hindistan gibi kastlaşan bir ülke olduğumuz için sıradan insanların yapması gereken eylemdir.
* aşırı zenginlerin borçları, vergileri siliniyor; daha da zenginleşiyor.
* orta düzey insanlar günü kurtarmaya çalışıyorlar. ömürleri taksitle, krediyle geçiyor. anı yaşıyorlar.
* nispeten düşük gelir grubundaki kişiler kart takla attırdıkları, çalışırken sömürüldükleri, vergileri artırıldıkları için iyice dibe çöküyorlar. çırpınmayı kolay kılabilmek için vergisini filan düzenli ödüyor mecburen.
sonuçta toplumun oldukça büyük bir kısmı gelirini tl üzerinden kazandığı için orta sınıftaki kişilerin de parası değersizleşip yavaş yavaş düşük gelirli gruba dahil oluyorlar. zenginle fakir arasındaki makas daha da açılıyor.
işte bu yüzden akp'yi de tayyip erdoğan'ı da istemiyoruz!
geçen gün gidip 1200 tl vergi ödedim. yine geçtiğimiz ay belediyeye gidip emlak vergisi ödedim. mtv öderim, çtv öderim, ötv öderim yinede bitmez bitmez bitmez...
bilalciğim gemicikleri sıralarken biz devletimizi ayakta tutmak için vergilerimizi düzenli olarak ödüyoruz. peki enayi miyim? bunun kararını varın siz verin hekim bey!
o kadar müessese gördüm (devlet dahil) vergi kaçırmayanı yolsuzluk yapmayana rastlamadım ama herkes birbirine bağlanmış besin zinciri gibi bir yolsuzluk-torpil zinciri var.
o işçi de gözünü açsın bir sefer artık. o'na din vaad edeni değil hizmet, olanak ve yüksek gelir vaad edeni seçsin. dinini kendi başına da yaşayabilir.
bu ülkede enayi yerine konulan vatandaştır. borcu olana af, kaçak yapı yapana barış, zengin şirketlere yapılandırma. üç kuruşla borcunu ödeyen gariban vatandaş da kendi vicdanıyla başbaşa. yazık. ülke ekonomik olarak darboğazda, yapısal reformlar yapılacağına, seçim kazanma çabalı, kısa vadeli popülist politikalar.