Şüphesiz ki bir dönemin türkiyesinde ısınma amaçlı kullanılan, yanındaki depodan gaz yağını ufak ufak veren, ilk yakışta birden alevlenen, yandığı odanın içine kesif bir gaz kokusu veren, hatta bazı yanlış kullanımlarda gümleyen tehlikeli eski soba. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1273631/+
totoşa bak, 50 yaşında tabi biliyor gazlı sobayı falan.
filhakika ben onun kadar dinozor olmasam da bilirim.
bu gazyağı sobasının bizim sülaledeki adı; "yılbaşı sobası"dır.
80'li yıllarda evler ekseriyetle 2+1 idi.
bizim ev her nasılsa 3+1'di. laz müteahhitler genelde 2+1 yapıyordu, 3+1'e kafaları basmıyordu sanırım, ama bizim ev 3+1'di.
işte bu 3+1 evimizde hayvan gibi bir de salon vardı, salonu da 2 parçaya bölmüştük ahşap bir kapıyla, buna da salon salomanje deniliyordu.
yani şimdi şehirlerde yaşayan çomarişkolar köylerinde tezek yakarken biz salon salomanje lüküs apartumanda oturuyorduk.
işte böyle bir yaşam sürerken, yılbaşı gecelerinde illa ki ya teyzemler, ya amcamlar bize gelirdi.
dedem ve babannem zaten olmazsa olmazlar.
hal böyle olunca da o hayvan gibi salonu ikiye bölen salon salomanje kapısı açılır, maracana stadı büyüklüğünde bir salonda yılbaşı kutlanırdı.
salonun o sadece yılbaşında açılan bölümünde işte bu vezüv gaz yağı sobası vardı.
ilk yakınca buram buram evin içi gazyağı kokardı, lakin yandıktan bir süre sonra alışır kokuyu duymaz olurduk.
işte o kokuyu duyunca yılbaşının geldiğini anlardık resmen. bu yüzden de yılbaşı sobası adını koymuştum ben bu vezüv'e.
tabi bizimkiler de bu sıfatı beğenmiş olacaklar ki, sobanın adı yılbaşı sobası olarak kaldı...
lakin bu sobaların verimi odun/kömür sobaları gibi değildi.
yani fevkalade ısıtmazdı, sıcaklığı kırardı sadece.
o zamanlar gaz yağı da ucuzdu gerçi. tıpkı benzinin, mazotun ucuz olduğu gibi.
sonra aradan yıllar geçti, doğalgaz ithal etmeye başladık.
odun-kömür sobaları gibi, gaz yağı sobaları da kalktı depolara, sonra depolarda yer kalmadı, hurdacılara verildi, hem de karşılığında 5 kuruş dahi alınmadan, sırf depodaki kapladığı yerden kurtulmak için...
vefasızlık yaptık onlara, sanki bizi yıllarca ısıtmamışlar gibi.
