kılıçdaroğlu'nun sipere gitmesi ardından; " Öyle hazırlıklı gitmek ve boyu kadar siperin arkasında durmanın takdirini vatandaşlara bırakıyorum " demiş akp'li bakan.
herzamanki gibi işini gücünü bırakmış, çevre falanla alakası olmayan akp'li bir bakan.
yine her akp'li gibi işi gücü sataşmak, saldırmak ve polemik olan bakan.
ah be işini yapsana sen.!!
istanbul sel felaketinden sonra "bu hakikaten bir tufan belirtisi. buna ne amerika'da ne türkiye'de alınacak önlem yoktur." şeklinde beyanat vermiş, bakan.
hopppalaaaa amerika nerden çıktı yav. sel istanbul'da oldu. bu ülke bağımsız, sen o bağımsız ülkenin hür iradesiyle seçilmiş milletvekili ve hüküetin görevlendirdiği bakansın. amerika nerden çıktı. emmimin oğlu mu da amerika sel vurunca yardım edecek, yok önceden haber verecek...
teröre karşı anlık istihbarattı falan filandı derken bunlar işi iyice ortaklığa vurdular. % 51 kimde bir de onu halka açıklasalar başka meselemiz kalmayacak.
Afyonkarahisarlı, Öğretim Üyesi; iTÜ iNŞAAT Fakültesi ve istanbul Üniv.Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümlerini bitirmiş,
Doktorasını iTÜ'de tamamlamış, Hollanda Delft'de araştırmalar yapmış,
1991'de profesör olmuş,
iTÜ inşaat Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği, Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanlığı,
iSKi Genel Müdürlüğü, iSTAÇ, KiPTAŞ, BiMTAŞ, HAMiDiYE, iSFALT AŞ, istanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ'de Yönetim Kurulu Başkanlığı, iGDAŞ'da Yönetim Kurulu Üyeliği ve Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü yapmış,
BEDAŞ, AYEDAŞ, TEMSAN Yönetim Kurulu Üyeliklerinde bulunmuş,
Su Vakfı kurucusu ve mütevelli heyet üyesi olup, Dünya Su Konseyi guvernörüdür.
45'i yabancı dilde olmak üzere 350'nin üzerinde kitap,
ilmi makale, tebliğ ve mesleki teknik raporları yayınlanmış,
60. Hükümet'te Çevre ve Orman Bakanlığı görevini üstlenmiş,
iyi düzeyde ingilizce bilen Eroğlu, evli ve 4 çocuk babası bakanımızdır.
türkiye cumhuriyeti'nin en başarısız çevre ve orman bakanı'dır.
türkiye'de geçtiğimiz yıllarda denizlere ve göllere iniş yapıp oradan su alabilen yangın uçakları sipariş edilirdi, bunlar ormanların yoğun olduğu bölgelere serpiştirilerek konuşlandırıldırdı.
31 temmuz 2008 saat 15.30 sularıydı, antalya'da orman yangını başladı gözümün önüdeydi neredeyse, poyraz vardı, ha uçaklar geldi, ha gelecek derken, uçaklar istanbul'dan geldiğinde ise akşam olmak üzereydi ve yaklaşık 15 saat havadan müdahale edilmedi orman yangınına, arazi sapa olduğundan karadan müdahale de malesef etkisizdi. mersin'deki yangında da aynı şey yaşandı. ormanlarımız, ciğerlerimiz yanıyor veysel eroğlu ise ancak simsiyah olmuş araziyi incelemekle yetinip, "bu bölgeyi en kısa zamanda ağaçlandıracağız" diyebiliyor.
ülkem, gör bak ciğerlerin kimin ellerinde? 20 tane yangın uçağı alamayan, kiralayamayan adamlar anack golf alanı için belek ormanını, sorgun ormanını katletmeyi bil,irler, yanan merkezi yerleri 2b ile satmaya çalışmayı bilirler.
arkadaşımın babası ordan tanıyorum ve kulaktan dolma bilgiler yada dışarıdan bir iki bakış, ilk irtibayla yapmıyorum bu yorumu: her ne kadar haz etmesemde akpden bu adam gerçekten dürüst, geçmişinin de incelenmesini tavsiye ederim, istanbulda gerçekten büyük işler yaptı bu adam.
bugünkü açıklamasında medyada susuzlukla ilgili çıkan eleştirel haberlere cevaben "Biz Cenab-ı Allaha güveniyoruz. işimiz tabii ki Allaha kaldı, Rabbimizin yardımını her zaman hissettik, çünkü biz onun yolunda devam ediyoruz" diyen bakan.
biz de boşuna kasalım din ve devlet işlerinin ayrılması diye. adam işinin devamı için Rabbın yardımına muhtacız diyor. velev ki..neyse akşam akşam germeyeyim.