bu vatanın bana verdikleri için vergimi veriyorum, işime okuluma gidiyorum, ekonomisine katkı sağlıyorum. askerlik yaptım diye övünüp bir baltaya sap olamadan bütün gün evde yatmaktan iyidir.
vicdani red nedir ? ülkenin kuruluş tarihi kanla yazılmış bir devletin vicdani red gibi bir imkanı yoktur ! zorunlu silah eğitimi ver 2 ayda teskere ver, veya paralı yaptır ,ama yaptır.
vicdani red yavşakça bir kaçış yoludur, zorunlu askerlik gereklimidir tartışılır ama vicdani red geçmişle tamamen tezat duruma düşmektir.
askere gitmek istemeyenleri anlayabiliyorum, bende isteyerek gitmedim, çok gerekli olduğunu da düşünmüyorum ama çözüm vicdani red değil bunu çok iyi biliyorum.
silah tutmayı bilmem, nöbet tutmayı bilmem. gidip gözü dönmüş itleri mi gebertmemi bekliyorlar benden. he olay şöyle olsa. ortada silah mayın olmasa. böyle meydan savaşı olsa bilekle. analarını sikmezsem orospu çocuğuyum. ama işin içine silah giriyor. benim alanım değil. kaldı ki elime silah alıp bir pkklı öldürebilirim sıkıntı değil. sadece pkklı olması da şart değil, herhangi bir ülkenin ya da oluşumun militan/askeri gelse ülkeyi tehdit etse onu da vururm. sıkıntı şu benim için..
ben ak parti, ak parti'yi seçen halk ve amerika'nın pislik pkk oyunu sebebiyle ölme tehlikesi geçirmek istemiyorum.
yani ben vicdani reddi bahane göstererek bu sebepler sebebiyle savunuyorum.
ilkokuldan itibaren kafatasımızı açıp huniyle militarizm döken sistemin verdiği sarhoşluğu artık yaşamayan yazarlardır. vicdan reddinden kasıt siki taşşağı denk, sefa içinde yaşamak için askere gitmemek değil. ama arkadaş, yıllardır askerlik başlı başına bir meslek değil, angarya haline geldi ve türkiye'de ordu kendini geliştiremedi. askeriyenin kendine ait personeli azınlıkta çünkü. geri kalanı 18 ay kalıp kalıp geri döndüler hayatlarına. koysana adamı oraya kadrolu. gerçekten asker doğan adamı alsana sadece.
tabii eksi tarafı da var bu olayın. silah tutmayı ucundan kıyısından(18 ayda 10 el ateş etmiş kadar da olsa) bilen bir halk avantajdır. ama özel durumlarda. ülke çapında seferberlik halinde getirisi olacaktır. ama sen, sana yeni teknolojiler üretecek, ticaret yapacak veya seni birçok alanda kalkındıracak, bayrağını başka yollarla cihanda dalgalandıracak adamı öldürtmezsen daha büyük kazancın olur. olası bir seferberlikte halkı eğitmek için kurulmuş bir birlik zaten var.
askerliği bot boyamak, amelelik yapmak, kısaca ezilmek olarak algılayan yazarlardır. evet bende 5 yıl dirsek çürüttüm üniversitede ve askerde boktan bir ton anım var gereksiz bir ton arkadaş edindim orda hem de sike sike. ama bana kattığı artıları saymakla bitiremem. ağa siz desenize bizde o büzük yok egomuzu kıramıyoruz artı eksi çıkarımı yapamıyoruz diye. yatın koçum evinizde illa askere gidecek birkaç babayiğit çıkar zaten.
savunmayan kişileri savaş yanlısı, askerleri adam öldürmek için yaşayan kişiler olarak gösterdikleri için zararlı insanlardır.
bu ülkede kimse adam öldürüp vurulma hayali ile yaşamıyor, kimse savaş yanlısı değil. kapatalım mı tsk'yı?
"ben teknoloji üretip savunurum vatanı" demiş birileri, kendi kendine mi hareket ediyor o ürettiklerin? birileri senin pis işlerini yapmak mı zorunda? konu vatan olduğunda sorumluluklar eşit dağıtılmalıdır.
şu anki sistemde nasıl herkes eşit değilse, kurum yanlış şekilde idare ediliyorsa "vicdani ret" kavramı da bundan farklı değildir.
prof. askerlik de bundan farklı olmayacaktır, zira ekonomik durum yine fakir fukaranın şehit olması ile sonuçlanacaktır. parayı kullanarak zor durumdaki insanlara tek bir seçme şansı kullanmak kölelik sistemini getirir. benim şu ana kadar bildiğim türk askeri ise tüm savaşını köle olmamak, kimsenin iti olmamak için vermiştir. köleleştirilme durumunun kendi yöneticilerimizden gelmiş olması çok acı ve şu anki ekonomik durumda geri dönüşü de yok. çinde ucuza çalıştırılan modern kölelerden farkımız kalmadığı gibi.
Almanya : Versey anlaşmasıyla ebeleri sikilmiştir. Ülke 0' lanmış, açlıktan insanlar berlin duvarlarının önünde gebermiştir. Kanlı savaşları vardır. Kimse al hitlercim, bize nazi ruhu aşıla dememiştir.
ingiltere : Sömürgecilik yolunda en çok asker kaybeden ülkelerden biridir. yavşak napoli krallığı * falan fişman bu herifler yüzünden, fransa yüzünden italya' yı oluşturmuştur. Fransa ile birlikte 100 yıl savaşları yaptılar. Sikilmedik göt kalmadı.
Fransa : ingiltere ile dediğim gibi 100 yıl savaşları yaptılar. Napolyon döneminde fazla asker kaybettiler.
Rusya : Deli petro' nun ısrarları, deliliği yüzünden asker sayıları çok fazla azaldı. Rusya lan, kızıl ordu falan bak. Düşün yani, adamlar ölebiliyor.
Muz cumhuriyetu honduras değil lan her ülke. Ehehe lan cumhuriyet kurduk, buda yasalarımız, yarrak yiyin falan demiyor kimse kimseye. Herkes savaşıyor, çabalıyor. Lakin çağ aydınlanma çağıdır. 10 ton buğday gönderir, misal 1 milyon dolar kazanırsın. Elin isviçreliside, amerikalısıda sana yeni bir işlemci modülü getirir, tek bir prototip ile 1 milyonu götürür. Füze yapar, 1 milyonu götürür. Sen hadi buğday ile, hadi soğan ile yetişemezsin.
Abicim askerliği profesyonel insanlar yapsın, kimse ölmesin işte. Terör örgütü mensubu orospu çocukları ölsün ki, şanlı şehitlerimizin kanı yerde kalmasın, benim gibi profesyonel orduda eğitim almak isteyenler görev yapabilsin zamanı gelince. 15 ay eğitimle dağa salınmak istemiyorum ki. 10 yıl eğitim ile, tamamen hazır bir şekilde gerekirse operasyonun ilk saniyesinde siksinler iflahımı. Ama sağımdaki solumdakinin ne kadar terörist varsa hepsini sikeceğini bileyim değil mi ?
3 günlük eğitimle gencecik çocukları çıkar dağa onlar da ölsün. neden? vatan sağ olsun... hayır vatan öyle sağ olmuyor eğer gerçekten bir savaş verilecekse bu gerçekten eğitim almış insanlarca, profesyonelce olmalı diyen yazarlardır. ayrıca vatan borcu diyenler için; bilimde ilerlemek toplum refahını yükseltmek için çaba göstermek üzerine düşeni yapmak vatana olan asıl borcumuzdur.
kendi kıçından korkan bünyelerdir. hani mahallenin haşarı çocuğunun evinin önünden geçmemek için yol değiştiren çocuklar vardı ya; onlar büyüdü şimdi. komutan hizmeti yapmamak için ret diyomuş. sanki operasyona çıkıcan deseler koştur koştur gidicek. sen git starbucks a latte ni iç. sonra girersin bi alışveriş merkezine skimsonik ürünleri incelersin,
- yarılcan bak hedehödönün 2011 versiyonu çıkmış
+ vallamı lan, bunu alırsak accayip havamız olur. götümüz tavana vurur.
böyle adamlar işte. dünyadan eksilseler, kimse siklemez. yiyen, içen, sıçan bünyeler.
sen insan(terörist,düşman)öldürmeyi istemeyen bir insanın eline silah verip cepheye yollarsan; bu adamdan ne kadar netice alabilirsin? adam çatışmadan teslimde olur, mevzisini bırakıp kaçarda.
hee ne yaparsın, verirsin mutfağa bulaşık yıkar, tuvalet temizler sekreterlik yapar. işte askeriyede iş mi yok dünya kadar iş var, bilgi, beceri ve eğitine göre yapsın bir şeyler.
biz ki vatan millet hastası bir milletiz, sanmayın ki %100 ümüz reddedicek. askeriye de silah almamanın ezikliğini kimse kolay kolay kaldıramaz.
sıcak yatağını bırakıp askere gitmek götüne zor gelen yazarlardır. bir eski versiyonları da kurtuluş savaşı zamanında hocalar askere alınmıyor diye medreselere akın eden korkaklardır. (bkz: vatan haini)
edit:açıklama
türk askerlik sistemini eleştirmek farklı, gitmemek için bahane aramak farklıdır. yoksa benim de gideyim de boş kalmayalım diye ol yoldursunlar, gelince de "çok fena çatışma oldu atladım, zıpladım, taradım." hikayeleri anlatayım diye bi hevesim yok. bedelli askerlik yerine parasını verelim de 3 5 ay adam gibi askeri eğitim alalım evimize dönelim. bir kısmımız yaban domuzuna karşı dağa, bir kısmımız eften püften işleri görmek için ovaya salınmasak iyi olur tabiki.
kendince nedenlerden dolayı vicdani reddi isteyen, fakat nedenlerini uluorta yazmamalarını salık verdiğim yazarlardır, zira halkı askerlikten soğutmak diye bir tabir vardır ve kanuna göre suçtur.
Onlar da her tartışmanın tarafı gibi kendince haklıdır. Ama bu derin tartışmaya hiç girmeden önce kanı kaynayan bordo bereli açıköğretim öğrencilerine hatırlatmak istediğim şeyler var. Askerlik =/= 7/24 operasyon. Artı, operasyon =/= kantır sıtrayk/call of duty. Bunda vurulunca ölüyorsun, ve yeniden doğmuyorsun. Sadece hatırlatıyorum. Silahı kapıp dağa koşmayacaklar nasılsa, biliyorum.
vicdani red de nedir, vicdani red olursa bu vatanı kim koruyacak"
işte en çarpıcı cümle. vicdani red kimse askre gitmesin demek değil ki, madem türk milleti çok acaip asil ve asalet de askerlikle ölçülüyor; madem vicdani reddi savunanlar birkaç kanı bozuk..
korkacak bir şey yok, burada atıp tutan herkes severek gider yapar askerliğini 3-5 kanı bozuk gitmese de ordu gücünden bir şey kaybetmez. niye bu kadar korktunuz?
yoksa vicdani red olsa gençlerin %95'i gitmez diye mi korktunuz? burada atıp tutanların %95'i sanırım o kişiler değil mi?
şüphesiz bizden değildir.
madem vicdani ret isteniliyor ki bu aralık ayına kadar yapılmak zorunda (bkz: aihm).
açın kardeşim tüm askeri birliklerin kapılarını
ve deyin ki " isteyen çıkıp gidebilir. hakkınızda maddi, manevi, hukuki ve benzeri herhangi bir yaptırım uygulanmayacak !! isteyen çıkıp gidebilir "
800bin olan asker nüfusu 100 bine düşmezse namerdim.
eğer ki vicdan ise mesele önce oradaki askerleri, onların yolunu bekleyen ailelerini,sevdiklerini düşünürsün.
15 ay seve seve askerlik yapan silah altındaki mehmetçik te insan evladı
5 ay askerlik yapmamak için, götü başı ayrı oynayan, bedelli bekleyen, vicdani ret bekleyen zengin ibiş te
o terorist dağda güzel kardeşim, ve sana kurşun sıkıyor. karşılık vermek durumundasın
sen ise " ben birini öldürmek istemiyorum, hiç silah kullanmadım, insan hakları falan bik bik bik " diyerek vicdani ret istiyorsun
senin vicdanını sikeyim ben!!!
silah altında canlarını veren tüm kardeşlerimiz demek ki pisi pisine şehit olmuş. mekanları cennet olsun.
edit: yazar daha çok kan aksın, herkes silah tutsun demiyor ey komunist! yazar diyor ki yaşadığın topraklar terör, savaş, çatışma gibi olayları tarihinde hiç yaşamamış bir ülke değil!!. başındaki liderler bu işi çözmüş, çözebilecek kapasitede insanlar değil ki, askerlik zorunlu.
--habertürk--
vicdani ret, bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir. vicdani retçiler kendilerini antimilitarist ya da pasifist olarak tanımlayabilmektedirler.
en çok karşılaşılan ret sebepleri şunlar:
düşman olsa bile insan öldürmeyi ahlaki bulmamak,
hiyerarşik ve statüsel yapılandırmalarda yer almayı ahlâki bulmamak,
güncel sorunlardan dolayı o ülkenin silahlı birliğinde bulunmayı ideolojik ve dini inanca aykırı bulmak.
hangi̇ ülkelerde nasil uygulaniyor?
vicdani reddin geçmişi ilk devletlerin kuruluşuna kadar uzansa da resmileşmesi yirminci yüzyılın başlarına denk gelmektedir. örneğin, i̇ngiltere 18. yüzyılda quaker inancına sahip olanları zorunlu askere alınmadan muaf tutmuş ve 1916'da da vicdani reddi anayasasına dahil etmiştir. i̇ngiltere'yi 1917'de danimarka, 1920'de de i̇sveç izlemiştir. ayrıca pek çok ülke 17 ve 18. yüzyıllardan itibaren askerliği zorunluluk değil, gönüllülük esasına dayalı uyguladığı için etkin olarak vicdani ret diye bir tanımlamaya gerek duymamıştır. etkin olmasa da yasal olan bu durumun değişmesine i. dünya savaşı ile zorunlu askerlik uygulamasının yeniden getirilmeye çalışılması sebep olmuştur. vicdani ret hakkı, günümüzde birleşmiş milletler i̇nsan hakları komisyonu ve avrupa parlamentosu tarafından temel insani hak olarak kabul edilmiştir.
ab üyesi belçika, çek cumhuriyeti, fransa, hollanda, i̇ngiltere, i̇rlanda, i̇spanya, i̇talya, lüksemburg, macaristan, malta, portekiz, slovakya ve slovenyada zorunlu askerlik hizmeti yok. diğer ülkelerde ise alternatif kamu hizmeti uygulanıyor.
alman vicdani retçiler, askerlik süresi olan 9 ay boyunca gençlik, aile, kadın ve sağlık bakanlığına bağlı federal sivil servis ofisleri tarafından alternatif hizmet yerlerinde çalışıyorlar.
avusturya 1991 yılından bu yana vicdani ret hakkını tanıyor. vicdani retçiler bu ülkede 12 ay alternatif hizmet yapıyorlar.
danimarkada 1917den beri tanınan vicdani ret hakkı kapsamında, 9 ay alternatif hizmet yapılıyor.
1931 yılından bu yana vicdani ret hakkını tanıyan finlandiyada vicdani retçiler 13 ay, 1920 yılında bu hakkı tanıyan i̇sveçte ise 7,5 ay alternatif hizmet yapıyorlar.
yunanistan, ab üyesi olabilmek için 1998de vicdani reddi kabul ederek, kanunlarında değişikliğe gitti. buna göre 23 ay alternatif hizmet görevi vicdani retçiler için düzenlendi.
Benim bilgisayar muhendisi bir arkadasim vardi okulda. Benden iki yil once bitecekti okulu. Cok zeki ve caliskan bir insandi. Sony'de bi stajerlik ayarladi okulu biter bitmez. 2 yilda epeyce yol katetti ama tecilin suresi bitti ve sirketiyle bir anlasma imzaladi ve askere gitti. Askerden donuste fazladan bir hafta askerlik yaptigi icin sony arkadasimla yollarini ayirdi. Ben mezunum ve 6 aydir bi yerde calisiyorum arkadasim yaklasik bir yildir is ariyor. Kimse is vermiyor 2 yillik tecrubesi, 17 yillik egitimi basarisi hic bir degere sahip degil. Askerlik yapmis olmasi hic birsey ifade etmiyor. Bu kisinin bu maduriyeti yasadigi bir ulkede herkesin devlet memuru olmadigini bile bile nasil yapilir ki askerlik. Sonunu bilemedigi bir riske atmak icin mi 17 yil egitim aldik?
kesinlikle haklı bulduğum yazarlardır. bugüne kadar o kadar şehit verilmiş sonu bucağı yok bu işin. bunun yerine bizim hayatımızdan 6 veya 15 ay çalınacağına profesyonel ordu oluşturulsun. hem asker kazansın hem de biz türkiye cumhuriyeti devletine başka şekilede hizmet edelim. kusura bakmasın kimse ama askerde binlerce rezillik varken ve biz hala iç savaşta yüzlerce şehit verirken vermeye devam edecekken askerlik düzeni değişmeden vatani görev kavramı saçma geliyo. bizden o kadar zaman çalındıktan sonra hiç bişey katmadan sadece vatani görevi tamamlamış olmak adına asker olmak kabul edilebilir bişey değil.
vicdani reddin savunulacak bir tarafı yok. hiç kimse istemez ki çocuğu askere gitsin ve çarpışmalarda bulunsun. Askerlik isteğe bağlanmamalı, aksi takdirde vatanı savunacak kimse kalmaz sonrası leş kargalarının işi tabiki.
yeri gelir namusu 2 bacak arasında ararız, yeri gelir askerliğe "namus borcu" deriz. her şeyi açıklama biçimimiz "namus" .
bir taraf " askerlik yapmayan şerefsizdir" diye yırtınır, işin içine namusu katar, vatan haini bile ilan edebilirler. diğer taraf ise " ben özgürlük hakkımı kullanıyorum, vicdanım rahat" der geçer. iki taraf birbirleriyle hep çatışacaktır. bu kavram, yürürlüğe girse de, girmese de.
şimdi efendim, vicdani ret bir gerekliliktir. mantıksız olabilir ama gereklidir. insanlara zorla askerliği dayatmak, zorlamak toplumda baskı yaratır. yaratıyor. ha diyeceksiniz o zman kimse askere gitmez, kim savunacak ülkeyi? profesyonel ordu diye bir şey var. duydunuz mu? kurarsın ordunu, öyle sokaktan toplayıp da herkesi zorla askere göndererek değil. seçersin. önüne geleni almazsın. ordu gider savunur. bu insanların ölmek istememesi vicdansızlık, şerefsizlik, türklükten öte ise, varsın öyle olsun.
yaşamak, insanın en doğal hakkıdır.
"Vicdani ret, bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir" görüşünü savunan yazarlardır.
