1. Ve 2. Dünya savaşları sonrasında Yapılan araştırmalara göre bazı askerlerin uzmanlara, çatışmalar sırasında ateş ederken bilerek ve isteyerek ıskaladıklarını itiraf etmesi sonucu literatüre girmiş kavram.
"Yaşamak için öldürmem gerekiyorsa, ben ölmeyi seçiyorum."
Bireyin inançları ve değerleri gereği bunu diyebilme özgürlüğü var mıdır, olmalı mıdır?
al şu silahı git şunları öldür diye insanları zorlamak saçma, zaten yapmayacağı için silah boşa gidecektir ama zaten öyle bir şey yok.
vicdani rede gerek yok, yapılacak bir sürü iş var, mıntıka temizlenecek, paspas yapılacak, oradan oraya bir sürü malzeme taşınacak, tuvaletler yıkanacak, evrak yazılacak, araba kullanılacak. hangi işi kitlemişlerse o yapılacak. %90 ihtimalle kimse sana git şunu vur demeyecek merak etme.
Askere gitmek istemeyen birine tutup silah atma eğitimi vermek kadar saçma bişey bu çağda olamaz. Savaşlar füzelerle yapılıyor. Sen böyle bi adama silah verip cepheye sürecek kadar düştüysen teslim ol daha iyi. Devlet zorunlu askerlik yerine diplomasiyle savaş çıkarmamaya çalışmalıdır.
canımın içi, o bahsettiğin şey Türkiyede tutmaz. ülkenin içi dışı hainden puşttan geçilmiyor. Türk toplumunun aslında asker kökenli olduğunu da göze aldığımız zaman, bu gölün o bozuk mayayı tutması akıl karı bir iş olabilir mi ki?
Ben de bu hakkın tanınmasının gerektiğini düşünenlerdenim. Zorunlu olarak belli bir zaman askerlik yaptırmak insanlara özgürlük kısıtlılığıdır.
Ve avrupa konseyi ülkelerinden tek türkiye'de bunun hak olmaması ülkemizin konudaki geriliğini göstermektedir.
Baskıcı ülke olarak tanınan rusya'da dahi tanınmış haktır.
Buradaki sistem para karşılığı hakkını ayrıcalık gibi sunuyor insanlara.
Bunu açıklayanlar son derece cesur insanlardır. Hayatları davalar ile, hapis ile, para cezaları ile, haklarının gasp edilmesi ile geçer.
Türkiye bu yüzden avrupa insan hakları mahkemesine dava edilmiş, ve ceza yemiştir.
şahsen ben yıllar boyunca asker kaçağı olarak yaşadım, götüm bir kere bile yemedi vicdani ret açıklamaya.
en sonunda 15k'lık bedelliyi yakaladım ve tamamen kurtuldum.
karşı olmamın nedeni sarsılmaz anti-militarist kişiliğimden ya da "elime silah almak istememekten" filan değil. aksine en keyif aldığım anlar, AK-47 ile ateş ettiğim anlardı.
istememe nedenim basitti. bir insanın, istemediği bir hizmet altına zorla alınmasını yanlış buluyordum. politik değil yani.
Zorla silah altına alınan, istemeyen askerden de asker olmayacağının farkındaydım.
Konuyu tartıştığımız komutanlar da aynı görüşteydiler. %90'ı "istemeyen gelmesin zaten kardeşim, bizim gönüllü askere ihtiyacımız var" diyorlardı.
Bazı orospu çocuklarının iltica ederek Almanya’da bok temizlemek için ortaya attıkları iddia. Bu amına kodumun çocukları sözde hümanist bakış açılarından ötürü orduya girmeyi reddederler. Ancak hemen hepsi bil’umum örgüt militanıdır zaten. Haklarında dava açılınca herhangi bir Avrupa ülkesinde oturum biletini kapmış olurlar.
Gel zaman git zaman biriktirdikleri 3 kuruş parayla sikindirik sinekli bi dönerci açarlar. Dükkan ismi genelde kawa grillhaus, afrin kebab, amed pizzarea gibi bişey olur. Bir süre sonra örgüt tepelerine biner, heval ihtiyaç vardır, para lazımdır diye. Gel gör ki bu şark kurnazı götveren örgüte de para vermez (tam Şener şen-ilyas Salman filmi gibi amk) daha sonra örgüt bunu finansamt(maliyeye) şikayet eder. Maliye gelir afrin kebab’a 500k € ceza keser.
Türkiye de bunun silahlı örgüt fotolarını almanyana gönderince vergi kaçakçılığının üstüne teröristlik de binince oturumu iptal edilir. Arada bu yavşak haliyle 1-2 mevzuya daha karışınca deport yer.
Memlekete dönünce kesin dönüş yaptım inancın olsun oralar göründüğü gibi değil pozlarına girer. Ancak karşısında hesap soracak bir devlet ve örgüt vardır. Örgüt adamı infaz edeceğinden bu yavşak bu sefer şikayet ettiği devlete sığınır. itirafçı olur, olaylar gelişir.
işte o methiyeler düzdüğünüz, kendinizce yüceltmeye çalıştığınız vicdani ret tabir-i caizse çok yönlü bir omurgasızlığın vücut bulmuş halidir.
ilerlemek için tanınması gerekendir. halkı askerlikten soğutma taraftarı değilim TCK 318 demeyin bana. Ordunun güçlenmesi taraftarıyım. zorunlu askerlik demek seçmediğin bir yerde silah altına girip, paran yoksa 6 ay-1 sene bir koğuşta 300 erkekle beraber olup, her türlü mantıkdışılığa sahip olunabilen bir yerde hayatından, zamanından çalıp, vatan savunması için şart olmayan, vatan savunması bahanesiyle, seçmediğin birilerinin politik fantezileri ve keyfiye emirleri için sadece bir kez sahip olduğun geri gelmeyecek gencecik canını verebilmek demektir. geri kalmış antidemokratik 5.dünya ülkesi uygulamasıdır. bundan bahsetmenin suç sayılma, hapis, para cezası yeme ihtimalinin olması bile demokrasinin olmadığının göstergesidir. sadece sözde göstermelik demokrasi var demektir. afganistan'dan çok farkımız yok demektir. zorunlu askerliğin amacı kesinlikle vatanı savunmak değil, bastakilere uşaklık yaptırmaktır. terör örgütleri aksine öldürecek eleman bulamayacağından dolayı desteklemez.