bir müslümana evlat acısı gibi gelebilecek hadisedir.
evet efendim... bir zengin düşünün ki türkiye'de inşaat ve lojistik anlamında(özellikle son yıllarda) sektörünün bir numarası olsun(ve gene özellikle girip de kaçırmadığı ihalelerle). bu kuruluşun sahibi de dinibütün, müslüman bir ademoğlu. dininin gereklerini yerine getirmek isteyen ve yaşı günden güne ilerleyen bu nur yüzlü amcamız, kazandığına karşılık ödemesi gereken bir miktar(yüklü bir miktar) vergiyi ödeyemediği için yurt dışına çıkışı engellensin.
bilindiği üzere türkiye'de, kâbe yok. ve bu müslüman, nur yüzlü amcamız kâbeye ulaşmak istediğinde bu gibi bir engelle karşılaşsın... velhasıl diyeceğim o ki dünür olmak zor iş azizim böyle adamlarla. defalarca "vergi affı" kapsamına alırsın, sırf adam ibadetini yapabilsin diye ama yok.
dünür olmak zor iş diyorum özetle böylesi adamlarla. peki ya üç kuruş maaşından "gelir vergisi" ödeyen ve buna rağmen hacca gidebilmek için para biriktirmek durumunda kalan yurdum insanı? rabbimin diğer müslüman kulları? onlara nasıl bir af çıkartabiliriz ki acaba?
neyse amınakoyim, takılma amca... nasipse gidersin işte. emekli maaşından, hacca gitmek için arttıran ve gidemeden vadesi dolan rahmetli babannem geldi aklıma. "acı patlıcanı kırağı çalmaz" derdi hep. sanırım ki hakkatten de acı patlıcanı kırağı çalmıyor.