Latin Amerika ülkelerinden Venezuela’da Bolivarcı yurtsever Chavez ekibi işbaşına geldiği günden beri ABD emperyalizminin darbe girişimleri, terör saldırıları ve ambargolarıyla başetmeye çalışıyor. Bugüne dek düşmanlarından gelen saldırıları bertaraf etmeyi başardı. Kırıntı da olsa emekçiler lehine yaptığı iyileştirmeler ve işbirlikçi tekelci burjuvaziye karşı hamleleri, kitleler nezdinde itibar ve destek kazanmasını sağladı. Fakat artık karşıdevrim cephesi saldırılarını yeni bir aşamaya taşıdı ve burjuvaziyle halkçı reformist iktidarın arasında nihai bir ölümkalım savaşı başladı. Bu sürecin sonunda bir taraf kazanacak ve diğeri tasfiye edilecek. Gönül isterdi ki kaybeden taraf emperyalizm ve işbirlikçi sömürücü sınıf olsun; fakat gerçekler acıdır. Küçükburjuvazi ya proletaryadan yana net bir tavır alacak ve emperyalist kapitalizme karşı gerçek bir savaş açacak, ya da ABD uşağı kapitalist sınıfa teslim olacak, iktidarı bırakacak. Bunun bir ortayolu artık yok.
Emperyalizmin işbirlikçisi oligarşiyi mülksüzleştirip, bir sınıf olarak tasfiye etmeden sol reformistlerin uzun süre iktidarda kalma şansı yoktu. Venezuela’da bir işçi sınıfı iktidarı, proletarya diktatörlüğü yok, üretim araçları kamulaştırılmış durumda değil, abd yanlısı faşist paramiliter güçler dağıtılmış değil; yani herşey küçükburjuva sol iktidarın aleyhinde görünüyor. Sosyalizm adına halk yararına yapılan birtakım iyileştirmeler, abd’ne karşı alınan tavır halkın önemli kesiminde iktidara karşı sempati yarattı, bu doğru; fakat bu kendilerine çok bilinçli ve güçlü bir destek yaratmaya yetmez böylesi önemli çatışma anlarında. Halk ekonomik krizden yılmış durumda, silahlanıp iktidarı koruyacak bir politik bilinç, örgütlülük ve adanmışlıktan uzak, komünist bir öncü müfrezeye sahip değil. Gelecek hedefleri bulanık, günü kurtarmaya çalışan, burjuvaziye karşı savaşmayı göze alamayan bu iktidar, işçi sınıfı ve emekçilerden gereken desteği alamaz. Maduro iktidarı orduya güveniyor, fakat ordu gelişmelerin seyrine göre taraf değiştirebilecek nitelikte, sosyalist olmayan, politize olmayan klasik bir burjuva ordusudur. Maduroyu güçlü gördükleri için bugün desteklerler, yarın kaybetmeye başladıklarını hissettikleri anda O’nu satacaklardır. Sınıf mücadelesinde düşmanınla uzlaşmak ve iktidarını sürdürmek uzun süreçte mümkün değildir, ya sen ya o. Yoketmediğin düşmanın ilk ciddi fırsatta seni yokeder. Bolivarcı Chavez ve ardılı Maduro sosyalist bir devrim yerine, burjuva devlet aygıtını parçalamaksızın, burjuvaziyi bir sınıf olarak yoketmeksizin sömürücüler aleyhine ve halk yararına bazı sosyalist reformlarını uygulayabileceklerini ve kapitalizmi yenebileceklerini hayal ettiler. Artık bu hayallerin tuzla buz olma zamanı geldi. Komünist parti çatısı altında örgütlü işçi sınıfının öncülüğüne, belkemiğini işçilerin oluşturduğu bir kızılorduya, partizan milislere sahip olmaksızın, devrimci bir ayaklanma hedefiyle savaşmaksızın, emperyalizmi ve işbirlikçi oligarşiyi, faşist çeteleri yenilgiye uğratma şansı yoktur. Sosyalist devrim ve proletarya diktatörlüğü, kapitalist sömürücüleri ortadan kaldırmanın yegane yoludur. Henüz kimin kazanacağını söylemek için erken, fakat savaş kılavuzu Marksizm-Leninizm olmayan bir sol partinin cephanesindeki Bolivarcı küçükburjuva milliyetçi ideoloji onu burjuvazinin ölümcül saldırılarından korumaya yetmeyecektir. Venezuela halkının kurtuluşu sosyalist devrimle olacaktır!
Afganistan, B. A. E, Bahreyn, Irak, iran, israil, Katar, Kuveyt, Lübnan, Mısır, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, Umman, Ürdün, ve yemen. alın size ortadoğu ülkeleri. filistini katmadım orası ayrı bir olay.
afganistan, ırak, lübnan, suriye, umman ve yemen. bunlar pubg haritalarına benzeyen ülkeler. insan çok ev yok. her ay bir bomba patlıyor. tabi ırak ve suriye pek böyle olmadı savaştan sonra yine savaş var.
b. a. e, bahreyn, mısır, suudi arabistan ve ve ve israil. dört arap ülkesi abd nin kuklası. ha bu arada bu araplar çoğu müslüman bak aman diyim yanlış olmasın.
iran, katar ve türkiye. bunlarda kendi halinde kavrulmaya çalışanlar. iran abd'nin diğer ülkelere yaptığını kendine yaptırtmadı. türkiye de yap bakayım nasıl yapacan dedi sonra nolduysa oda yaptırtmadı. katar ise tam bir avare.
peki tüm bu ortadoğu neden bu halde?
1-soktumun abd si oradaydı ki hala muhattabız kendileriyle.
2-çoğu müslüman ülkeler.
3-kaynak açısından zengin ve fakir ülkeler.
sırayla bütün ülkelere girdiler. adalet getireceğim, terörist avlayacağım, yardım edeceğim diye geldiler dünyanın çivisini çıkardılar. ve bu aptal ülkeler birbirlerine yardım ettiler mi? hayır. kutsal topraklara sahip çıkıyor dediğimiz ülke bile gıkını çıkarmadı. kimse ses etmedi türkiye ve iran haricinde. herkese yardım edecez diye gelip zulümden başka bir şey vermediler. tabi bunlara katılan avrupa ülkeleri sonra "hayır sen zulüm ne bilmiyorsun ben zulmedicem" diyen rusya, fransa ve ingiltere. lan göz göre göre her yeri felç ettiler. ayakta kalan bir türkiye var bir iran. sıra iran'a geldi denediler olmadı. adamlar cahil ama katı. yapılan oyunu anlamadılar ama zaten düşünme yetileri yok bunların abd bunu hesap etmedi. sıra bize geldi beceremediler. aslında çok şeyi becerdiler de nasıl olduysa iyi veya kötü ayaktayız.
şimdi neden yazdım bütün bunları? düşünün. muduro'ya destek çıkanlar ve abd'ye destek çıkanlar. eğer ki abd bunu kazanırsa ki kazanacak ve venezuela'dan eskimiş gemi, uçak, vs. karşılında petrol alacak. sonra o destek çıkanlara sıra gelecek. ama muduro'ya destek çıkanlara sıra gelse bile illa ki bir cevap alacaklar.
yeni akıllanan daha doğrusu aklı olduğunu yeni hatırlayan bir millettin evladı olarak herkesin bildiği bir cümleyi sizlerle paylaşıyorum.
Venezuela'daki karışıklıklar söz konusu olduğunda Kimcisiniz, hangi ideolojiye mensupsunuz yahut apolitik misiniz-den bağımsız bir şekilde olayları ele almak gerekiyor. Çünkü diğer türlü bazı noktaları atlamanız işten bile olmuyor.
Öncelikle venezuela halkı çok müthiş, hayatı yalamış yutmuş, übermensch bireyler değiller. Sıradan bir abd yahut türkiye vatandaşı ile aralarında kayda değer bir fark yok. Herkes gibi Dümdüz insanlar işte. Bunu unutmamak gerekiyor. Bu bağlamda da tıpkı bizde olduğu gibi orada da "maduro halkın adamı hüloğ" diyenler ile "her şey abd oyunu moruq" diyenler mevcut. Ya da tam aksi "maduro p*zevengin teki, bizi kandırıyor" diye düşünenler de var. Hal bu olunca ortalığın karışması gayet normal. Yalnız, dediğim gibi her ülkede bu tip farklılıklar var.
Peki venezuela'da ne oluyor da toplumsal bir kriz ortaya çıkıyor? Dış müdahale(abd'nin direkt etkisi, ambargo vesaire) haricinde ele alacak olursak belli başlı Birkaç sebebi var. Özellikle öne çıkan neden ise burjuva-iktidar çatışması.
Vaktiyle chavez petrol üretimini düşürme çabası içine girdi. Venezuela petrolü hayvan gibi üretilmeyecek, üretilen de borç karşılığı halkın refahı için harcanacaktı(bunu bir ara suudiler de denedi, sonunu tahmin edebilirsiniz). Örnek olarak, çin halk cumhuriyeti yatırımları ülkeye girecek, karşılığında da çin'e ham petrol verilecektir(bu borçlanma çeşidi olmasaydı, abd ve ingiltere sağolsun, venezuela petrolünü satacak ülke bile bulamıyordu. Bir nevi zorunluluktu). Bu politikaya petrol sosyalizmi deniyor. Ve chavez tarafından, kendi ülkesinin dinamikleri göz önüne alınarak ortaya atılmış bir düşünce akımı. Kaba ve kısa olarak; devlet teşebbüslerinin üzerine petrol bulanmış halidir. Bu politika ile de chavez, ülkede haddinden fazla sayıda bulunan petrol oligarklarına savaş açtı. Tüm petrol tesislerini ulusal bir şirket olan ve devlet eli ile yönetilen petroleos de venezuela'ya(türkçe: venezuela petrolleri) devretti. Ancak yetişmiş eleman eksikliği ve yönetim kademesindeki yetersizliklerden dolayı devletin elindeki sanayi üretimi durma noktasına geldi(Lâkin burada bir parantez açmak gerekiyor, özel teşebbüsler hız kesmeden büyümeye devam etti. Bugün bile özel sektörün venezuela ekonomisindeki pay oranı %60'ın üzerindedir. Yani bolivarcı hükümet latin ulusalcılığını burjuva üzerine pek de dikte etmemiştir. Komünizm eleştirisi yapacak liboş arkadaşlara duyurulur. Çünkü venezuela özünde komünist değil, latin amerikan kemalistidir. Bolivarcılığı araştırmanız tavsiye olunur.) Bu durağanlaşmaya petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar da eklenince üretilen mallar pahalılaşmaya başladı ve kimi ürünler daha piyasaya sürülmeden tükenmeye yüz tuttu. Bu pahalılık(enflasyon) market raflarında çıkarcılara zemin doğurdu. Bir mal 1 bolivar(para birimi) zamlanırken, yurdum çakalı 2 bolivar zam koyuyordu. Zincirleme etki ile de ortalık ateş pahası oluyordu. Buna engel olmak için de maduro marketlere asker yerleştirmeye başladı. Normalde 1 bolivar artması beklenen ürünlerde o artışları da yasakladı. Böyle olunca da zarar veren işletmeler kapandı, mallar da vergisiz ve kayıtsız satış olan karaborsaya düştü. Maduro kendi ayağına sıkmıştı. Zamlar kontrol edilemez vaziyete gelmiş, üzerine bir de "black market" denilen kayıt dışı ekonomi almış yürümüştü.
Işte bu safhada ya burjuvazi desteklenecek ve üretim arttırılacaktı ya da halkın sosyal ihtiyaçları karşılanmaya devam edilecekti.
Maduro ikinciyi seçti. işci gelirlerini enflasyona karşı eritmemek için Önce asgari ücrete 3 kere zam yaptı. Yetmedi yeni para birimini oluşturdu. Halen ekonomide %60 paya sahip Sermaye sahiplerini rahatsız edecek şekilde daralan kaynakları halka sundu. Kepenk indiren ve canı istemiyor diye üretimi durduran kurumları kamulaştırmaya başladı. Toplumsal ekonomiyi 2000 sonrasına benzer şekilde yeniden oluşturmaya çabaladı. Özel tekellerin buna direneceği ve üretime sabotaj düzenleyeceği gün gibi ortadaydı. Beklenen oldu ve maduro bunları hayata geçirince suikast girişimleri ve darbe teşebbüsleri birbiri ardına gelmeye başladı.
Yani sözün özü şu ki; venezuela'da şu an bir sınıf savaşı mevcut. Bundan sonra ya tamamen halk için devam edecekler ya da misalen bizdeki gibi kurtarma paketleri ile burjuvaziyi desteklemeye başlayacaklar.
Son olarak, halkı sıkıntılar yaşayan ve bir kısmı da mevcut liderini istemeyen her ülkeye amerika birleşik devletleri'nin el atmasını savunanlar ne yiyip ne içiyor merak içerisindeyim.
Ayrıca "maduro halkı sömürdü, paraları indiregandi yaptı o nedenle bu haldeler" diyenler de bir düşünsünler bakalım, bizimki gibi yeraltı kaynağı fakiri bir memleket bile yıllar yılı(yaklaşık 60 sene) sömürülüyor. Biz batmadık da venezuela gibi petrol-altın zengini bir devlet niye battı?
Hani var ya kızılderili şef Seattle tarafından söylenen "beyaz adam, paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak" sözü...
işte bu sözü duymamış duysa bile anlamamış olan Venezuela halkının yöneticilerinin cehaletleri ve aptallıkları sonunda Amerikan köpeğinin dişleri arasında kıçlarını bulması ile sonlanan durum.
kendini dünya'nın polisi sanan amerika'nın darbe yapmak istediği ülke. sırf tayyip erdoğan'la arası iyi diye çekemediler... ee ülkede suudi arabistan'dan fazla petrol olunca çekemezler tabi...
Bolivarcıların ülkesi çavez in devamcısı maduronun yönetimindeki dünyadaki petrol rezervlerinin %25 i ne sahip olmalarına rağmen Abd nin yaptırımlarından dolayı ekonomik kriz batağından çıkamadılar. Birkaç gün önce abd destekli darbe gerçekleşti.
bir ulke dusunun dunyanın en buyuk petrol rezervinin uzerine kurulmus olsun ama halk bu kadar fakirlessin... askında bu ulke gecmiste cok zengindi petrolden gelen gelir ulke nufusuna bolundugunde kisi basına gelir 200.000 doların ustune cıkıyordu. neden boyle oldu? cunku devlet tum isletmeleri kendi uzerine aldı gelen parayla hic bir yatırım yapmadı mal bulmus magribi gibi sactı savurdu. rusvet aldı basını gitti ve bir gun oyle bir an geldi ki petrol ucuzladı sattıgı petrolden kazandıgı para harcamasının cok ustune cıktı yine de devlet buna sessiz kaldı onlem almayı bile dusunmedi. simdilerde bir ay calısıp sadece 15-20 tane ekmek alabilecek kadar bir kazancları var insanların. sokaga cıkıp yeter diyenler mi? onların hepsi ajan, hepsi provokator yahu yoksa maduro iyi adamdır kotu olan ise aclıktan kırılan halk.
amerikan köpeklerine yedirtmeyeceğiz bu vatanı. türkiye hükümetiyle, muhalefetiyle, halkıyla maduronun ve venezuelanın yanında. ırak halkına yapılan zulmu venezuelaya yaptırmamak lazım.
bu ülkedeki her şeyin tek sorumlusu amerika ve onların yalakalarıdır. amerika bu kadar insan hakları ve demokrasiyi düşünüyorsa önce suudi itlerine getirsin demokrasiyi. komünizmden, sosyalizmden zerre hazzetmem burada venezuela halkının kaderi belirlenecek. türkiyenin ve türk halkının venezuelanın yanında olması gerekiyor. kendini dünya jandarması zanneden amerika, bir gün dünya tarafından terbiye edilecek.
Başkan Yardımcısı Jorge Rodriguez, iki gün önce isyan çağrısı yapan askerlerce çalınan 51 silahın 11'inin "teröristlerin elinde" olduğunu ve bu silahların iç karışıklık çıkarmak için kullanılabileceğini söylemiştir.
özel sektörün işlettiği enerji şirketlerine haydut gibi el koyan chavez hükümeti sebebiyle çöküşe geçen venezeuela ekonomisi, madura döneminde daha beter hale geldi.