vendredi ou un autre jour

entry1 galeri0
    1.
  1. yvan le moine'in 25. uluslarası istanbul film festivali uluslararası yarışma kategorisinde gösterilen filmi. başrolde harika performansı ile philippe nahon var ve film michel tournier'in cuma adlı romanında uyarlanmış.

    değişik bir robinson crusoe adaptasyonu ve izledigim adaptosyanlar içerisinde en iyilerden birisi. yönetmen filmin sonundaki soru cevap tarzı bölümde pek cevaplamak istemese de (veya çevirmenin öküzlüğü yüzünden de olabilir) aslında bir özeleştiri niteliğinde yaklaşmış olaya, aynayı biraz da kendisine tutmuş. insan olabilmeyi sorgulamış.

    hayatta kalabilmek için kendisini insan yaptığına inandığı değerlerinden vazgeçmek zorunda kalan bir adam, gemi kazasından onunla birlikte kurtulan tek canlı olan ve ona yalnızlığına bir nebze olsun unutturan ve ilk hizmetlisi köpekcik tenn ve tabii ki sonradan aralarına katılan cuma.

    cinselliği yaşama biçiminden, aklını kullanmaya ve dahi yitirmeye kadar yönetmen aslında modernleşmeyi sorgulamış gibi. diğer adaptasyonlardan da burada ayrılıyor bence.

    yönetmenin filmin başında seyirciden jeneriği izlemelerini çünkü film için kendi deyimiyle kötü kore filmleri gibi iki son hazırlamasına rağmen seyircinin yaklaşık yüzde ellisinin salonu terk etmesini biraz da yönetmene saygısızlık olarak görüyorum. yönetmen bunu rica etmemiş olsa bile, yaptığı işe saygı olarak beklemeleri gerekirdi çünkü en en azından festival filmlerinin seyircileri sinemanın bir eğlence değil bir kültür olduğunun bilincindeki seyircilerdir, "ucuza bilet buldum lan, hadi izleyelim" seyircileri değil.

    soru cevap bölümü ise genel atmosferi itibariyle rezaletti. çevirmenin boktan franszıcasıyla eheheheh anlamadım tarzı gülüşleriyle fransızca bilmeyen beni bile çıldırttı. ulan adam iki saat bir şeyler anlatıyor, herif dönüyor "ehehe ondan öyle yapmış meheheh" diyor. tövbe tövbe. filmin renklerindeki karamsar havanın ve kontrastın sebebine soracaktım ama bu adam çeviremez de içimde ukte kalır diye sormadım. ancak soru cevap bölümünden edindiğim izlenim, yönetmenin seyirciden tiksindiği, özellikle ilk iki soru soran bayandan:

    "eee acaba yönetmen robinson crusoe'den esinlenmis mi?" be angut sen ne izledin ki bir buçuk saat, uyuduysan uyudum de. sonra bir daha sordu " ama sorum şu, kendisi daniel defoe'dan esinlenmis mi?" yönetmenin annenize selamı var efendim.

    film güzel bir film olmuş kesinlikle, yvan le moine'nin ellerine sağlık, izlediğim tüm ıssız ada adaptasyonlarının arasında belki de en iyi iki filmden birisi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük