askerlik görevini adam öldürmek veya adam öldürmeyi öğrenmek sanan ucubelerin kendilerini savunma tarzı.
askere gittin diye adam öldürmek zorunda değilsin. eğer canına kasıt varsa yani biri seni öldürmek istiyorsa ona karşı koyacaksın herhalde değil mi? evet askerde savaşmayı öğreniyorsun ama savaşmayı öğrendiğin için kimse seni savaşa sokmuyor olası bir savaşta en basitinden aileni korumanı istiyor. disiplin altına girmek istemiyorlarmış, hayatın hangi alanında disiplinsizlik var ki? okuldan mezun olduktan hemen sonra kim seni şirketinin başına genel müdür tayin ediyor? alt kademede işe başlayıp üstlerinden emir almıyormusun? sen savaşmak istemiyor olabilirsin ama bu dünyada savaş meraklısı insanlar var ve bu insanlar senin yaşadığın vatana da saldıra bilirler yakın tarihimizde bunun en güzel örneği; amerika'nın sözde demokrasi vaadi ile ırak'a girmesidir, eğer bu vicdani retçi insanlar ırak'da yaşasaydı yine de vicdani retçi olurlarmıydı?
insanların savaş ve onun travmatik uzantıları karşısında takındığı protest tutumu, güvenlik endişeleri ile istismar etmek bir klasik haline gelmeye başladı.. vicdani ret mantığı karşısına konumlanan realist perspektifin omurgası bellidir.. bu mantığa göre, insan insanın kurdudur.. bu mantığa göre, çıkarlarını maksimize etmeye güdülenmiş insan profilinin ötesinde birşey yoktur.. yani güçlü olan, zayıf olanı ezer... yani büyük balık, küçük balığı yutar... bu inanış, tarihin primitif dönemlerinden bugüne, kendisine sadık müritler bulmuştur.. machiavelliden tutun da, thomas hobbes'a kadar birçok mürit örnek olarak zikredilebilir.. şimdi siz kalkıp da vicdani ret mantığı karşısında, güvenlik endişelerini mevzu bahis edinirseniz, devletlerin işgallerinden misal verirseniz, dolayısıyla aba altından sopa gösterirseniz, hayatı güvenlik endişesi üzerine temellendirmiş realist pardigmanın bir parçası olursunuz. machiavelli'nin savunucusu olursunuz.. ki machiavelli, amaca giden her yolu mübah gören bir şarlatandır.. bu mübah görülenler arasına, abd nin japonyayı atom bombalarıyla yerlebir etmesi, vietnamda kullanılan insanlık öldürücü savaş teknikleri ve envai zulmü de ekleyebilirsiniz... yani kalkıp da, vicdanen savaşı ve silahları reddedenlere, silahı tavsiye edip, amerikanın ırakı işgalini örnek gösterirseniz, ırak müdahalesini meşru kılmış olursunuz... kirli tezgahlara entegre olmuş bir birim olursunuz... vicdanen silahları ve savaşları reddeden insanlar, bu kirli sarmalın dışına taşan insanlardır... vicdanlarıyla zulme ortak olmayı reddettikleri gibi, söylemleriyle de, ilerici bir ses olmuşlardır... vicdani retçi insanlar, toplum mühendisi değil;toplum sanatçılarıdır... vicdani ret karşıtı söylemler, vicdani retçilerin işaret ettiği, ama insanlık ailesinin henüz nail olamadığı ali ufukları sümen altı etmekte aciz kalacaktır...
Makyavel kadar değerli bir kuramcıyı şarlatan olarak görebilecek kadar cahil, slogancı boş beleş insanlardır. Emece giden her yol mübahtır gibi makyavel'in kuramlarını avamca özetlemek, bu fikirlere okumadan, kulaktan dolma bir şekilde sahip olunduğunun göstergesidir.
polyana gibidir. ona göre hayat toz pembe herşey çok güzel, pozitif ve olumludur. kensini kuramlara, ideolojilere ve realist olmayan paradigmalara adamıştır. herhangi bir olayaı vicdanı kabul etmiyorsa o olay olmamaış gibi yapar. ona göre savaşlardan bahsedip onları meşrulaştırmamak lazımdır. orada ölenler savaş yüzünden ölmediler zaten tamamen kaza idi aslında savaş diye bir şey de yok dünyada. savaş terimi, bir takım emir verici hükmedici insanların diğer insanlara askerlik yaptırmak için uydurdukları bir söylem.
insanlığın ilk tarihinden itibaren yani insanoğlunun dünyaya geldiği ilk andan itibaren, insan doğayla bir varolma savaşı içersindedir. doğadaki bu başarısından sonrada şeytanla (tanrıya inananlar için), zaaaflarıyla ve iradesizlikleriyle ( hadi bu da inanmayanlar için olsun ) savaş halindedir.
vicdani retçi ideolojik yaşamaz.. ideolojinin, düşünceleri keskinleştiren hunisini kullanmaz... vicdanının sesini makul kılmak için paradigmalara ihtiyaç duymaz.. çünkü o, insanları suni bir yönlendirmeye değil;insanlıklarına yönlendirmeye heves etmiştir..daha önce de zikredildiği gibi vicdani retçi, bir toplum mühendisi değildir.. toplum sanatkarıdır.. duyguları, söylemleri estetiktir... insancadır.. pek insanca... lakin polyanacılık değildir onunki... hayaller aleminde değil, bizzat reel düzlemin odağında yaşar.. acıları yüreğinin en derininde hisseder... zulme, hiyerarşinin doğurduğu akıl almaz aptallıklara karşı çok iyi bir laboranttır... toplumu çözümler... kendini toplum içinde doğru bir şekilde konumlandırır...
ordu millet olan türk halkını değiştirmek amaçlı, dış mihraplar tarafından baskıyla yaptırılmaya çalışılıp, buna inananlardır. türk milleti, tarihi boyunca, hep ordu millet olmuştur. her an savaşa hazır ve nazırdır. bu da içine girmek istediğimiz birliğin işine gelmemektedir. türk milleti, kanının canının son damlasına kadar savaşır ki kurtuluş savaşı sırasında cephedeki asker yaşı 13 lere kadar düşmüş, kadınlar da savaşa katılmıştır. oysa ki içine girmek istediğimiz birlikte ordu yenildiği zaman, asker olmayanlar kılını bile kıpırdatmazlar. savaşmak benim işim değil, askerin işi, asker de yenildi der ve oturur. türk milletini de bu hale sokmak amaçlı bir plandır.
vicdani retçiler, en çok, "düşman olsa bile insan öldürmeyi ahlaki bulmamak, hiyerarşik ve statüsel yapılandırmalarda yer almayı ahlâki bulmamak, güncel sorunlardan dolayı o ülkenin silahlı birliğinde bulunmayı ideolojik ve dini inanca aykırı bulmak" gibi nedenlerle vicdani retçi olduğunu açıklıyor.
Vicdani retçi olanlara avrupada çeşitli alternatif hizmetler yaptırılmaktadır. Bunlar şöyledir;
- avusturya: 1991'de hakkı tanıyan avusturya'da i̇çişleri bakanlığı'nda 12 ay alternatif hizmet olanağı bulunuyor. askerlik süresi ise 8 ay.
- danimarka: 1917'den bu yana vicdani reddi tanıyor. i̇çişleri bakanlığı'nda yapılan alternatif hizmetin süresi 9 ay.
- finlandiya: askerlik yapmak istemeyenler çalışma bakanlığı bünyesinde 13 ay çalışıyor. askerlikte süre ise 6 ay.
- isveç: alternatif hizmet savunma bakanlığı'nda 7,5 ay yapılıyor.
- yunanistan: 1998'de vicdani reddi kabul etti. savunma bakanlığı, bu hakkı kullananlara 23 ay zorunlu hizmet yaptırıyor. askerlik süresi ise 12 ay.
- güney kıbrıs: 42 ay alternatif hizmet yapılıyor. askerlik süresi ise 26 ay.
tüm avrupa vicdani reti yani bir insa hakkını kabul etmişken hala vatan elden gidecek diyen ulusalcı yobaz zırvalıklarını dinlemek zorunda kalıyoruz. bakıyorum avrupa'ya tüm ülkeler sapasağlam duruyor yerinde. hem allah aşkına bu ülkede zorunlu askerlik olmasa bile sırf mesleği askerlik olan milyon tane insan var. askerliği meslek olarak edinmiş askerlerimizin sayısı bile dünyada çoğu ülkenin asker sayısından fazla. hala anlayamıyorsunuz, insanlar dağlarda karakollara ölüme gönderiliyor. bir amaç yok bunda, ne şehittir ne gazi bok yoluna gitti niyazi arkadaş. ben elime silah almak is-te-mi-yo-rum, bunu anlamak bu kadar zor olmamalı. çok meraklıysanız vatan kurtarmaya gidin 2 kitap okuyun. emin olun askerde geçirdiğiniz bomboş aylardan daha çok hizmet olursunuz vatana.
her türk gencinin yapmak zorunda olmadığı bir görevi istemeyen insanlara verilen isim. devlet hiç bir insanın hayatını engelleme hakkını kendinde bulmamalı. illa ordu kurmak istiyorsan alırsın adamları maaşa bağlarsın aylar yerine yıllar boyunca eline silah alır daha etkili, profesyonel bir kuvvetin olur. yıllardan beri kalem tutan elime silah aldığım zaman benden terörü bitirip dünya barışına katkıda bulunmamı bekliyorsunuz?
