devletin halkı becermek için bokunu çıkardığı yöntem.
arkadaşlar bir ülkede en temel yiyecek ekmektir herhalde. ekmekte bile %1 vergi var.
dışarıdan ithal edilen arabalara ötv vergisi koyuyorlar. %40-50 arasında. (motoruna göre değişiyor.) daha sonra bu vergili fiyat üzerinden bir de kdv alıyorlar. verginin vergisi alınıyor yani. verginin vergisi mi olur aq.
sonra başkomutanınızın oğlu mücevherat işine girdiğinden beri altın, pırlanta gibi lüks tüketim ürünlerinde vergi kaldırıldı. bu da mücevherde vergi olmadığının kanıtı.
bir gün vezirler huzura cıkmışlar:
- padişahım, hazinede para kalmadı. yeni vergilere ihtiyacımız var, diyerekten. padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış,
- eeee! ne vergisi koyalım? demiş...
vezirler:
- köprülere adam koyalım, gecenden bir akçe alsınlar!
padişah,
- tamam, demiş.
aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
- nasıl, halk hayatından memnun mudur? her hangi bir şikayet var mı?
- hiç bir tepki yok sultanım!
- iyi o zaman köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!
aradan bir süre geçmiş, padişah tekrar sormuş vezirlerine:
- var mı halinden şikâyet eden?
- yok!
halkının tepkisizliğine kızan padişah, gürlemiş:
- köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni köprünün ortasında becersin!
aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah çağırmış vezirlerini,
- halkı dinleyelim hele bir, demiş.
gitmişler köye, padişah sormuş:
- halinizden memnun musunuz, var mı bir şikayetiniz?
ses yok.
padişah tekrar :
- ulan, taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! var mı şikayeti olan hemen söylesin!
diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
- padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!
- eeee! demiş padişah bir umutla... ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?
- akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız...
devletin zengin vatandaşından alamadığı ama fakir vatandaşından her türlü üstüne bine bine aldığı bir nevi haraçtır. misal asgari ücretli otobüse biner öder tam bilet ücretini devlet %18 kdv'sini anında alır ondan. kendinde 3 kat fazla alan öğretmenden de çok bilet parası öder asgari ücretli bu da ayrı bir saçmalık. neyse fakir ya da memur akaryakıt alır mesela dün ben 160 tl'lik mazot aldım 24 lirası kdv imiş. yani benim çeyrek depoyla devlet geziyor ona veriyorum arabayı. benden zorla alıyor arkadaş vergiyi ama zenginden alamıyor. adam kâr ediyor kazanıyor e vergi dedikleri zaman istihdam ediyorum diyor çıkıyor. ulan tamam ediyorsun da babanın hayrına mı istihdam ediyorsun. sonra gidiyor vergi yerine okul yapıyor faturayı şişiriyor ve daha bir sürü şey. bir yabancı kaynakta okumuştum türkiyenin %80 i %20 sini doyurmaya çalışıyor diye. ne muazzam bir tespit lan hakkaten sen çalış didin kırk kanaat kazan adamlar yattığı yerden senin verdiğin vergilerle padişah gibi yaşasın. bu böyle gitmez bir yerde patlar ama nerede bilmiyorum. müslüm babanın dediği gibi yakarsa dünyayı garipler yakar.
Şüphesiz ki devletin önemli gelir kaynakları arasındadır vergi, fakat vergi olayını sadece kendi ülkemiz için ele alacak olursak bir öğretmenin maaşında kesilen verginin, kendi meclisinde ülkesine yıllardır saldırmakta olan terör örgütü başının propagandısını yapan kişinin maaşını vermek için kullanılıyorsa sizce de ironik değil midir bu olay, ki anlam veremiyorum neden insanların zoruna gitmediğine, uzlaştıkları tek konu meclisin tatil yapması olan bir yerde hangi milleti temsil ettikleri belli olmayan (ne idüğü belirsiz) şahsiyetlerin dokunulmazlığa sahip olup mantık sınırlarını zorlayacak derecede maaş almaları ciddi anlamda çok saçma.
Tamam alınsın bişey demiyoruz sadece hayvani seviyelerde olmasın 500 liraya aldığım telefonun 80 lirası vergi anasını satayım evde para basiyoruz sanacak görende mesela iphone 6 aldınız diyelim devlete bir tane benim telefonumdan hediye etmiş oluyorsunuz.
devletin vatandaşı sikmesinin başka bir yolu. bazen bu vergiler abartılı olabiliyor ve mantıksız sonuçlar doğurabiliyor. mesela sağlık vergisi ödersiniz ancak sağlığınızı kaybettiğinizde de ayrı bir para ödersiniz.
devlet vatandaşını sikmekten vazgeçerse ve üretim ile ihracata yönelirse kalkınma kendiliğinden gelir zaten. oysa biz el alemin ülkemize gelip yatırım yapmasına, banka açmasına izin veriyoruz. bizim petrolümüzü, madenlerimizi ellerine almalarına izin veriyoruz çünkü bizim dış borcumuz var. onların paralarını da bizimmiş gibi hesaplıyoruz ancak o herifler ülkeyi terk ederse göte geleceğimizi görmek istemiyoruz.
kutsaldır denilen ama nedense doktor, avukat, serbest meslek erbabından bir yılda çekirdek parası kadar alındığından sadece biz bordro mahkumlarına mı kutsal diye hep sorduğum şeydir.
geçende bir berbere gittim, duvara asmış geçen sene ödediği vergi sadece 60 lira. günde dükkana gelen en az 20 müşteri olsa ki çok daha fazladır, ortalama 10 liradan 1 günlük kazancı en az 200 lira eder. ayıptır günahtır bari vergi levhasını duvara astırmayı zorunlu kılmayın, bakınca sinirimiz bozuluyor.
bordro mahkumu bir memur ya da işçi bir yılda bir doktordan, avukattan daha fazla vergi ödüyorsa, o ülkede eşitlikten, adaletten ve verginin kutsallığından bahsedilemez.
aylık maaşımdan kesilen yasal kesinti toplamı 676,13 TL görünüyor bordromda.
maaş ulan bu maaş, tamam al damga vergini cartını curtunu da 676,13 TL nedir amına koyim, şaka gibi.
Ücretlerini yazmıyorum kesilen sebepler;
SGK Günü 30
SGK Matrahı
SGK işçi Primi
SGK işveren Primi
SGK işsizlik işçi Primi
SGK işsizlik işveren Primi
Gelir Vergisi Matrahı
Gelir Vergisi
Asgari Geçim indirimi
Net Gelir Vergisi
Damga Vergisi Matrahı
Damga Vergisi
Devletlerin kendi bastıkları paralarının, "piyasada birikerek değerinin düşmesini önlemek amacıyla", belli bir kısmını geri çekmesi olayıdır.
Fakat pekçok devlet bunu düzgün uygulayamaz ve parasının değerinin düşmesini önleyemez. çünkü zenginleşenler genelde devlet birimlerine hakim olarak vergi vermekten kurtulurlar veya çok cüzi/göstermelik vergiler verirler. Bu sebeple, vergi çoğunlukla fakir ve orta sınıfın sırtında yük olmaktan öteye gidemez.
Bu sebeple, düzgün yapılanmamış devletlerde; vergi "zengini daha zengin, fakiri daha fakir" hale getiren bir baskı aracına dönüşür.