türkiyede takım taraftarlarının birbirlerine sarf ettiği birçok ithamdan bazıları. sanki taraftarlar oturmuş 'evet vergi kaçıralım bu sene', ya da karşı takım yönetimiyle görüşüp 'bu maçta bize yatın..' demiş gibi, silahları kendileri kaçırıyormuş gibi suçlamak son derece saçma. bunları yapan takımın başındaki şahıslar. takımı yöneten adam şerefsizse bunun taraftarı da şerefsiz yaptığını ileri sürmenin hiç bir mantığı yok.
beşiktaş taraftarı şike olayından sonra ne yaptı mesela? açıkılama yaptı; 'gidin yargılanın, suçlu bulunursanız da takımdan ayrılın, şikeci istemiyoruz klübümüzde.' peki ne oldu? o dönem şikeden sorumlu olan adalı, tayfur havutçu, yıldırım demirören gitti. vergi borcu muhabbeti çıktı, beşiktaş taraftarı ne açıklama yaptı? 'vergi borçu namus borcudur, ödenmelidir.' dedi. şimdi bu yönetimdeki karaktersiz adamlar taraftarın birebir yansıması olabilir mi?
ha bazı taraftarlar var başka takımlarda, kendi yaptıkları şikeyle yüzleşememişler, mesela şampiyon olmak için 8 gol atmaları gerekirken, bir şekilde o kadar gol atıp şampiyon olduklarını unutmuş gibiler, 'teşvik, şike değildir' açıklaması kendi kulübünden biri tarafından yapılmamış gibi hayatlarına devam ederler. Vergi borçlarının silinmesi konusunda bir açıklama yapmış değiller.
bazı taraftarlar da, şikeci başkanlarını koruyup, onun yanında yer alıp, şikeye ortak oldular, sonra da 'vergi vergi...' diye yüzsüzce bağırdılar.
bu tarz taraftarları şerefsiz yöneticilerle aynı kefeye koymak tabii ki lazım ama genel olarak aklı başında taraftar bu gruplara dahil değil, bunu da unutmamak gerekir.
