklarına inandığımda içim kararıyor, sanki bu şimdiden gerçekleşmişçesine bir umutsuzluğa kapılıyorum"
    9 ...
  38. 19.
  39. Vincent Van Gogh, bir papazın oğlu olarak 1853 yılında Hollandanın güneyinde bir köyde dünyaya geldi. 19.yüzyılın yazgısı en trajik sanatçılarından biri olan Van Gogh, içinde sürekli bunaltılar yaşar ve hiçbir işe yaramadığına olan inancı, bir şeyler yapma, bir çıkış bulma isteğidir bunaltılarının nedeni. Acı çeker, mutsuzdur, huzursuzdur ve yalnızdır ama resimleriyle neşe ve sevinç uyandırmak istemiş, acıları sevince, hüzünleri neşeye ve yalnızlığı birlikteliğe döndürmeye çalışmıştır.

    insanların yalnızlık, hüzün ve acı içindeki hallerinden etkilenip bunları da resimlerinde yansıtmıştır. Acı çekenlere ilgi duymuştur; içinde yaşadığı dünyada kendisini uyumsuz hisseden bütün melankolikler gibi. Mutsuz olması yalnızlığındandır. Hiçbir zaman hiçbir şeyi başaramayacağına olan inancı, kendisinden kuşku duyması, trajik yazgısı, yaşamına son vermesidir onu melankolik yapan.

    Dünyada kendisini alçalmış, sevgilerden uzaklaşmış görmüştür Van Gogh. Yararsızlığının kendi elinde olmadığını, yazgının çizdiği olaylar dizisi sonucu bir kafese tıkıldığını, bir şeyler yapmak istediğini ama bunun yolunu bulamadığını yazar Theo'ya mektuplarında. Daha sonra yapacağı işi bulmuş ve kendini tamamıyla ona adamıştır büyük bir coşkuyla
    ilk dönem karakalem çalışmalarında maden işçilerini, köylüleri ele almış, patates yığınları, dokuma tezgahı gibi konuları işlemiş bir yandan da kasvetli gökler ve koyu renklerle iç karartıcı manzaralar resmetmiştir. Patates Yiyenler tablosu bu kasvetli ve iç karartıcı dönemini simgeler ( Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). 1885 tarihli resimde iç mekanda günlük yaşam konu edinilmiştir. işçiler kendi ektikleri patatesleri paylaşarak yerken gösterilmişlerdir. Tek ışık kaynağı yukarıdan sarkan bir lambadır. Lambanın ışığı patatesleri aydınlatır. Resmin genelinde aynı renk ve tonlar hakimdir. Yeşilin ve kahverenginin koyu tonları. Patatesin tozlu rengini elde etmeye çalışıyordu. Bütün resme hakim olan renk yabani patates rengiydi. Resmin kasvetli ve karanlık görünümü ve insanların yüzleri, yoksulluğu melankolik bir atmosfer yaratıyor. Bu tür insanları gözlemleyen Van Gogh da yoksulluğun ne demek olduğunu biliyordu Bu dönemlerde kardeşine yazdığı bir mektupta " Böyle devam ederse hedefime varamayacağım. Bu kadar uzun zaman aç kalmasaydım bünyem daha kuvvetli olurdu. Fakat her seferinde daha az çalışmak ya da aç kalmak şıklarından birini seçmem gerektiğinde ben hep aç kalmayı tercih ettim. Bir insan buna nasıl dayanabilir? Açlığın etkisini resimlerimde öylesine görebiliyorum ki geleceğim için kaygılanıyorum".

    1882 tarihli Hüzün adlı taşbaskısında oturan çıplak bir kadın tasvir edilmiştir (Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). Kadının başı dizine doğru eğilmiştir ve kolları arasında kalmıştır. Koyu renk uzun saçları çıplak sırtından aşağıya dökülmektedir. Saçlar ten rengiyle kontrast oluşturur. Figürün dış hatları belirginleştirilmiştir. Kolları arasında kalan yüzü görülmez ama büyük ihtimalle ağlamaktadır ya da üzgün bir ifade içindedir. Tek başına bırakılmış, çaresiz bir durumu vardır. Kederleriyle birlikte yapayalnızdır, itilmiştir. Kederin dokunaklı bir ifadesine tanık oluyoruz. Buradaki kadın Van Gogh'un birlikte yaşadığı alkolik, gebe ve fahişe Sien'dir. Bu resmin bir de karakalemle yapılmış deseni vardır.

    Van Gogh'un 1890 yılında Sonsuzluğun Eşiğinde - 1890- adlı resminde de yine kederler içindeki bir insanın tasviri vardır (Rijksmuseum Kröller Muller, Otterlo ). Resimde sandalye üzerinde oturan mavi pantolon ve gömlekli yaşlı bir adamın derin acısı yansıtılmıştır. Yaşlı adam yumruk yaptığı elleriyle yüzünü kapamış, dirseklerini bacaklarının üzerine dayamış ve öne doğru eğilmiştir. Gözleri ve yüzü görünmüyor ama o da ağlamaklı ve yıkılmış bir durumdadır. Yine aynı yıl yaptığı Doktor Gachet'in Portresi -1890- adlı resimde de masaya dirseğini dayamış oturan bir adam görülür (Musee du Jeu de Pavme,Paris). Beyaz kasketli figürün yumruğu yanağında be başını destekler. Düşünceli ve kederli görünümlü Doktor Gachet'in kendisine sinirli olduğu kadar hasta göründüğünü de belirtir Van Gogh. Figürün yüzünde melankoli, hüzün, çaresizlik ve umutsuzluk hakimdir. Bu hüzün resmin her yanına yayılır. Bütün renkler ve çizgiler bu melankolik atmosfere uyar. Figürün çizgileri kasvetli görünümü izler ve bu duygusal ruh halini açığa vurur. Üzerindeki lacivert ceket ve arka planın koyu mavi rengi ve yüzün solgunluğu ifadeyi güçlendirir.
    Ren Nehrinde Yıldızlı Bir Gece -1888- adlı manzarasında yıldızlı gecenin tasviri göz kamaştırıcıdır. Işık saçan yıldızlar, kıyıdan denize vuran yapay ışıklar ve lacivertle mavi tonları resmin bütününe yayılır. Ön planda yürüyen bir çift görülür. Buradaki ve başka resimlerinde görülen çiftlerden erkek olanı kızıl saçlı olarak tasvir edilmiştir. Hayatı boyunca yalnız olan ressam gerçek hayatta asla bulamadığı eşini resimlerinde hep yanında çizmiştir. Figürler manzarada çok küçüktür ve yüzleri seyredene dönüktür. Bir mektubunda " Gece manzaralarını ve gece ortamının özelliklerini, gecenin gerçek karanlığı içinde ve yerinde tuvale aktarma sorunu beni her taraftan kuşatmakta" diye yazmıştı. Gökyüzündeki yıldızlara gitmek için ölümün bir araç olduğunu belirtir. Ölümle ulaşılan yıldızların erişilir olabileceğini düşünüyordu. Gece karanlıktır, korkudur, ölümdür, uykudur, yalnızlıktır, hüzündür.

    Bulutlu Göğün Altındaki Buğday Tarlası -1890-resmi için "bunlar kasvetli gökyüzünün altında uzanan uçsuz bucaksız buğday tarlaları...derin kederi ve sonsuz yalnızlığı ifade etmekte zorlanmadım" diye yazar Theo'ya mektubunda. (Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). Ancak ona göre üzüntü ve üzgün yine de iyileştiricidir ve neşelidir. Resmin yarısından çoğunu kaplayan koyu mavi tonların hakim olduğu gökyüzü altında sarılar ve yeşiller beyazlarla ışıklandırılmış tarlalar uzanmaktadır. Önde birkaç küçük gelincik başı vardır. "Kanımca somurtkan yeşil renkler toprak rengi tonlarıyla iyi bir uyum içinde; bunda sağlıklı ve bu yüzden itici bulmadığım bir üzüntü havası var"

    Buğday Tarlası ve Kargalar'da -1890-yine kasvetli ve karanlık bir gökyüzü tasviri vardır (Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). Van Gogh bu resimle de yine kederini ve aşırı yalnızlığını iletmeye çalışmıştır. Geniş tarladan üç ayrı yol ayrılır. Seyreden resmin köşesinde veya tarlada patikanın sonunun ve ufkun nerede olduğunun bilinmezliğiyle sarsılır. Geniş açık tarlaların normal perspektif kurgusu tersine dönmüştür. Çizgiler resmin önünde buluşmak için ufuktan kaçar. Vincent bu resmi yaparken önünde malzemeleriyle ufka doğru yükselen iki yolun böldüğü buğday tarlasının - üçüncü yol resmin sağ alt köşesinde kalmıştır- karşısında yere çökmüş ve önce sola sonra sağa iki kez ateş etmişti. Kara kuşlar ölümü çağrıştırır. Fırtınalı alçak gökyüzünde uçuşan kargalar ve gökyüzünde belirgin mor fırça vuruşları izleyende yalnızlık ve keder duygularını uyandırır. 29 temmuz 1890 da kendini vuran Van Gogh iki gün sonra ölmüştür. Ölümünden sonra üzerinde bulunan kardeşine yazdığı ama göndermediği mektupta " kısaca sanat uğruna hayatımı tehlikeye atıyorum ve bu yüzden aklımın yarısını yitirdim" diye yazmıştır.

    kaynak: http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=533
    8 ...
  40. 18.
  41. kendinin sayısız portresini yapmış, hollandalı ressam.
    1 ...
  42. 17.
  43. Eserlerinin çoğu amsterdam'da adına açılmış * bir müzede sergilenmektedir.
    2 ...
  44. 16.
  45. resimlerinden çok kesik kulağı ile anılan, üstelik bu kulağını bir fahişeye yollayarak büyük bir sansasyona sebep olan, resme duygularını yansıtan en mükemmel ressamlardan biri. kendisi resimlerinde kullandığı koyu tonlar ve derin fırça darbeleriyle, resim alanında kendine haklı bir yer edinmiştir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük