Mantıklı bir eylemdir. Sonuçta verilen vergiler; yol, köprü, çeşme olarak geri dönmüyor. bilale gemicik, bakana tirilyonluk kol saati, davutoğlunun sabah kavaltısına mezhe olarak dönüyor. birde vergilerin ötv'si kdv'si bilmem nesi yetmiyor, ayakkabı kutularında rüşvet saklanıyor...
Sirketin uzerine araba almakla bertaraf edilip bir tasla iki kus vurulur.
Vergi kacirmak icin duvarini yikip fabrikayi buyutuyor masaliyla servetini buyuten zenginler kacirsin tabiki olan emekli ve isci sinifina olmakta ve buna goz yuman hatta akil veren muhasebecilere ise hipokrat tarzi yemin sart
ve tabiki giren cikan bizim saksakcilarimiza olsun..
vergi kaçırmanın altında yatan temel sorunlar ülkeden ülkeye yani kültürden kültüre değişir.
dolayısıyla bugün türkiye'ye dünyanın en mükemmel en adil vergi yasalarını da getirseniz yine de istediğiniz sonuca ulaşamazsınız.
1990-2000 döneminde hükümetlerin yaptığı ölü yatırımlar ve gereksiz harcamalardan dolayı insanlar verdiği paraların boşa harcandığını gördükçe devlete güvenmemeye başladılar.
elbette bunun daha öncesi de var ama yapılan bu gereksiz harcamalar, yolsuzluklar, ölü yatırımlar vatandaşları vergi vermeye pek de teşvik edici olmadı. hükümetlerin maliyelerinin şeffaf olmayışı da buna etken olarak gösterilebilir.
bu nedenle sadece yasalar çıkararak, vergi oranlarını yükselterek başarılması imkansız bir sorundur bu.
önce insanları vergilerinin doğru kullanıldığına inandırmanız lazım. vadantaş verdiği her kuruşun kendine hizmet olarak geldiğine inanması lazım. ancak ondan sonra zaten daha iyi standartlarda yaşamak için kendisi vergi vermeye başlayacak ve vergi kaçıranlara göz yummayacaktır.