romantizm açısından zengin bir şehir. nehir de sevgiliniz ile güzel bir sandal turuna çıkabilirsiniz. tabi kokuya katlanabilirseniz. * hem o canım gondolcularının ağzından barkarol dinlemesi de ayrı bir keyifli olsa gerek.
hemen her yeri birbirinin aynı olan*******, havanın kararmasıyla beraber sokaklarda sadece zenci çanta satıcılarını bulabileceğiniz, italyanın kuzeyi adriyatik kıyılarında bulunan ada şehir; gece st.marco meydanı dışında sokaklarda insan bulmak gerçekten zordur, şubat ayında yapılan maske festivali görülesidir, gondol ulaşımı pahalı*, haritalar hatalıdır*,
venedikle bağlantılı anakara ve yerleşim birimi mestredir.
şu günlerde domuz gribinin en çok görüldüğü meydan olan st. marco meydanında etrafınızda hapşıran insanlardan kaçmak için maske takmanın en favori faaliyet olduğuna inanmaktayım ayrıca.*
kesinlikle buram buram aşk ve romantizm kokan büyülü italyan şehri. özellikle san marco meydanında akşamları belli bir saatten sonra orkestralar eşliğinde sırayla çalınan müzikler, kimseye aldırış etmeden bu müzik eşliğinde dans eden sevgililer, o dar sokaklarda yaz yağmuru eşliğinde sevgilinle birlikte yürümek bu şehri büyülü kılan özelliklerden. hem "san marco meydanı dünyanın en güzel dans pistidir ve sadece mavi gökyüzü onun çatısı olmaya layıktır" diye boşuna dememiş napoleon bonaparte amcamız.
la serenissima (huzur dolu) deniz ve gökyüzü arasında topografik bakımdan dünyada eşi ve benzeri bulunmayan, yarım ay şeklindeki lagunasında bulunan 118 ada, 180 kanal ve 400 köprüden oluşan büyüleyici şehir. (alıntı)
venedik kazıklar üzerine inşa edilmiş ve kanallarla dolu bir şehir. labirent gibi daracık çiçekli sokakları ile gezilmesi görülmesi gereken bir yer.bazıları venedik için romantizm dolu aşık olunacak bir şehir derler. bana kendimi hiç öyle hissettirmedi. tamam değişik kanallarla dolu güzel bir şehir ama aşık olunacak bir şehir değil bana sorarsanız. (gördüğüm şehirler içinde ben iki şehre aşık oldum biri prag biri de tabi ki istanbul)
yukarda da bahsettiğim gibi turlar venediğin içinde kalmıyor (venediğin içinde oteller var ama tahminime göre turlar için çok pahalı). venediğe karayolu ve tren toluyla ulaşabiliyorsunuz. kendi başınıza otobüs ile gelirseniz piazzale rome ya tren ile gelirseniz venedik santa lucia ya geliyorsunuz. eğer venediği gezmek için extra gününüz varsa piazzale rome ya gidin ve oradan tam gün geçerli bir vapuretto bileti alın (10€) ve 82 (daha az durakta durur hızlıdır) veya 1 numaralı vapuretto hattına binerek grand canale’yi gezin. (her durakta inip tekrar binebilirsiniz)
extra turlar içinde olan murano (cam işçiliğinin merkezi) ve burano (dantel işçiliğinin merkezi ve güzelcanlı renklere boyanmış sokakları olan bir ada) adalarına da bu biletle gidip dönebilirsiniz.
venedik şehir turunda tur sizi vapuretto ile san marco kilisesi ve meydanı, çan kulesi, saat kulesi dükler sarayı ve rialto köprüsüne getiriyor.
rialto köprüsünün etrafında alışveriş yapabileceğiniz güzel dükkanlar var. venedik in pazar bölgesi burasıdır. san marco meydanı etrafında da bir çok dükkan vardır. rialto dan ve buradan çeşitli hediyelik eşyalar alabilirsiniz. rialto dan, büyük kanal ın resimlerini çekebilirsiniz. ve kanal kenarındaki restoranlarda oturup italyan yemekleri yiyebilirsiniz. (tabii ki coperto ve servis ücreti var.) kanal kenarında köşede bir dondurmacı var oradan üzümlü ve tiramisulu dondurmayı deneyin. çok güzeldi.
ayrıca ferrovia (tren istasyonun olduğu yerden) vapuretto durağından sola doğru giderseniz o sokak üzerinde güzel yemek yenecek yerler var.
venediğin bir haritasını edinin ve salın kendinizi labirent gibi sokaklara. gezin resim çekin çeşmelerden su için dondurma yiyin. yakışıklı gondolculara ve güzel turist kızlara bakın. biraz dolaşınca hayretle kendinize ben bu meydandan geçtim daha önce diyeceksiniz. (bütün meydanlar birbirine benziyor). çiçekli güzel evlere bakın venedik’i keşfedin ve keyfini çıkarın. (yolunuzu bulmak için sokak köşelerindeki ok işaretlerine ve yazılara iyi bakın)
gondol: gondollar siyaha boyalıdır ve gondol turları genelde çok pahalıdır. sadece turistlerin ilgisini çeker. 50-100 € civarında fiyatları var. biz gondol turu yapmadık mı? tabii ki yaptık 20 dk 20€ . san marko meydanından düz gittik sağa döndük bir sol ve geldikl. (ne güzel para 20 dk da 100€ turistler oldukça da para var)
gidilince "lan acaba neden suyun ortasına kurmuşlar ki bu şehri" sorusu akla gelen yerdir. belki de adamlar çok ileri görüşlüydü ve turizmden parayı basarız, gondolu da 100 € yaptık mı paranın .mına koruz dediler?
heykel-altıparmak-çekirge dolmuşları gibi bir ulaşım ağına sahip şehirdir.*san marco meydanında bir cafeye oturduğunuzda hiçbir şey yiyip içmeseniz bile dinlediğiniz müzik için para alırlar.ara sokaklarda çok hoş restorantlar bulabilirsiniz.*gondol sefası çok pahalıdır ama venedikte gondola binmeden gelmek de ayrı bir öküzlük olur.ayrıca yılın belirli bir zamanında san marco meydanına su dolar.*
ziyadesiyle pahali bir italya $ehri. misal italya'nin herhangi bir $ehrinde ictiginiz su 1 euro ise venedikte bu 2 eurodur. gondol sefasi gayet ho$ fakat feci kaziktir. ama gidilip gorulmesi gerekir. san marco basilica'ya tepeden bakmak, yan tarafindaki meydanda oturmak, karanlik coktugunde meydandaki cafe ve restaurantlarda canli canli por una cabeza dinlemek cok cok ayri bir keyftir. yalniz degil, sevgiliyle gidin ve iyi ki sevmi$im demenin tadini da ya$ayin.
not: treni kacirmaniza ramak kalmi$sa birakin kacsin. sakin nehir uzerinde taksiyle ula$ima para vermeyin. herhangi bir yerden adam ba$i 17 euro gibi bir para odemek zorunda kalirsiniz.
Venedik kenti, yüzlerce yalnızlıktan oluşur. bu onun tılsımıdır. Geleceğin insanının imgelerinden biri. Nietzsche'nin bu gözlemi, yalnız kalabalıklara, kolektif kaygı heyulasına ya da Poe'nun, yığınlar arasında vekaleten bir canlılık bulan Kalabalıkların Adamı'na işaret etmiyor. Burada bir hüner olarak lüks yalnızlığına göndermede bulunuluyor: Yani tüm kentsel tasarımların en nefis ve incelikli inşası olan yalnızlığa. Kente yalnız kalmak için geliyor olabilir miyiz? Ütopyan bireyciliğin modern kentinin dile getirilmeyen öncülüğü işte bu olgudur. Yalnızlık ile tecridi kastetmiyorum. Tecrit doğal bir durumdur; yalnızlık ise kültürün işidir. Tecrit bir dayatmadır, yalnızlık ise bir tercih. **
buram buram romantizm kokan, özellikle aşık oldugum binlerce güvercine ev sahipliği yapan san marco meydanıyla sabahlara kadar sarhoş olup yavru mıncıklanacak bir şehir. başka bir dünya. frankyyi bile etkilemeyi başarmış tek şehir. eğer bir gün gül alması gerekir ve evleneceği kişiyi belirlemişse, bunu sadece veneziada öğrenebilir o kişi. o yüzden ya frankyle veneziaya gelmeye razı olursunuz evlenebileceğiniz umuduyla ya da yatagında sararmış meni partiküllerini saymaya devam edersiniz. kısaca önünüzde iki yol var, franky evlenmek ya da frankyle sevişmek. bu ikisi için de en güzel ve tek adres venezia. ama hangisini yaşayacağınızı gelince öğrenebilirsiniz ancak. hadi bekliyorum. o kanallarla ayrılmış 17 büyük adacıgın her biri üzerinde ayrı bir dünyaya frankynin kucağında ulaşmak istiyorsanız tabii.
italyada bulunan, kanal, köprü ve merdivenlerle dolu, içerisinde çok kolay kaybolunabilen şehir.bu şehirde bol miktarda seyyar satıcı ve stand açan kişiler bulunur. şehrin en popüler mekanı olan san marco meydanında, daima binlerce güvercin olur, tepenize inebilir.ayrıca, ayakta 10.000 lirete yenilen bir yemek, bir yerde oturulunca kafadan 20.000 liret tutar.ambulanslar, taksiler, hızlı deniz motorlarından oluşur.geceleri ise, gene san marco da çeşitli dans ve müzik gruplarıyla karşılaşılır. gezilmesi görülmesi gereken, huzur verici, bol manzaralı bir yerdir ve her sene suyun önemli bir miktar yükseldiği söylenir.
içinde kaybolunması muhtemel ve pahalı bir şehir. romantik filan denir ama bende kendisi sel baskını intibası bırakmıştır. ayrıca satıcıları acayip yılışıktır 70 lik dedeler bile buna dahil.
"elin adamı yapmış, biz satmasını bilmiyoruz" lafına güzel bir örnek. pis kokan, soğuk, pahalı, iki gün kalınamayacak kadar rahatsız edici, romantizmle alakası olmayan bir şehir.
