bu ülkede gerçekten uygulanabildiğinde bize bu ülkede ne kadar vatanseverin olduğunu gösterecek bir hak.başkalarının ;üzerinden para kazandığı bu toprakları korumak için savaşmak ne kadar aptalca.bu dengesizlik ortadan kalkınca zaten askere gerek kalmayacak.şimdilik inadına vicdani ret ya da ülke vatandaşlığından çıkış.
kendi inandığı şeyler için savaşmayı, birilerinin dayattığı savaşlarda maşa olmaya tercih eden insanın askerliği reddetme halidir.
sonu hiç iç açıcı değildir elbette. aylarca hapis, sonra askerliğe zorlanma, hala direniyorsan ancak akli dengenin, ruh sağlığının bozuk olduğuna dair bir belge imzalaman şartı ile kabul edilmektedir. yani askerlik o kadar olağan o kadar kutsaldır ki, onu reddediyorsan ruh sağlığın bozuktur, başka bir ihtimali olamaz.
anı zamanda, kadınlarında açıklayabildiği bir reddediştir. şahsım önümüzdeki sene açıklamayı planlamaktadır. haa kadınlara da anında, askerlikten soğutmaktan dava açıyorlar. ohh hayırlısı olsun.
he ya soğutuyoruz askerlikten biz insanları. soğusunlar, militarizmin çöksün hatta.
birbirlerine "off lan süperiz biz üstün insanız, dünyayı çözmüşüz diğerleri koyun" şeklinde gaz veren hakikaten zavallı ergenlerin etrafında buluştukları enternasyonalist-hümanist tarz düşünce.
evet, tarz düşünce. metal müzik gibi, küpe takmak gibi aykırı bir eylem, tarz. komik ama.
kendilerini değerli hissediyorlar bir de, acınacak durumdalar. memlekette hemen herkesin nefretle baktığı, memleketin değerini bilen yaştakilerin "allah belanızı versin" dedikleri genelde ana babaları ayrı, veya ilgisiz; zor çocukluk geçirmiş genelde güneydoğulu hatta kürt ve işsiz insanlar.
genel profillerinde burjuvadan ve zenginlerden nefret ederler. gücün her türlüsünden nefret ederler çünkü kendilerinde yoktur. eziktirler. itilmişlerdir, toplumun en alt tabakasıdır. hiç bir zaman ne tipinden, ne cebinden ne kariyerinden ne de babası sayesinde "adam" yerine konulmadan büyümüştür.
itile kakıla, görülmeden; zavallı gibi.
yani türkiye nin büyük sorunu olan psikolojisi bozuk tiplerin etrafında buluştuğu akım. bir tür müslüm babacılık, bir tür ismail yk cılık gibi. andırgrand "moda" tabirle. rep gibi, anarşizm gibi. moda işte. psikolojisi bozuk ergen modası.
ha, ergen dediysek; beynen 18 yaş altındaki adama da ergen denir. 30 yaşına gelmiş adam olamamış, gayet mümkündür.
bir nevi emo da diyebiliriz aslında konuşmalarına bakınca. sanırsınız ki çok emoyşınıllar. belki de öyledirler, emodurlar. sinek öldürmeye çekinen pembe donlu meleklerdir. kim bilir?
vicdani redde "korku" diyenler inan suver'in mektubunu okuyup "korkak" bir insanın nasıl 9 yıl boyunca böyle bir hayatı göze alabildiğini anlamaya çalışsınlar.
insanların anlamadıkları veya kendilerinin asla göze alamayacakları davranışlara verdikleri isim bazen 'korku'dur, bazen 'ihanet', bazen de 'delilik'.
"Her ülkede ilk vicdani retçiler her zaman en büyük acıları çekmişlerdir. Bu ülkede 'Her Türk askere gider' diye bir söz vardır. Ben de anneme sordum; 'Ben üniformalı mı doğdum' diye. Hayır, çıplak doğmuşum, yani sivil. Her Türk insan ve sivil doğar".(*)
korkmak filan değildir. sadece adam öldürmek istemeyen 'insanın' hakkıdır, hakkı olmalıdır fakat şunu da kabul etmeliz ki şu an şu durumda Türkiye'de mümkün gözükmüyor.
şu aralar çok moda. öyle ki sonuçlarına katlanamayacak kişiler tarafından çatır çatır açıklanmakta, vicdani ret müessesesi ele ayağa düşürülmekte. vicdani ret dışında hiçbir muhalif tepki koyamayan liberaller bile vicdani retçi olmuşlar, çok kuul bir şey çünkü onlara göre.
dünyanın en gerizekalı, en ezik olgusu. "ben insaan öldürmeeak istemiyoraaam yaa" diye zırlayan veletlerin zırlama kaynağı, homo, gay ibne işi birşey. adam gibi "ben ölmek istemiyorum, ben kimsenin emri altına girmek istemiyorum" denilse vicdani ret yerine, saygı duyarım, vallahi de billahi de yüzde yüz desteklerim, ama "ben insan öldürmek istemiyoraaaam ki" derseniz ibne de denir size, homo da, g.tveren de... ezikler.
insanlara verilmesi gereken haktır. tabi bunu demogojik kullanan bazı götler var onların amacı silahsız savaşsız bir dünyadan çok zayıf asker, silahsız ordu az kuvvet kolay elegeçirme, sevmiyorum sizi sütoğlanlar.
milyon tane yolunu buluyor gitmek istemeyenler. neden hala ağlamaklı, humanist şeyler yazıp kendinizi tanıtmaya çalışıyorsunuz ki ? kurtuluş savaşında da vardı sizin gibi tipler. dünya devam ettikçe de var olucak. zar'ın biri çıkar şimdi "kendini hala kurtuluş savaşı yılların da sanan bik bik bik yazarların da var ....".
"Vatan sizin için ne yaptı???" diyen insandır. sistemi çözmüş insandır. sisteme bu savaşları yaratanlara bir hiç uğruna onları ölüme gönderenlere köle olmayacak insandır. bu konuyu her düşündüğümde sinir krizine girmeme neden olur sen kimsindir ki o insanı ölüme yollarsın? bu hakkı sana veren; milyonlarca insanın açlık sınırında yaşaması mıdır? binlerce insanın ötekileştirilmesi midir? yıllardan beri gelen bu saçma sistemi devam ettirip bakın aç insanlarımız artık daha az aç ama ben köşkte oturmaya devam ediyorum diyebilmen midir? sonra da aç olanlara karşı, aç olanlar için, ve daha zengin olmak için piyonun sandığın insanlara zorunlu askerlik yaptırma hakkını bulur kendisinde...
insanlara "oku" der, "yoksa iş bulamazsın. iş bulamazsan ev bulamazsın, yemek bulamazsın, açlıktan ölürsen kimsenin umrunda olmaz çünkü isteyenin herşeye gücü yeter, çalışsaydın başarırdın. hiç birşeyin umrumda değil ama askere gideceksin seni öldüren kişi için öleceksin." yok yaa!?
silaha meraklısınız bakıyorum, "karşıdan silahlı geliyorlar! dinlemezler, ne yapacağız ya!?" gibi bir cevabı haklı görecek kadar da dar görüşlüsünüz bakıyorum.
bakıyorum da; insanları yaftalamayı seviyorsunuz.
bakıyorum da; eşitliği bile yanlı savunuyorsunuz.
bakıyorum da; görüşlere pek saygınız yok.
bakıyorum da...insan olduğunuzu unutmuşsunuz, devlete çabuk alışmışsınız. fikir üretmeyi öğrenmemiş; yaptırımlara boyun eğmişsiniz, sorgulamak nedir bî-habersiniz.
vicdani redçi olmanın gerekçeleri arasında beni benden alan madde şudur: "Birey, (Yehova Şahitleri örneğinde oluğu gibi) dini inançları gerekçesiyle her türlü şiddete karşı olabilir."
son senelerde kırım kongo kenesi misali türeyen ılımlı islamcilar ki; islamiyetinde ismini lekeliyorlar, hangi akla, mantığa dayanarak böyle bir gerekçe ile askerlik görevinden muafiyet isterler anlamak mümkün değil. savaştan kaçmak, kur'an' ın yasakladığı en büyük günahlardandır. kaldı ki askere giden her türk erkeği derhal cepheye gönderilmiyor. disipline ediliyor, zor yaşam şartlarına adapte olmayı ve kendi kendine yetebilmeyi öğreniyor. sıkça bahsedilmiş; yok mühendis patates soyar mıymış, gazeteci komutanının ayakkabısını boyar mıymış. işte bu gibi egosu tavan yapmış götü kalkık bireyler için askeriye özellikle olmazsa olmaz biyerdir. egonu olduğu yerden indirir ve diğer insanlarla eşitler. bu insanlar nerede yaşıyorlar anlamak güç, bize zor geliyor, maçamız sıkmıyor diyemeyipte bir kaç kıçı kırık ağdalı ancak içi boş gerekçe sunuyorlar: ben şiddete karşıyım, dinin inançlarım gereği insan öldürmeyi öğrenenemem veya ben emir almam emir veririm bıdı bıdı... hümanizm denen şeyden tiksindirirler insanı.
araların pek sade vatandaş yok gibi, ya sanatçı, ya eşcinsel ya aktivist... belki de bu yüzden biraz daha başka bir yerde duruyor. (bkz: ümit ılgın yiğit) (bkz: mehmet tarhan) (bkz: halil savda)