Sorun vergi alması değil, tabi ki devleti yönetenler vergi alacaktır.
Hoş, vergi-kazançtan alınan para biraz seks gibidir.
Evli nişanlı sözlü sevgili birliktelik ne adla adlandırılan bir birliktelik olursa olsun, bir arada yaşama ve ortak değerler içinde sevgi saygı anlamında yaşamı paylaştığımız kişiyle yaptığınız seks suç günah olmaması için eşlerin arasında bir mutabakat sözleşme olması lazım.
Vergi de bu durum ile paralellik arz eder, alınan verginin soygun haraç haksız gelir el koyma deli Dumrul vergisi olmaması için rıza hakkaniyet geri dönüşüm hesap sorma güvence gibi kriterlere uyması lazım.
Örn: 99 depreminde yaşanan tartışmalar akla geldiğinde, Türkiye'nin katmadeğeri açısından ekonomik siyasi ulusal yapısını ayakta tutan gücün varolmasını %60 seviyede destekleyen istanbul'un yıkıcı bir depremi en az hasarla atlatması için gerekli kaynak 50 milyar dolar civarında olduğu telaffuz ediliyordu.
Vergilerle bu kaynak toplandı mı?
Evet.
Ne yapıldı?
Koskoca bir hiç.
Neden hiç diyorum?
Yeni yapılan binalar, yine örnek olarak Gaziosmanpaşa Taksim hastahanesi; dış cephesi yandı.
Kamu binalarında hastahane yangınları arayın internette çok göreceksiniz, üstelik çoğu yeni bina elden geçirilen binalar.
Mecidiyeköy de Sarıyer de biri 32 diğeri 42 katlı yine bir yeni bina dış cephesi yandı. Hele ki Polat tower yangını tam bir komedi, dış cephe yandı bitti söndü.
Böylelikle anlamış olduk ki istanbul itfaiyesi gökdelen yangınlarında yetersiz.
Asıl komik olan böyle lüks pahalı konutların yapılmasında, hastahane gibi kamu da hizmet veren kuruluşların dış cepheleri başta olmak üzere yalıtım elektrik vb işlerinde yanmaz malzeme kullanılmaması, bunu yapanların ya zekaları yok ya da...
Neyse, bunu denetleme kontrol sorumluluğunu üstlenmiş insanlarda sorumluluk hiç yok, bundan eminim.
Deprem anında doğalgaz elektrik gibi tesisat ve nakil hatlarında meydana gelecek patlama parlama ile oluşacak yangınlar, normal günde içinden çıkılmaz trafik de bir de deprem ile yola çıkacak ailesine iş yerine akrabasına ulaşmak isteyen insanların olması (dikkat edin, çökme yarılma ve yıkılan binalar ile kullanılamaz yollar konusuna girmiyorum) bu keşmekeş içinde yangınlar yıkıntılar arasında insanların durumu ne olur?
Onlara nasıl ambulans itfaiye yardımda bulunacak?
Yeni yapılan bu binalar depreme dayanıklı ise (ki hiç de öyle sanmıyorum, öyle olsa bile basit bir elektrik arızası ile çıra gibi yanmakta olan binalar deprem ile çıkacak doğalgaz elektrik yangınlarında büyük bir meşale haline gelir) sonrasında yaşanacak elektrik doğalgaz parlama patlama yangını ile hepsi saatli bomba.
Deprem toplanma alanlarında AVM lüks konutlar oldu. Nereye sahra hastahaneleri kurulacak?
Nerede yemek barınma temizlik tuvalet ihtiyaçlarını karşılayacak çadır kentler geçici barınma imkânları sağlanacak?
Mesela çağlayan meydanı, adliye oldu.
Çağlayan meydanı için olası bir deprem sonunda kullanılması için hazırlanan planlar çöp olmuştur. Bunun yerine yeni bir plan yapıldı mı?
Evet, aşağısı Kağıthane için denmesine ben gülerim. Deprem ile çöken altyapı sonunda bir de kış yağmur da yüzbinlerce insanı Kağıthane gibi çukurda iskan etmek denizde suyun içinde makyaj yapmak kadar zekice bir söylem olur.
Konu nereden nereye geldi?
Toplanan deprem vergisi konusu diyorduk...
Yol köprü havaalanı metro vs demeyin, bu projeler toplanan vergilerle yapılmadı. Ödeyecek olacak vergilerimiz kullanacağımız da vereceğimiz ücretlerle bir bakıma borç ile yapıldı.
Devlet tabiki vergi alacaktir.memurun daha maasi eline gecmeden kesilir. Ancak zenginlerden az vergi alinir. Hatta vergi Borçlari bir kalemde silinir. Adalette olduğu gibi vergide de zengin avantajlidir.
doğru düzgün vergi almayı bile beceremiyor ki zaten.
damat diyor ki vergiyi tabana yayacağız. damat bey vergi zaten tabanda. sırça köşkünüzden çıkın da biraz bakın. şakşakçılar da bunu matah bir şeymiş gibi alkışlıyor.
bunu alkışlayan çoğunluk da ücretli çalışan üstelik. senin daha maaşın eline geçmeden kesiliyor ya, bunu bir anlasan.
işveren de bindiği mercedesi gider göstererek vergiden kaçırıyor.
garibim ücretli amca da 65 yaş bileti verildi diye alkış tutuyor.
1 yılda kaç defa vergi affı yapıldı, 9'a yakın yapıldı diye biliyorum. her defasında da bu son diyerek.
sen senede bu kadar vergi affı yap sonra da kurumlar vergisi bekle. bekle bekle çok beklersin.
zamanında ödeyen garibana da yazık.
önce vergiyi ödeme gücüne göre alsın da sonra başka gelir kalemlerine baksın dövletümüz.