vicdani ret

entry460 galeri5 video3
    56.
  1. "körler sağırlar birbirlerini ağırlar" şeklinde devam eden bir tartışma konusu vicdani ret. birbirini anlamaktan çok uzak bir toplumuz. s.ke sürelecek aklımız olmadığı halde ona buna akıl öğretmeye çalışmak kolay geliyor. eh bu ekolden yetiştiğim için diğerleri gibi herkese akıl öğretmeye çalışmak en büyü vatani görevimdir.

    öncelikle vicdani ret bir haktan öte seçimdir. bunun yasalarla güvence altına alındığını düşünelim. eğer askerliği çok seven bir millet isek zaten böyle bir hakkımız olsa da, 3-5 eğitimli insan dışında kimse kullanmayacak. fakat eğer bu durum böyle değilse zaten resmi düşüncenin bize öğrettiği "biz asker bir toplumuz" yargısı bir önermeden öteye gidemeyecektir. zaten asıl korkulan durum bu. çünkü kurtuluş savaşı verilirken bile ilk dönemlerde binlerce asker kaçağı vardı. kendi içimizde yiyip biten, korkan bir toplumuz. karıncalar gibi dizilip, bir komut altında yürümekten ve kraliçelere yemek götürmekten başka hiçbir işe yaramıyoruz.

    vicdani retten nefret edeneler ve bunun vatan hainliği olduğunu söyleyenler diğerleri gibi askerlikten fazlasıyla korkuyorlar aslında. çünkü hiç kimse eline silah almak, adam vurmak gibi şeyleri kolaylıkla yapamaz. diğer bir taraftan orduya katılmanın dış mihraklara karşı ülkeyi korumak olduğunu düşünüyorlarsa yanılıyorlar. yıllar önce ortaya çıkan gençler vatan toprakları abd'nin şunun bunun üssü iken bunu duyurmalarına karşın vatan haini ilan edilmiş bir ülkede yaşıyoruz. o yüzden buradan "dağdaki ülkeyi koruyan kardeşlerimiz" kadar sizlerde orada bulunmaktan korkuyorsunuz ve korkacaksınızda.
    6 ...
  2. 55.
  3. 54.
  4. amerika, israil veya ingiltere vatandaşı olarak elbette denilebilir ki:

    -ben çeşitli çıkar gruplarına hizmet eden devlet politikası doğrultusunda kilometrelerce uzakta bulunan, vatanımla uzaktan yakından hiçbir alakası olmayan bir ülkeye işgal tertipleyen bir orduda zorunlu askerlik görevimi yerine getirmek zorunda değilim!

    ancak otuz yılı aşkın süredir, asırlardır bu topraklarda yaşayan bir topluluğun dış güçlerin kışkırtmalarıyla bu vatanın evlatlarını, vatandaşlarını, sivil yurttaşlarını gözünü kırpmadan öldürmesine rağmen ben bu ülkede askerlik görevimi yerine getirmiyorum. beni savunurken ölen kardeşlerimin hepsinin cahil, işe yaramaz ve de ülkenin geleceğine tek katkılarının canları ve etleri olacağını aşağıdaki cümlelerimle tasdik ediyorum:

    "(vicdanî redciliğin) vatan hainliğiyle uzaktan yakından alakası yoktur, vatan borcunu çok daha yararlı şekillerde ödeyebilecek binlerce mühendis askere alınıp boşu boşuna YAT! KALK! gibi gereksiz emirlerle uğraşmakta ve de heba olmaktadir!"

    halbuki Türkiye Cumhuriyeti denilen ülkede ve tarihinde görüldüğü üzere, her türlü savaşta ve olağanüstü halde bu millet tek yürek-tek bilek olmuştur. zorunlu askerlik de en azından beş-onbeş aylık dönemlerde tüm vatan evlatlarını böyle bir savaş anında silah tutar hale getirme amacı gütmektedir.

    eksi kırk derece soğuklarda dağ başında, bizleri koruyan kardeşlerimizi sadece televizyonlarda ve bilgisayar ekranında gördüğüm eli silahlı piskopat yaratıklardan biri sanmamdan dolayı şu cümleyi bile sarf edebilirim:

    "ben bir hayvanım, içgüdülerimi engelleyemiyorum"

    çünkü bu kardeşlerimizin yapacak bir işleri yoktur onun için adam öldürmeye dağa çıkmaktadırlar.

    --spoiler--

    işte bu gibi nedenlerden ötürü ve sözlü ifademde de belirttiğim üzere ben vicdanî redci değil "vicdanı red"ciyim.

    --spoiler--

    ve günün birinde bir yakınım bombalı saldırıya kurban giderse veya bu ülkede yaşanabilir güvenli tek bir nokta kalmadığı günlerde de devlete, millete ve bizi koruyamayan Türk ordusuna lanet yağdırmayı da görev bilirim.
    1 ...
  5. 53.
  6. yumuşak popolarını koydukları o yumuşak koltukların dahi ülkelerini işgal ettiğini düşündükleri şirketlerden birine ait olma ihtimali o kadar yüksek ki aslında temsiliyetçilikleri beynilerinde olmadık tezahürlere yol açmış olabilir bu sebepten. onlar için askerlik ölmek ve öldürmekten ibarettir başkaları için ise hizmettir vatanına milletine. demokrat başbakanın dediği gibi çek git demek yakışmaz belki ancak onların da yapabileceği şeyler var. aihm' ye başvurup ben hayvan değil insanım askere gitmek istemiyorum diyebilirler. aslında ilk önce tsk' ya başvurup bunu deseler olumlu cevaplar alınabilir lakin ülkemizde askerlik hayvanlar için zorunludur. ölmek ve öldürmek olayının iğrençliğini savunan insan evlatları acaba kaç kişi tanırlar askere gidipte birini öldürmüş. her askere giden birini mi öldürüyor ya da? savundukları şeyler o kadar sığlıktan ibarettir ki, git memleketini işgal eden şirketlere engel ol önce, askerlik ne işmiş falan demeye getirirler. aslında küresel ısınmayı çözmeye de çalışacağız ancak sıra gelmedi ona.

    dememiz o ki ey insanlığın evaldı; bir şeyi yapmak istemiyorsan eğer bunu açık açık söyleyebilirsin. yok o öyleydi, yok bu böyleydi, yok şu oldu yok bu oldu demene gerek yok. zaten öyle de desen böyle de desen senin ne olduğunu herkes aynı şekilde anlayacak.
    2 ...
  7. 52.
  8. toplumun kontrolu nedeniyle sayıları az olacaktır... bu optimist kimseler gerçek düşmanla hiç karşılaşmamışlar, birlik ruhu gelişmemiş, bencil kişiliklerdir...
    1 ...
  9. 51.
  10. perihan mağden'in savunduğu için epey bir başını ağrıtan..
    1 ...
  11. 50.
  12. hayvanlar dahi iç güdüsel olarak sahip olduğu şeyi korumak için canını ortaya koyar yeri geldiğinde. sahip olduğun şeyi korumak için bir çok şey yapılabilir. kimilerine göre de bunların en vahşicesi eline silah alıp beklemektir dağlarda taşlarda. vahşicedir çünkü bunlar hiçbir zaman istedikleri şeyi elde etmek için çaba sarfetmemiştir. hayatları boyunca herşey önlerine altın tabakla sunulmuş olabilir. yada o kadar verimsiz ve tembeldirler ki kendi acizliklerini dünyanın gerçeği sanaralar. günümüzde bunlar böyledir. bunlar ne ilktir ne de sondur aslında. işgal günlerinde izmir' e giren işgal kuvvetlerini törenlerle karşılamış, istanbul' da ayaklarının altına paspas olmayı onurlu bir davranış gibi görmüşlerdir bunlar. o zaman da yazı yazanı vardı bugün olduğu gibi. o zaman ki adı ali fuat' dı şimdiki adı daha başka oldu. o zaman da kimse korkmamıştı şimdi de kimse korkmaz bunlardan. sadece kendileri korkar, gölgelerinden bile.
    2 ...
  13. 49.
  14. vicdani ret bir haktır ve kullanımlalıdır mutlaka. askere gitmek zorunluluk değil demek, evde oturmak yada entry girmek o adamın vatana borcunu ödeme şekliyse eğer memleketin vicdanı zaten bunları kabul etmez. o sebepten memleket vicdanı bunlar gibi savaşta ilk kaçacak adamları reddetme hakkına her zaman sahiptir.
    2 ...
  15. 48.
  16. vatani görevin sadece bu ülke topraklarına göz dikmişlere kurşun sıkmak olmadığını düşünen kişiye mtanıklı gelen ve hakkı olan haktır. dış mihrakların bu ülkeye göz koymasını caydıracak teknolojik gelişmeleri kontrol edebilecek veya politik gereklilikleri çekinmeden yerine getirecek parlak beyinlerin, gaz, her türk asker doğarcı veya şehitler ölmez vatan bölünmezci ne yazık ki daha eğitimsiz erkek vatandaşlarımız gibi kullanılması durumunda doğacak sonuçların çok daha büyük olduğunu bilen kişilerin kullanması gerekli olan hak.
    2 ...
  17. 47.
  18. 46.
  19. 45.
  20. militarist bir tabanı olan türkiye de pek kabul görmeyecek hadisedir. bırakın tsk yı bunu halk bile kabul etmez. direk olarak şunu derler;
    ben yaptım, herkes yapacak. düz mantık ama evet denecek olacak olan bu. ama bir insanın hayat görüşünde silah altına alınıp asker edilmek olmayabilir. karıncayı ezemeyecek adamın eline silah verip dağa gönderirseniz o adamın buna itiraz etme hakkı doğar. ama bunu bu ülkede kimseye anlatamazsınız.
    3 ...
  21. 44.
  22. askerlik yapmamak için insan hakları mahkemesine başvurarak askerliği red etme olayıdır.
    askerlik her türk gencinin vatani borcudur, yüce atatürk ün emanetçiliğini yapmaktır. ama gel gelelim ki askeriye içinde dönen kirli oyunlar, rütbeli askerlerin ego tatminleri, asker boş kalmasın diye yapılan saçma eylemler; duvarı selamlama, duvara bir adım kala beş adım marş komutu vb. birçok ego tatmini olarak nitelendirilebilecek olaylar kişileri askerlikten soğutmak ve vicdani ret bir hak haline getirmektedir.
    savaş sanatı yerine adeta saçmalıklar silsilesi halini almıştır. mantığın bittiği yerde askerlik başlar saçmalığını doğrular bir nitelik kazandırmıştır.
    askerliği red etmek için yapılan en basit emir çeşidi...
    komutan posta çağırma ziline basar; *
    -dikkat komutanım... *
    +oğlum şu televizyondan star tv açsana...
    *
    böyle bir emir veren adam daha neler yapmaz. şuan ki konumum itibariyle sosyal tesiste vatani görevimi yapmaktayım. bir işletme örneği sergilenmekte büyük bir işletme, komutan önümüzdeki bir hafta için plan yapamaz halde bir insan savaş esnasında böyle insanların emirleriyle nereye varılır bilinmez...

    vicdani red bir haktır, isteyen bu hakkı böyle kuruma boyun eğmemek için isteği gibi kullanır, tabi ki bedeli ağırdır.
    4 ...
  23. 43.
  24. her türk asker doğar mottosunun doğal bir sonucu olarak tc tarafından tanınmayan ve asla * tanınamayacak olandır. bir suçtur.
    2 ...
  25. 42.
  26. askerden kaçmak değil, askerlik yapmayı reddetmektir. kaldı ki şu anki şartlarda askerlikte karşılaşabileceklerinden kat be kat daha ağır yaptırımlarla karşılaşırlar. aynı suçtan defalarca yargılanır, defalarca hüküm giyerler. buna rağmen savaşlara alet olmayı reddederler.
    5 ...
  27. 41.
  28. askerden kaçmak olmayan direkt şererfsizlik, hainlik olan şey...neyse artık...çok sevdiğiniz deyimle önerme olsun... tek birşey soruyor ve cevabını merak ediyorum...askere gitmek istemeyen bu dallamalar ve peace edebiyatı yapan bu kesim acaba düşman götüne kadar girip, savaş çıkıp ıraktaki aileler gibi kocaların abilerin önünde kız çocuklarına kız kardeşlere tecavüz edilirken de bu kadar hümanist olabilecek midir? yoksa bu görevi yaparak askerlik hakkında az çok fikir sahibi olmuş en azından bir tüfek söküp takmayı, ateş etmeyi öğrenen ve vatanı için verilen 6 aydan 15 aya kadar değişen görevi gocunmadan yapmış kimselerin anasını bacısını kurtaramak için gelmesini mi bekleyecektir? bugün askerlik görevini yapmayanın yarın savunulmayı beklemeye hakkı yoktur...
    (bkz: bu memlekette göte göt denir)*
    2 ...
  29. 40.
  30. Türkiye'nin tartışmaya başladığı ve zaman içerisinde daha da alevlenmesi beklenen tartışma konusudur. Pek çok Türk Vatandaşı paralı yollardan askerlik görevini yerine getirebilmektedir ve bu kişiler için vatan haini suçlaması yapılmamaktadır. Oysa parası olmayan, imkanları elvermeyen insanların da başka şekillerde vatani borçlarını ödeme yolu yoktur. Bu şekilde düşünüldüğünde örneğin 1 sene kamu hizmeti yapmak da vatan hizmetidir ve kutsaldır. Böyle bir fırsatın olmaması pek çok açıdan anlaşılamaz.
    2 ...
  31. 39.
  32. devletlerin ordularıyla seviştiği bir dünya hayal ediyorum. savaşa karşıyım ve vicdanım çok rahat.
    3 ...
  33. 38.
  34. terörün arttığı dönemlerde daha çok gündeme geldiği gözlerden kaçmayan kavram. elbette ki gereksiz yere yapılan savaş cinayettir ve bu görüşü savunmak vicdani retin bir parçasıysa türkiyedeki çoğu insan farkında olmasa da vicdani retçidir. ama ülkeyi savunmaktan kaçmak vatana ihanettir; vatana ihanet dünyaya ihanettir. çünkü türkiye de dünya barışını desteklemekte, türkiyedeki barış ortamı baltalandığında dünya barışı baltalanmaktadır. elbette ki diplomatik çabalar olmadan sınırlarda savaşmanın çok az faydası vardır ama askeri destek olmadan da bir ülke caydırıcı gücü olmadığından kolay kolay dikkate alınmaz. özellikle bizi parçalamak isteyen ve bunun için terörü destekleyen birçok ülke varken.
    2 ...
  35. 37.
  36. dünyanın birçok ülkesinde el kol sallanarak yapılan veya zorunlu olmayan ve hatta ülkemizde paranız varsa muaf bile tutulabileceğiniz, doktor veya öğretmenseniz veya teknik ekiptenseniz yata kalka yapacağınız ve sırf bu sebeplerle bile "sınırda sizin için mehmetçikler nöbet tutarken vicdani ret vicdansızlıktır!" benzeri eksik* karşı çıkışlara karşı çıkılabilecek durum. anti-militarizm konusunda ise Nilgün Toker iyi demiş:

    "Anti-militarizm bir tahakküm sisteminin reddi ve değiştirilme talebi anlamına gelmesi bakımından politik bir sorumluluktur. Aynı zamanda bir insan olma halinin savunulması ve korunması talebi olarak anti- militarizm ahlaksal bir sorumluluktur. Başka deyişle, düzenleme, idare etme anlamındaki bir politika olarak militarizme karşı çıkmak, politikanın anlamını değiştirmeyi gerektireceğinden politik bir bakış açısıdır; bu karşı çıkışta dayanak olacak olan insan olma tanımından kaynaklanacak insanlık değerini eylemin ilkesi yapmak bakımından ise ahlaksal bir bakış açısıdır. Bu ahlakın, anti-militarizmin bir politika olarak içinde taşıması gereken bir ahlak olduğunu, bir direnme ahlakı olduğunu da hemen belirtelim.
    Militarizm, bir korku rejimi olduğu için, insanlar arası ilişkiyi dost-düşman kavramlarıyla kategorize ederek insanların bir grubunun başka insan topluluklarının yok edilmesini onaylamasını, meşrulaştırılmasını sağlayacak, hatta bu yok etmeye bizzat katılmasını, değilse de bu yok edişi seyretmesini sağlayacak biçimlendirilmiş bir zihin durumunu yarattığından, anti-militarizm bu insanlık dışı insanlık haline karşı çıkmak anlamına geldiğinden politik bir sorumluluktur. Bu sorumluluk, militarizmin egemen olmadığı bir dünya kurma iradesini yaratma sorumluluğudur. Dost-düşman kategorileriyle biçimlendirilen homojen bir toplum yaratma ve bu toplumu her türlü başka olana karşı bir korku ile besleme işleminin ideolojik çerçevesi milliyetçilikle sağlanır. Milliyetçilik, militarist bir devlet örgütlenmesi altında bütünleştirilen, karakterini ve kimliğini devletin taşıdığı ve vazettiği hakikatten alan toplumların başka olana, aynılaşmamış olana, farklılık taleplerine karşı dışlama, reddetme ve giderek yok etme tavrını içselleştirmesini sağlayan bir ideolojik çerçeve olması bakımından, militarizmin ideolojisidir."

    alıntı yapılan metnin tamamı için *: http://www.savaskarsitlar...ID=1&ArsivAnaID=36302
    9 ...
  37. 36.
  38. demokrasi, insan hakları ve hukuk sınırları içersindeki bireyin özgürlüğünden dem vurularak sayfalar dolusu patırtı ve kuru gürültü dışında bilimsel ve toplum gerçeğinin yanından dahi geçmeyi başaramamış bir yığın lakırdının neden olarak gösterildiği kaçıştır.
    evrensel insan haklarını bir uluslararası çerçeve kabul edersek eğer, vicdani red kavramını onun içinde bir yerlere sokmak suyunun suyudur zaten vicdani red savını ileri süren şahısların toplumla olan munasebetleri kısaca toplum düşmanı sıfatının ilerisine geçemediği için tartışmanın bile anlamsız kaldığı bir olgudur.
    genelleme bile yapmaya gerek kalmadan, sağır sultanın bile duyduğu gibi vicdani redci denen şahıs:
    türkiye devletine karşı silahlı mücadele vermeyi kafaya koymuş içimizdeki düşmanlar, asker ocağına gittiği zaman bir yerlerinden kan geliceğine aşırı derecede inanmış yumuşaklar olarak çok rahat şekilde ikiye ayırabiliriz. bu iki genel tanımında alt kümeleri pek tabiki vardır ve insanlarda en gerizekalı fikirlerini bile bu alt kümelerden birine sokup özelleştirmek isteyeceklerdir.
    acizane şahsi fikrim, bu adamlar en serefsiz duygunun hayvani, turkler in hain kontenjani nı dolduran gereksiz tiplerdir.
    3 ...
  39. 35.
  40. hangi siyasi kişiliğin oğlu(belde ve belediye bşk dahil) sınırda şehit düştü,bu ülkede herşey gariban insanların sırtında merak etmeyin onlar vicdani red çıksa bile umursamazlar,onlar ölmeye diğerleri gülmeye devam eder.
    5 ...
  41. 34.
  42. uygun koşullarda bulunulmadığını anlamış hiçbir vatan severe ait olamayacak görüş.
    2 ...
  43. 33.
  44. ideolojisiz bir oportunist tarafından gerçekleştirilen bir ayak direme ise anlaşılabilir türe dahil edilemeyecek fenomen. karşıt ideolojiden birinin resmi ideolojinin dayatması şeklinde bir kabulle gerçekleşen reddi ise, bir zümrece değer yüklenebilecek bir şuur hareketi kabul edilir. sivil toplum örgütleri ve onların yandaşı batı merkezli bazı oluşumların desteği ile vicdani retci şahısa ordu tarafından "ibnedir, askelik yapamaz" mazbatası verilir.
    3 ...
  45. 32.
  46. düşman: yat yatt yatt.
    vicdani retci: ya ben vicdani ret yaptıydım.
    düşman: eeee
    vicdani retci: e kurşun sıkmasan bi de bizim topraklarımızda ne işin var ki, çıkıp git yani.
    düşman: tamam. gidiyorum.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük