Düşüncenin romanını yazan hermann broch'un güç bir çeviri olmasına rağmen ahmet cemal tarafından dilimize kazandırılan şaheseri. Esere geçmezden evvel vergilius'un ölümü'nden evvel büyülenme isimli kitabı okumuştum. Bunun nedeni bir yazarın geçirdiği evrimi gözlemlemekti. Ki bu yapılanın ne denli doğru olduğunu, yazarın nasıl bir evrimden geçtiğini görmek cidden büyük bir hazdı. Hermann broch'un felsefe ile harmanlanmış dili, şiirselliği de elden bırakmaması her satırda sizi yakalıyor. Bu anlamda her cümle ciddi bir yoğunluk arz ediyor. Okunması ciddi bir mesai isteyen bir kitap. Ve kitabı okuyacaklara tavsiyem kesinlikle dışarıda okumaya kalkışmayın. Yolda, otobüste okunabilecek bir eser değil... Düşünce ve düşünen insan kadar yalnız olmanız lazım.
hermann broch'un kaleme aldığı devasa eserdir. ahmet cemal tarafından çevrilmiştir. Kitaba dair bir ön-yazı niteliği taşıyan bu satırlarda öncelikle ahmet cemal'e dair konuşmak lazım. Uzun zamandır takip ettiğim ve çevirilerine hayran olduğum ahmet cemal, bu eserin önsözünde kendi hayatını anlatır. Bunu yapmasındaki neden bahsekonu kitapla ne kadar özdeşleştiğini göstermektir. Kırk yıla yakın bir zaman zarfında çevirdiği bu eser, türkçemiz açısından da büyük önem taşır.
Vergilius'un ölümü isimli eser, büyük şair Vergilius'un son günlerini anlatır. Ve ana konu şu eksende gelişir. Gemiden inen vergilius'un kalabalığın taşkınlığını görünce şunu sorar:
"peki ben neden yazdım?"
Çünkü yazdıkça insanların da düzeleceğini düşünmüştür şair. işte Vergilius'un ölümü koca batı sanatını mercek altına alıp, sağlam bir eleştiri getirir.