kitap sadece intihar etmek isteyen bir kızı değil. hepimizin yaşadığı sosyal hayatıda anlatıyor hangimiz saçları değişik birine tip tip bakmadık, hangi farklı giyinen birine gülmedik, hangimiz bizden farklı düşünen birine 'deli midir nedir ' demedik. ve hangimiz yalnızlığımız içinde boğulmadık.
don kişot kompleksinin ağır basması sonucu intihar etmeye çalışan içtiği ilaçlar yüzünden az bir ömrü kalan bir insanın dramını anlatan kitap. dünyayı sen mi kurtaracaksın veronica ? evet dünyada çoğu şey yanlış ama sen her şeye rağmen güçlü olmalıydın. umarım bunsdan sonraki hayatını, ikinci baharını gönlünce yaşarsın. bir dost.
--spoiler--
yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti veronika, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi ama işin gerçeği başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı.
****
kendini vurmak, yüksek bir yapıdan atlamak, kendisini asmak, bu seçeneklerden hiçbiri onun kadınsı doğasına uymuyordu.kadınlar kendilerini öldürmek için çok daha romantik yöntemler seçerler; bileklerini kesmek ya da aşırı dozda uyku ilacı almak gibi.
****
tanrı varsa, insan aklının sınırları olduğunu da bilir.yoksulluğu, haksızlığı, açgözlülüğü, yapayalnızlığı, bütün bu karmaşayı o yaratmadı mı?mutlaka çok iyi niyetlerle girişmiştir bu işe ama sonuçlar bir felaket.tanrı varsa bu dünyayı erkenden terk etmeyi seçen yaratıklara karşı cömert davranacaktır.hatta bizi burada vakit harcamaya zorladığı için özür bile dileyebilir.
tabuların, boş inançların canı cehenneme!pek dindar annesine soracak olsanız, tanrının geçmişi, şimdiki zamanı, geleceği bildiğini söyleyecektir.iyi ya, onu bu dünyaya gönderirken günün birinde intihar edeceğinin de kesinlikle bilincindeydi öyleyse.dolayısıyla bu intihar onu şaşkınlığa, şoka uğratmayacaktır.
****
kendi dünyasında yaşayan herkes delidir.şizofrenler, psikopatlar, manyaklar.yani başkalarından farklı olanlar.
****
zedka bir an ona her şeyi anlatabileceğini düşündü ama sonra vazgeçti.insanlar hiçbir zaman kendilerine anlatılanlardan bir şey öğrenmez.kendi çabalarıyla öğrenirler yalnızca.
***
insanlar ancak koşullar el verdiğinde delirme lüksüne sahiptiler.
****
insanların mutluluk olasılıkları ne kadar yükselirse,mutsuzlukları da o kadar artıyor demek.
****
diplomasi karşındakini beklemede tutma sanatıdır.ilk aşklar belki hiç unutulmaz ama mutlaka sona erer.
(bkz: veronika ölmek istiyor) . Insani dinden imandan cikaran, depresifligin dibine vurmus bir kadini anlatan, igrenc ve ayni zamanda mukemmel bir Paulo Coelho kitabi. Intihar meyili olan her kadinin biraz kendini buldugu kitaPtir.
günümüz gençlerinde oldukça görülen , hayattan zevk almama ve sürekli tekrar eden rutin günlük yaşamlardan sıkılma ve kendini depresyonda ilan etme üzerine yazılmış şaheser.
veronica ölmek istiyor çünkü yaşamın rutinliginden ve klasikliginden sıkılmış.
basarisiz bir intihar girisimisi sonrasi akil hastanesine kapatiliyor ve gercekten ozgur olan insanlarla tanisiyor. cunku bu deliler o kadar bilge ki ; biz istedigimizi yapabiliriz , cunku zaten toplumda deli olarak kabul edildik mantigi ile ilerliyorlar. biz acaba baskalari ne der diye yapamadiklarimiz yuzunden depresyona girip yasamdan zevk alamazken , kendi dunyasinda yasayan insanlarin nasil hayattan zevk aldigini anlatiyor bu kitap.
bence cadinin buyuledigi kuyudan su icelim. baska turlu cekilmez bu hayat.
veronica artik olmek istemiyor cunku o da artik o kuyudan su icmis bir deli.
herkesin hayatin kiymetini bilmesi dilegi ile , mutlaka okuyun okuturun kitabi.
benim icin hayat ne kadar guzel olum, baksana cicekler agaclar bocekler, sevgi ask demekten oteye gecemeyen kitap. ya bi siktirgit. paulo coelho benim icin bitmistir. bravo cok yaratici ve ufuk acici gercekten de. cok dusundu mu acaba bu kitabi yazarken ? hikaye fena degil ona lafim yok ama hayatin degeriymis felsefeymis falan beklemeyin. sarhosken daha etkilisini yapmiyorsam serefsizim.
-kronik acılaşma vakalarında, söz konusu kişi hastalığını haftada yalnızca bir kez hisseder: pazar günleri öğleden sonraları. o durumda tekdüze bir işle oyalanamadığından, belirtiler ortaya çıkar. bir türlü geçmek bilmeyen o sakin öğle sonları cehennemden farksızdır, kişi huzur yerine derin ve kesintisiz bir sinirlilik içinde olduğundan hayatında bazı şeylerin hiç de doğru düzgün gitmediğini fark eder.
Başarısız bir intihar girişiminden sonra gözlerini akıl hastanesinde açan veronika'nın öyküsü.
Hastanede Ona Çok az ömrü kaldığı söylenmiştir. Veronika bu süreçte başka dünyaların insanlarını tanırken kendi kimliğini de keşfeder. Güzel bir Paulo Coelho kitabı.
--spoiler--
* Dünya'nın bütün dağlarında, ormanlarında bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sanıyorsunuz.
* Anlaşılmamaktan gurur duyuyordu. Çünkü tüm dahiler bu bedeli ödemişlerdi.
--spoiler--
Az once bitirdigim guzel ve okunasi bir paulo coelho romani daha. bir sahnesi disinda cok begendim diyelim. o tür bir seyin karsimiza cikacagi belliydi de gerci. Sasirtmadi coelho. (bkz: biliydim beyle olacağını)
Bitirdikten sonra soyle dedim kendime, “ulan, 3 ay omrun kaldi deseler, o yapmayi dusundugun, hayal ettigin seylerin hepsini hemmen simdi, su an itibariyle gerceklestirmeye koyulurdun. ille de ölmen mi gerekiyor korktugun seyleri yapman icin?”. Cidden, insanoglu neden boyle?
Simyacıda her halt tesadüf gibiydi herifin işine yarıyordu yaramayan bile bi şekilde yarıyordu ne la bu disney filmi gibi. Bu kitap da öyle o yüzden okumayacam. Psikoloji bozuyor zaten uyduruk hikayeler okumak.