kaçakçılığın had safhada olduğu yerlerde yapılabilecek eylemdir. akaryakıttan tutun da beyaz eşyaya, elektronik aletlere kadar ne ihtiyacınız varsa normal fiyatının 1/3 fiyatına satın alabiliyorsunuz. bu gerçekten güzel bir şeye benziyor... peki ya sonuçlarına katlanmak? işte bu noktada devleti suçlamak mümkün. çünkü örneğimizde bu var...
devlete vergi ödememek imtiyazı neye göre ve kime göre verilmektedir insanlara? meraklarımız kabarıyor gecenin şu saatide dahi...
devlete zarar vermeden yapılan istisnası havaalanındaki duty free mağazalarıdır. onu da sağolsunlar havaalanı çalışanları bol bol sömürmektedirler.
insanın içinde olacak vatan sevgisi.
kendi çoluk çocuğunun yaptığı işin alanının vergisini minimize eden maliye bakanını hatırlatır durum.
oğul-sayın bakan ** ben bu yaz otelcilik yapmak istiyorum.
baba-tamam evladım, zaten turizmin özel tüketim vergisini yüzde ondan bire çekeceğim.
basın beyenatlarından alıntılar:sayın maliye bakanı, turizmin yurt ekonomisi ve insan hayatındaki önemini vurguladı. ülke için çok önemli yer tutan turizm ve turizmcileri teşvik için vergileri aşağıya çektiğini açıkladı. oğlunun turizm işine girmesini soran basın mensuplarına da "bunların hepsi saptırmacadır, kötü niyetli kişilerin yıpratma hamleleridir. ama turizm çok önemlidir. bik bik bik. minik bir yer aldı çocuk evet, herkes kadar oğlumun da ticaret yapma hakkı vardır." dedi.
bir ay sonra;
oğul-sayın bakan, ben otelciliği yapamadım, rakibim falanca kişi bu işi çok başarılı yapıyor beni sinir etti, ben güvercin spermi ** işine gireceğim.
baba- hah oğlum, iyi yaparsın. hiç bilinmeyen bakir bir sektör bu, parsayı sen kaparsın. vergi koymadığımız gibi size teşvik de öderiz. hadi rast gele. turizm de neymiş zaten, g*tü başı açık insanlara haram haram içki hizmeti yapacaksın zinhar günaha batacaksın yorulduğun sana kar kalacak. ne hizmetçiliğini yapacaksın, kazan, git sefanı sür istediğin otelde. el sana hizmet etsin. ben sana diyecektim de o zaman, heveslenmişsin, üzülme diye demedim evladım. dur o filanca rakibin görür gününü, he he he.
oğul-bakanımmm! *
basın beyenatlarından alıntılar:
sayın bakan, turizm sektöründeki vergilere getirilen yüzde onluk vergi artışına tepki gösteren turizmcilere çıkıştı. "memleket üç beş tane yabancının içtiği içkiyle kalkınacaksa gereği yoktur. biz yenilikçi, hamleci müteşebbislerimizle kalkınma hamleleri peşindeyiz. bakınız el aleme, neler buluyor efendim." ayrıca sayın bakan oğlunun girdiği güvercin spermi ticareti nedeniyle o sektöre vergi alınmaması ve teşfik primi ödenmesine de "ne yani aydın, eğitimli bir insan yurduna yenilik taşımak istediğinde bakan oğlu diye elini mi tutalım, önünü mü keselim. başka yapan oldu da engelledik mi" diye haklı * tepki göstererek konuya aydınlık getirdi.
böyle uzar gider. bu düşünceler bana neden gelri, nereye gider bilinmez...
kaçakçılık düzeyinde olanı kesinlikle desteklenesi harekettir. mesela bir bilgisayar toplayacaksın, normalde bütün parçalar 500 dolar tutuyor. en başta, şehit, gazi, türban, ümmet, kürt, türk diye sayıklarken onlarca yıldır ekonomiyi düzeltmek dışında her boku yiyen hükümetler yüzünden burada 800 liraya tekabül ediyor. kdv'yi de eklediğimizde fiyat bir anda 800'den 950 dolaylarına geliyor. fakat burada asıl ilginç olan, bu durumda hala vatanımızı sevmemizin beklenmesi... bir de çarmıh hazırlayalım da bizzat başbakan veya maliye bakanı gelsin bizi çarmıha gersin ve biz de bir başkadır benim memleketim şarkısını söyleyelim hep bir ağızdan...