''Söz namustur, ağızdan bir kere çıkar.'' derler büyüklerimiz bizim oralarda. Ahde vefanın ehemmiyetine binaen bu yakıştırmayı yaparlar. Peki, söz gerçekten namus mudur? Peki, öyleyse sözünü tutmayana ne denir?
Sözün mıh gibi akla, kalbe yapışması gerekliliğini savunuyorum. Söz gibi namus, namus gibi söz olsun istiyorum.
Kişi sözünden neden vazgeçer? Sözü tutmak yerine neden sözü tutmamak gibi bir yola saparlar anlamış değilim henüz. O yolu daha mantıklı ve faydalı bir yolmuş gibi gördükleri için sözlerini tutmuyorlar gibi bir hüsnü zanda bulunmak istiyorum ama çileden çıkan, saçlarını yolan, bileğini ısıran, gözlerini yuman, dişlerini sıkan insanları gördükçe sözden dönmenin pekte şerefli bir yol olmadığı kanısına varıyorum. Sözün arkasında durmak daha şerefli bir yolmuş gibi geliyor bana.
Ahdinin arkasında olan bireylerin önünde eğilecek ve ayaklarına kapanacak kadar kendimi iddialı hissediyorum. Söz su gibi berrak ve aziz olmalıdır. Benimde, aziz insanların önünde eğilecek kadar aziz düşüncelerim vardır. Söz veren, söz bekleyen kadar samimi olmalıdır fikrimce. Geleceğim deyince gelmeli, gideceğim deyince gitmeli, vereceğim deyince vermeli, alacağım deyince almalıdır söz sahibi
Söz namustur, söz namusun ta kendisidir. Sözünüze de, namusunuza da iyi sahip çıkın.
iyi bir aydın, inanmadığı sözleri söylemez, başaramayacağı işe girişmez, yapamayacağı iş için kimseye söz vermez. Sadece yerine getirebileceği şeyler için söz verir.
kimseye güvenmemeyi öğretir. bu eşiniz de olabilir, en yakın arkadaşınız da. insaoğluna güvenmemek gerektiğini öğreten acı bir tecrübedir.
ama asıl acısı kendine verdiğin sözü yerine getirmemektir. sonrasında içinde birşeylerin öldüğünü farkedersin. mesela istediğin birşeyi yapmayı, başarman gereken birşeye bağlamış olduğun halde, sonrasında yapmamış ve bunu alışkanlık edinmişsen yine kendine bak şunu yaparsam sana bunu alıcam dediğinde içinden bir ses hassiktir diyor. valla. başkalarına verdiğin sözü tutmak kadar kendine de insaflı olmalı insan. bunu öğrendim ben. kendini hep es geçen biri...
özellikle sözü veren kişiyi rahatsız eden bir eylemdir. bir söz verilmişse ardına kadar uyulmalı. yoksa yıllar geçse o sözden cayma hatırlanır ve kişinin peşinden ayrılmaz. huzursuz eder. o yüzden rüşvet bile alsanız (çiğ köfte, tost, pandispanya, sakız vs.) bunu geri çevirip sözdür sözüm, sen ise iki gözüm denmelidir.
(bkz: Kuransız müslümanlık)
Müslümanlara bakıyorsunuz onlar da abdestli namazlı ama sözlerinde durmayan adamalar çıkıyır içlerinden efendim. Bu ne fecii iştir.
Ne diyor kitapta?
"Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz. Bu allah katında gazap gerektiren iştir"(saff 2,3)