satıcıdan fişi alırken işkence, doldururken ölüm ruhunu teslim ediyosun, bir de yanlış diye geri dönünce cehennemin yedi kat altı bile cennet olan hadise. ne menem bişeymiş bu illet, parayı da taksit taksit veriyolar zaten.
eskiden babamın emekli maaşı için fişleri aylara bölerek hazırladığım, sonra tek tek elimle yazdığım (artık excel'de yapılabiliyor), sonucunda baba bizi de görürsün edalarıyla noktaladığım yıllarca süregelmiş ancak artık 59. hükümet tarafından noktalanmış olay.
genelde baba doldururdu. oğlu, kızı da hemen yanında babasını izlerdi. fişleri ayırırdı, zımba makinesine zımba koyardı, yardım ederdi.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)*
bütün bir yılın küçük kağıt parçalarına yazılı gizli tarihini yeniden yaşamaktır. herhangi bir muhallebici fişinde eski sevgilinizi anmak, kebapçı fişlerinin çoğunlukta olmasının büyüyen göbeğinize yaptığı katkıyı hesaplamak gibi bir sürü yan faaliyetle birlikte rüzgar gibi geçer.
dayanıklı tüketim malları geçmez. (evine tv, buzdolabı almayacaksın, vergisini ödersin ama devlet iade etmez)
züccaciye geçmez. (çalışanın evine; tabak, bardak giremez, girse de kırılamaz, yenisi alınamaz)
temizlik maddesi geçmez. (çalışan insanın elbisesi, mutlaka duru suyla, dere kenarında yıkanmalıdır)
itriyat geçmez. (parfümmüş, deodorantmış çalışan insan bunları kullanmaz)
tüp geçmez. (bir evde ocak tüple yanmamalıdır, odun ateşi ile yemek pişirilmelidir)
akaryakıt geçmez. (çalışan insanın arabası olmamalı, olsa da akaryakıt almamalıdır)
yolculuk geçmez * (anayasada seyahat özgürlüğü vardır ancak seyahati otobüsle yapmayın kardeşim, çalışan otobüsle yolculuk yapamaz, arabasıyla yapsa akaryakıtın da fişi geçmiyor en iyisi yürüyerek gitsin her yere)
tekel geçmez. (çalışan alkol almaz, almamalı, sigara içmemeli)
ondan sonra ey paleface sen yıl boyu şu kadar para kazanmışsın, şu kadarlık fiş getireceksin, yok artık lebron james.