Meteoroloji istasyonunda seni beklerken,
beklemenin en güzel yanı, bir trenden ya da uçaktan ineceğini düşünürken
hangi vasıtanın seni bana getireceğini bilemeden,
beklenen tahminlerin üstesinden gelip,
yağmurla ya da bir parça bulutla gelmendi
Önce siyah gözlerin gelirdi içeri, baktığın her nesneyi kıskanırdım,
kesinlikle benden sakladığın bir şeyler vardı
mesela retinanda begonya
hem de en afillisi....
Ulusal marş dinler gibi seni beklerken, aniden girilen bir gülme krizi
gibi gelirdin,
boğulmak üzere olan kanserli bir hastanın
oksijen maskesini görünce yaşadığı o gerçek, o vahşi , bencil
sevinçti nefesin....
bacağa saplanan bıçağı çıkarmaya çalışan cerrahın dokunuşuydu
ellerin
yani beyaz yani hijyenik yani haddinden fazla profesyonel....
Gelirdin,
çok tavsiye edilen bir film başlardı sinemalarda
iki seans arasına girerdin ve
sigara molası kadar ciddi bir karardı bileklerin
her yere basışında
tir tir titrerdi o aktris dediklerim....
Gelirdin
sokak lambaları gelişini ele verirdi,
bana kalsa ben gölgende bir kaç bin yıl yaşayabilirdim
en güzeli,
sırtını öperken, sanki o anda
suya uzanan bir ördeğin, gölgende belirmesiydi
en çok buna yanılırdın
ben de sana...
Gelirdin,
bir sabah
kent kendine çeki düzen verirdi
boyalı kaldırımlar, yıkanmış gemiler, ve pak insanlar
yüzlerde sanki ellle tasarlanmış mimikler
ne fazla gevşek ne az tebessüm
bu kadar olmaz,
camlarda insanlar, cumartesiye çalan bir huzur
her yer gümüş rengi
her yer kahve kokusunda
nefes nefese kalan insanların ağzından çıkan nargile kokusu
denizde keman çalan insanlar,
ve kuşların müziğe o harika uyumu....
Gelirdin
bir gece
bir ece gibi bütün elbiselerini denerdin aynanın karşısında
ipekten bir elbiseye karar kılardın,
firar etmiştin masallardan
ilk haksızlığa sihirli değnekle müdahale etmek isterken
ticari bir taksiden patlayan silahla anlardın hayatı
ben mermi kokan yaranı öperken
yaranın üstüne dökülen göz yaşlarıma kızardın
kadındın acıya en çok sen dayanırdın....
Gelirdin
kentin fay hattında öpüşürdük
her gelişin aslında felaketti
ilk öpüşünde dört nokta sekiz
ikincisinde sokaklarda uyurdu halk...