bazı insanlar vardır hiç görmesenizde belkide hiç göremicek bile olsanız hep yanınızdaymışçasına yakın hissedersiniz kendinizi. içinizde ne var ne yok açarsınız, bütün sevinci hüznü onunla yaşarsınız. işte öyle bi insandır visne cekirdegi. tanıştığın an bir daha hiç ayrılamayacağın cinsten biridir. ayrıca da doğum günü çocuğudur. **
bütün dertler gözgöze paylaşılmaz. bazen sadece duyarsınız. zaman geçer, bir de bakarsınız ki dost olmuşsunuz. visnecekirdegi de onlardan biridir. ayrıca dert ortağımdır. (bkz: uzun boylu kızlar)
cıvık gibi görünüp aslında olabildiğine derin bi kişiliğe sahip olan, rahat gibi görünüp aslında değer verdiği kişiler hakkında oldukça hassas olan, derdinizi dinlerken aynı zamanda yüzünüze tebessüm kondurmayı becerebilen, yapacağı seçimlerle hayatımızın kesişeceğine dair umut beslediğim, az dayanması gereken yazar. 6 ay sonra yüzünde, uzun zamandır kabız olup da sonunda tuvaletini yapabilmiş bünyeninki gibi rahatlamış bir gülümseme olacak.
işte o gün, kıymetlimizi doya doya kullanması için vericez ona, sözüm söz. *
sanki 10 dakika öncesine kadar ağlamaktan yüzü gözü şişen kişi siz değilmişçesine, karşısındakini anırta anırta güldürebilen şirinlik abidesi.
ilaç gibi bişey ki bu.
ona buna bok atarak kendi doğrularını zorla başkalarına kabul ettiremeyeceğini öğrenmesi gereken yazar. eğer bu ortamın dendiği gibi özgür olduğunu düşünüyorsa.
sözlüğümüzün en iyi yazarlarından biridir. hotel rwanda üzerine yaptığı araştırmalar henüz bitmemiştir. türkiye'nin yakın tarihi isimili bir makalesi vardır. bekar ve hiç çocuğu olmamıştır ayrıca koyu bir beşiktaşlıdır.
bu devirde hala vişne yiyen insanların boğazında kalan şey. he nick sahibine gelirsek, benimle konuşma fırsatı yakalamış nadir şanslı insanlardan, severim kendisini.
mutsuzluğun dibine vurduğum bi vakit, günlerdir ağlamaktan uyuyamadığım zamanlarda içimi öyle bi ferahlatmıştır ki kendisi, beni öyle mutlu etmiştir ki yeniden gülebiliyosam onun sayesindedir. şu internetin bana kazandırdığı sü-per-so-nik insan sen hep yaz, hep böyle neşe saç çevrene.
"asal sayılar yalnızca 1e ve kendilerine bölünebilirler onlar kuşkucu ve yalnız rakamlardır.. birde ikiz asallar denen, aralarında daima birbirlerine tam olarak dokunmalarını engelleyen bir çift sayının bulunduğu sayılar vardır; 11 ile 13, 17 ve 19, 41 ve 43... ilerledikçe bu ikizlerin gittikçe azaldıkları görülür. asal sayılar gittikçe ıssızlaşır, insan sanki onlara varana kadar karşılaşılan ikizliklerin rastlantısal bir olgu olduğu, gerçek yazgının yalnızlık olduğu kuşkusuna kapılır.
sonra tam vazgeçmek üzereyken, sayma hevesini yitirmişken, birbirlerine sıkı sıkı tutunan başka ikizlerle burun buruna gelir. elbette keşfedene kadar kimse bunların nerede olduğunu söyleyemez."
işte sen ve ben tam da böyleyiz minik. tam da umudumu yitirmişken bi anda karşıma çıkıveren, bana benzeyen ama benim gibi olmayansın.
2 gün sonra hayatına yön vermek amacıyla gireceği sınavda zekasıyla soruları çekirdek kırarcasına çözeceğine kanaat getirdiğim, sözlüğün karanlık ve puslu vadisinde inci gibi parlayan 6. nesil yazar şahsiyet.
(bkz: sınavında başarılar)