veronika decide morrer

entry66 galeri1
    41.
  1. Paulo Coelho'nun mutlaka okunması gereken tek kitabıdır. bu adamın yazdıklarını seviyorum ama bunun yeri ayrı.
    1 ...
  2. 40.
  3. veronika decides to die olarak 2009 yılında vizyonda seyire sunulan filmdir.
    0 ...
  4. 39.
  5. ismi yüzünden depresif gözüken ama aslında insanın içinde küçük, renkli umut çiçekleri açtıran kaliteli ve okuması zevkli bi paolo coelho eseri.
    3 ...
  6. 38.
  7. kitabın içerisinde çok güzel psikolojik tahliller vardır. Kesinlikle kendinizden birşeyler buluyorsunuz kitapta. insanın kendisini keşfetmesi gerektiğini öğreten bir kitap.
    2 ...
  8. 37.
  9. şuan ki ruh halime "cuk" oturmuş kitaptır.Eğer siz de hayatı sorgulamaya, hayatınızı çekilmez bulmaya ve "artık benden hiç bişey olmaz" diye düşünmeye başladıysanız okuyunuz, okutturunuz efendim.
    0 ...
  10. 36.
  11. --spoiler--
    her yerde aşkı görüyorum bir şizofrenin gözlerinde bile
    --spoiler--
    0 ...
  12. 35.
  13. Paulo Coelho'nun tartışmasız en başarılı eseridir.
    0 ...
  14. 34.
  15. toplumda normal sayılan, ama aslına bakılırsa süregelen saçma alışkanlıklardan başka birşey olmadığını farkettiğimiz tabuların dışına çıktığımızda, normal olmayanı denemek adına ' deli ' damgasını rahatlıkla sırtlayabileceğimizi vurguluyor yazar sık sık.
    ölüm bilincinin, insanı hayata biraz daha bağladığı gerçeğini canlandırdığı bir karakter üzerinden okurlara aksetmiş.kendi kendinize koyduğunuz sınırlamalardan, baskılardan, kalıplardan ve gereksizliğinden dem vurarak yapıyor bunu üstelik.

    paulo coelho işte ya! diyorsunuz kitap bitince.içten, anlaşılır, samimi bir dil... her zaman ki gibi.

    dönemsel bir bunalımın içindeyseniz okumanız gereken bir kitap.tabi yarısında bırakınca iç açıcı bir psikolojide hissetmeye bilirsiniz.sonuna kadar okuyun.
    3 ...
  16. 33.
  17. hala en sevdiğim kitaplardan biri ve hayatıma büyük etkisi olduğu şüphesiz. depresyonda olan biri okumasın söyleminin aksine kötü bir ruh halinde okuduğum ve o zamanlar beni oldukça hayat dolu biri haline getirmiş kitaptı. bir kere hayatın her anını ölecek gibi yaşamaya başladım ve bu beni daha bir ben yaptı çünkü istediğim şeyleri ertelememeye başladım, başkalarının düşüncelerini o kadar da önemsememeye.sonuçta yaşadığın her gün bir mucizeyse onu en iyi şekilde değerlendirmen gerekiyor, bir dakika daha fazla yaşayıp yaşamayacağını bilemez ki insan.
    1 ...
  18. 32.
  19. paulo coelho nun okuduğum ilk kitabıdır. devam edem süreçte diğer tüm kitaplarını okumama vesile olmuştur.
    0 ...
  20. 31.
  21. halk kütüphanesinin bana kazandırdığı şahane eserlerden bir diğeri.böyle ciltli eski basım olunca daha etkili oluyor.
    0 ...
  22. 30.
  23. gözümü açmıştır. kitapta kral hikayesi vardı.

    --spoiler--
    çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. kuyunun suyunu kim içerse delirecektir.
    ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden, delirmezler. tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. ancak polisler ve müfettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından, kralın emirlerini saçma bulur, uygulamazlar.
    ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplantı tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki: "gel, biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman biz de onlar gibi oluruz."
    ve öyle yaparlar. kral ile kraliçe de cinnet suyunu içip anında saçma sapan konuşmaya başlarlar. bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur; öyle ya madem kral bu kadar bilgece konuşuyor, onun alaşağı etmenin bir anlamı yoktur.
    ülkede barış ve huzur yeniden hüküm sürer, bu halk komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsemiştir, ama kral ölümüne dek ülkesini yönetebilmiştir.

    --spoiler--

    işte bu kral hikayesinden sonra bir cümle vardı. koskoca kitaptan, hatta bazılarına göre alt tarafı bir kitaptan, bu hikayeden sonra gelen cümleyi bütün hayatıma yansıtmayı düşündüm.

    'kendilerini normal sanıyorlar, çünkü hepsi hep aynı şeyleri yapıyorlar. ben de işte onların kuyusundan içmiş numarası yapacağım.'
    5 ...
  24. 29.
  25. veronika ölmek istiyor.ama benim bahsettiğim veronika başka.sabah sabah uyanır uyanmaz sözlüğe girmemle özel mesaj olduğunu görmem bir olmuştur. (bkz: veronika ebeninnali) nickli uuser ın bana attığı özel mesaj kelimesi kelimesine şöyle:

    sana ayıp . önce veronika kim öğren ayıp demeyi kes. tek hatam kız olduğum halde kız nicki almaktı. çarparım o klavye kullandığın ele sapığa bak adımı çıkartcak erkek diye . uğraştırma kendinle entrylerine bak . malsınız hepiniz am göt kıldan başka entry girmeyi beceremeyen mahluklar.

    özel mesajda da olsa hakaret etme cesaretini gösterdiği için sözlük modlarından hiç korkmuyordur sanırım;yaa da gerçekten uludagsözlükte katlini istiyordur bu hatun kişi.
    1 ...
  26. 28.
  27. 27.
  28. Veronika ölmek istiyor. Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun okumaya değer müthiş romanıdır. Asıl konusu kesinlikle insanların yaşadıkları çevreden etkilenme durumudur.
    1 ...
  29. 26.
  30. bunalımdaysanız okumanız gereken kitaplardandır. hayatın değerini anlatmaya çalışır bence Paulo Coelho'un en iyi eseridir de kendisi.
    ne yazık ki filmi hayal kırıklığı yaşatır.
    1 ...
  31. 25.
  32. fazlasıyla etkileyici bir paulo coelho kitabıdır. Türkçeye veronika ölmek istiyor şeklinde çevrilmiş, metropol insanının olmazsa olmaz okuması gereken bir kitaptır bana göre. zira veronika karakteri şehirde yaşayan ve hayatının nereye varacığının fazlasıyla farkında bir kadındır.

    veronikanın monologlarından çok hastanedeki dialogları ilgimi çekmişti kitap. Çok farklı şeyler söylememekle birlikte kitabı ilk okuduğum lise yıllarımda ufkumu geneişlettiğini farklı bakış açıları sunduğunu söyleyebilirim.

    ayrıca kitabın veronika decides to die isminde bir de filmi çekilmiştir. kitabı kadar başarılı olamamakla birlikte "fena değil" dedirten bir yapımdır bana göre.
    0 ...
  33. 24.
  34. paulo coelho'nun aslında o kadar da iyi bir romancı olmadığının kanıtlarından. karakterler nicelik olarak az, peki tamam, ama derinlere inmekten neden bu kadar çekindi bilinmiyor.. çarpmadı, sarsmadı. olmadı.
    0 ...
  35. 23.
  36. "veronika ölmek istiyor" şeklinde türkçeye çevrilmiş paulo coelho kitabı.
    Jonathan Tucker ve Sarah Michelle Gellar 'ın baş rolleriyle film de yapılmıştır ayrıca bu kitap. çok başarılı bir film olduğunu söyleyemeyiz ama jonathan tucker rolüne tam oturmuş tip olarak falan.
    0 ...
  37. 22.
  38. --spoiler--
    "Tanrı varsa, ki ben olmadığına gerçekten inanıyorum, insan aklının sınırları olduğunu da bilir. Yoksulluğu, haksızlığı, açgözlülüğü, yapayalnızlığı, bütün bu karmaşayı o yaratmadı mı? Mutlaka çok iyi niyetlerle girişmiştir bu işe, ama sonuçlar bir felaket. Tanrı varsa, bu dünyayı erkenden terk etmeyi seçen yaratıklara karşı cömert davranacaktır, hatta bizleri burada vakit harcamaya zorladığı için özür bile dileyebilir."

    --spoiler--
    5 ...
  39. 21.
  40. hayatımın belki de en saçma döneminde, sebepsiz yere depresyona girip bundan bir türlü kurtulamadığım günlerde depresif veronica'nın hayatının kısa bir dönemini anlatan bu kitap tekrar yaşama dönmemi sağladı. bir kitap okudum hayatım değişti diyebileceğim iki kitaptan* biridir ve kendini çıkmazda hisseden herkesin okuması gerekir.
    0 ...
  41. 20.
  42. VERONiCA ADINDAKi BiR KADININ iLAÇ iÇEREK iNTiHAR GiRiŞiMiNDE BULUNMASI VE BU GiRiŞiM SIRASINDA KALBiNiN RAHATSIZLAŞMASI SONUCU BiR HAFTALIK ÖMRÜ KALMASI VE KALAN ZAMANINI AKIL HASTAHANESiNDE NASIL GEÇiRDiĞi ANLATILMAKTADIR. HAYATTA NE KADAR ZORLUKLARLA KARŞILAŞSAK BiLE YAŞAM SEViNCiMiZi ASLA KAYBETMEMELiYiZi anlatıyor. VERONiKA: HAYATTA HEP AYNI ŞEYLERi YAPMAKTAN BIKMIŞ VE YAŞLANMAKTAN KORKMUŞ KORKAN BiRiSiDiR. iNTiHAR ETMEK,ÖLÜM VE AKIL HASTALIKLARI OLDUĞU iÇiN OKUYUCUYU KARAMSAR DÜŞNüCELERE iTMEKTEDiR.
    1 ...
  43. 19.
  44. --spoiler--
    Ve dedim ki kalbime, budalaya ne olduysa
    olacaktır bana da..
    Git yoluna, ye ekmeğini çoşkuyla
    ferah gönüllerle iç şarabını da
    ne yapacağını bilmiş Tanrı önceden
    Giydiğin hep beyaz olsun,
    başından eksik olmasın merhem.
    Yaşa keyfince sevdiğin kadınla
    günlerin gururla dolsun,
    o da Tanrının armağanıdır sana.
    Gurur dolu günlerin
    görüp göreceği hayatta,
    bir de güneşin altında harcadığın emek..
    Yürü kalbinin gösterdiği yolda
    gözünle gördüğünü tanı:
    ama bil ki bütün yaptıkların
    yargısına uğrayacaktır Tanrı nın.
    --spoiler--
    1 ...
  45. 18.
  46. --spoiler--
    vitriol'ün ölümcül bir zehir olduğunu nedense kimse farketmemişti; oysa etkisi altında olanların çoğu tadını iyi biliyor zehirlenme sürecini acılaşmak olarak adlandırıyorlardı.
    herkesin bünyesinde az ya da çok "acılaşmışlık" vardı aslında, nasıl hepimiz tüberkülöz virüsü taşıyorsak.ama her iki hastalık da yalnızca kişinin bünyesi zayıfladığında harekete geçer. acılaşma söz konusu olduğunda kişi sözde "gerçeklikten korkmaya başladığında hastalık için gerekli koşullar hazır demektir.

    dış tehditlerden korunaklı dünyalar yaratmak isteyen kimi kişiler, fazla ileri gidip dış dünyaya karşı abartılı yüksek duvarlar örerler. yeni insanlara, yeni yerlere, farklı yaşantılara karşı yükselen bu duvarlar onların iç dünyasını da yoksullaştırır.işte acılaşmak burada devreye girer. acılaşmanın ana hedefi iradedir. bu hastalığa tutulanlar her türlü isteği yitirmeye başlarlar, birkaç yıl içinde kendi dünyalarının dışına çıkamaz olurlar çünkü tüm enerjilerini çevrelerine duvar örmeye harcamışlardır.

    dış saldırılardan kaçınmak amacıyla, kendi içsel gelişmelerini de sınırlamışlardır. işe gitmeyi, televizyon seyretmeyi, çocuk yapmayı, trafikten şikayet etmeyi sürdürürler, ama bunlar hep otomatiğe bağlanmıştır ve herhangi bir duyguyla ilişkileri yoktur. -her şey kontrol altında- olduğu sürece.

    zehrin bünyeye yayılmasının yarattığı en büyük sorun, tutkuların -nefret, aşk, umutsuzluk, merak vb.- su yüzüne çıkmasını engellemesidir. acılaşan insan zamanla istek duymaz. ne yaşayacak ne de ölecek iradeye sahiptir artık, sorunun özü de budur.

    işte bu nedenle, acılaşan insanlar için, ünlü kahramanlar da deliler de bitmez, tükenmez bir merak kaynağıdır; çünkü onlarda yaşam korkusu da yoktur ölüm korkusu da. kahramanlar olsun deliler olsun tehlikelere aldırmaz, kim ne derse desin bildiklerini okurlar. deli intiharı seçer, kahraman bir dava uğruna kendini feda etmeyi, ama ikisi de ölür. bu arada acılaşmış kişi her ikisinin de saçmalığını ve görkemini yorumlamakla geçirir gecesini, gündüzünü. acılaşmış kişinin özsavunması için yükselttiği duvara tırmanıp dış dünyaya bir göz attığı anlarda olur bu. derken elleri ayakları yorulur, yeniden geriye günlük yaşamına geri döner.

    --spoiler--
    2 ...
  47. 17.
  48. intihar girişiminden sonra ölümü bekleyen bir genç kız; yaşamın aslında o kadar da kötü olmadığını, ölüm kararını vermekten pişman olduğunu anlar... güzel bir psikolojik kitaptır. bir otobüs yolculuğunda yarısından fazlasını okumuştum. çok etkileyicidir, malesef ki otobüste unutmuştum.*
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük