ekonominin devlet yönetiminden bağımsız olarak ayakta durabildiği ülkelerde uygulanır. bizim gibi devlet teşviği olmadan ayakta duramayacak ekonomik alışkanlığı olan toplumlarda devlet fakirden alıp zengine kredi verir.
örneğin son günlerde sigara başına beşyüzbin eski türk lirası vergi koyan hükümet araçlardan alınan özel tüketim vergisini azaltarak uğradığı zararı millete yükler.
adam gibi üretim yapamayan çiftçiye destek vermek için ürününü piyasa fiyatından yükseğe satın alır, harcamalarına indirim uygular.
iki koyun gütmekten aciz sanayicilerin şirketleri yanlış yatırımlar nedeniyle batmamaması için veya paralarını kolayca borsada kazanalım derken kaybettikleri için faizsiz krediler uygular.
bankaya para yatıranların banka tarafından hortumlanan paraları vergi olarak milletten toplanır.
bunun gibi binlerce örnek vermek mümkün. peki bu desteklere kaynağı devlet nerden bulacak? zenginlerin para kaybetmemeleri için devlet halktan vergi toplayıp onları destekler. batılı ülkelerde devlet çoğu işten elini eteğini, desteğini çekmişken, sadece yol, su, köprü, elektrik vb. yatırımlarla meşgul iken türkiye hala bir yandan özelleştirme yapar bir yandan özel şirketlere devlet babalığını yapar. iki arada bir derede hem devletçi, hem kapitalist ekonomi yürütülen ülkelerde yüksek vergiler normaldir.
eğer vergilerin düşmesini istiyorsanız devletin ekonomi ile alakasının azaltılması gerekir. ne kadar alakası azalırsa o kadar vergiler azalır. ama hiçbirinizin işine gelmeyecektir. çünkü kimse direk para kaybetmek istemez. çiftçi iseniz ürününüze devletin en iyi fiyatı vermesini istersiniz, iş adamı iseniz devletin faizsiz krediler vererek desteklemesini beklersiniz, kamu çalışanı iseniz yüksek ücret istersiniz. direk para kaybetmek insanlara ağır geldiğinden verilen para kesilmez, dolambaçlı yoldan verilen para vergilerle geri toplanır. bundaki adaletsizlikler bazısına yarar bazısına daha çok kaybettirir. allah'ın adaleti gibi kiminden çok vergi alınır kiminden alınmaz.
indirmek mi sorusuna maruz konudur. emlak vergileri bu sene katlanmıştır. insanların bu ülkede tek güvencesi olan emlakta akape sayesinde boku çıkmıştır.
2004 te 14 lira olan vergi su anda 150 tl. olmuştur.
avrupa amerika gibi vergi manyağı yapılan ülkemiz bütün imalatını aynı amerika avrupa gibi çin hindistan ve diğer ülkelere yaptırmaktadır.
sonumuz yunanistan olmaya çok uzak değildir.
vatanı vergi manyağı yapan akape ülkenin yunanistan gibi hızlı batışınında mimarı olarak asla
unutulmayacaktır.
vergiyi sınırlayan hükümet oyu kapar arkadaş. Vergiyi %15 ile sınırlayan hükümet benden bir sonraki dönem oyu kapar. %10 yapana sittin sene oy veririm.
devlete ödenenecek vergi miktarı azaldığında, tüketicilerin harcanabilir geliri artacağından, ya daha fazla mal tüketmeye yönelirler ya da, ellerindeki bu artı miktarı yatırıma çevirirler. her iki durumda da, piyasada dönen para miktarı artacağından bu durum ekonominin canlanması olarak adlandırılır. ekonomik canlanma için diğer bir yöntem ise, devletin yol su gibi kamu harcamalarını artırmasıdır. devlet harcama yaptıkça, hane halkına giren para miktarı artacağından, tüketiciler daha fazla tüketime yönelip, harcama miktarlarını artırma eğilimi gösterirler.bu da bir kısır döngüdür, böyle birbirine bağlı olarak devam eder gider, halkanın zincirlerinden biri koptuğunda ise oyun bozulur.
"alın-verin ekonomiye can verin" gibi ucuz bir kampanyadan çok daha işe yarar bir uygulamadır. üretim yapan firmaların önündeki en büyük engellerden biridir bu yüksek vergi uygulaması. en azından esnek talepli ürünler için uygulanması mantıklı olur, zira bu hem üretici ve tüketicilerin işine yarar hem de devletin.
esnek talepli mallarda (fiyatındaki küçük bir azalış ile tüketimi büyük oranda artan mallar) vergiler düşürülürse üretici firma ürünlerini daha ucuzdan satmaya başlar ve ürüne olan talep artar. ürüne olan talep arttığında firma devlete, yüksek vergi uygulamasının kazandırdığından çok daha fazla para kazandırır.
üretim olmadığı ve tüketim olduğu için yaşanan ekonomik krizlerin nedeni vergiler sanmaktır.vergiler bir devletin can damarı kanı ciğeri kalbi herşeyidir vergiler olmasa pok yiyemezik.
bankalara, temel ihtiyaç maddeleri üretim ve perakende zincirlerinde tröstleşmiş holdinglere değme pornoculara taş çıkarcak esneklikte domalmaya doymayan saf sürüsü vergiler indirilmesin diyor hâlâ...
inanılır gibi değil ...
bakkalın, çakkalın, berberin, manavın kazandığından gözünü ayırıp da o koca koca holdinglerin ne kadar vergi ödediğine dikkat ettin mi hiç?
kdv, ötv gibi mantık dışı uygulanan oranlarla bindirilen vergiler üretim veya istihdama gideceğine neden devlete gidiyor, gittiğinde devlet bu korkunç rakamlarla ne yapıyor, katrilyonlarca parayı toplayan devlet neden habire hem dış, hem iç borcu katlıyor?
emek yoğun çalışan esnaf ve orta ölçekli firmaların anası sikilirken perakende sektörü rekabet kanunlarına aykırı olarak neden holdinglerin tekeline terkediliyor? istihdam konusunda neden 3-5 holdinge köle ediliyor insanlar da kendi işini yapmaya çalışan daha yoğun istihdam sağlayacak bireylere, holdinglere uygulanmayn bürokrasi ve vergi oranları dayatılıyor?
dükkana giren her malın fişi kesilmese bile zaten ne amerika'da ne avrupa'da olmayan oranlarda peşin peşin vergisinin ödendiğini biliyor musun? kredi kartı ile satılan her malın fişinin zaten eşşek gibi kesildiğini biliyor musun? sigara, ekmek, gazete aldığında onun vergisinin faturası üzerinden zaten öpe öpe ödendiğini biliyor musun?
tuttuğun takımdan,dinlediğin şarkıcıya, oy verdiğin parti başkanlarına kadar herkesin vergiden muaf tutulduğu ülkede 100 gram kahve ya da bir çift ayakkabı satan adamın yakasına mı yapışmak geliyor aklına?
aslında varolmayan bir işi yapan binlerce devlet memurunun ödediği "sözde" vergilerin ve "sözde" sosyal güvenlik primlerinin aslında hiç varolmadığını düşündün mü?
kayıt dışı ekonomide alternatif bir yoldur ancak sistemin sağlıklı işlemesi gerekir. kayıt dışı çalışmaya alışmış bir toplumda vergileri indirerek ekonomiyi canlandırmak zordur zira dam zaten hiç vergi vermemenin peşinde sen "gel bak senden az alacağım" desen de fayda etmez sadece indirdiğinle kalırsın. zaten bu modeli türkiye'de denediler bazı mallarda kdv indirimine gidildi ama sorun hala devam ediyor. kağıt üzerinde adam bir şekilde devlete geçiriyor. azdan az çoktan çok alan bir ekonomik model gerekiyor. holdinglerin büyük şirketlerin doktorların geçtiğimiz yıllarda nasıl vergi kaçırdıklarına şahit olduk.
sonuç: vergi kaçırmanın cezaları ağırlaştırılmalı, azdan az çoktan çok alan bir model getirilmeli, vergi uzmanları vergi kaçıranları daha yakın markaja almalı.
bir asgari ücretlinin bir doktordan daha fazla vergi ödediği yerde bu yöntemler sökmez. sistem çalışmıyor.
türkiye'de vergiler dünya ortalamasının üstünde değildir, hatta birçok avrupa ülkesine göre kamu ekonomisinin ekonomideki payı gayet düşüktür. ancak sorun dolaylı vergilerin yüksek olmasıdır. bu durum da orta kesimi inim inim inletmektedir. vergiler yatırımları azaltıyor diyenlere türkiye'de kodomanların binbir hile ile nasıl vergi kaçırdığını öğrenmesini tavsiye ederim.