v: hocam ben ahmet'in velisiyim
ö: hanımefendi oğlunuz derse hiç ilgili değil ve notları çok düşük
v: anladım hocam sorcam ben ona. hiç olmazsa öğretmen olsun hocam okusunda.
ö: (dumur olmuş bakışlarla, meslekten soğuttunuz ulan der içinden ve öylece kalır).
veli: Hocam okulumuza hoş geldiniz. Bu sene mi geldiniz ? Ben sizi hiç görmedim.
Öğretmen: Hayır beş yıldır burdayım. Siz beni göremezsiniz çünkü beş yıldır okula gelmiyorsunuz.
Veli: Çok olmuş yahuuu. Hiç farkında değilim.
Öğretmen:Ben gayet farkındayım sizin gelmediğinizin. Çocuğunuzla o kadar haber gönderdim telefon açtım ama gelmediniz.
Veli: Essah mı hocam. Kusura bakmayın ya. Ben telefon şakası falan yapıyorlar arkadaşlar sandım. Bak şu işe.
Veli: Neyse hocam bundan sonra geliriz. Peki bizim çocukların durumu nasıl?
Öğretmen: Sizin çocuklar kaça gidiyor?
Veli: Valla bilmiyorum ki hocam 5mi 6 mı 7 mi bilmiyorum ki. Neyse hocam onu sonra konuşuruz da okulda kömür dağıtılacakmış nerde dağıtıyorlar?
fizikten 0 almış öğrencinin velisi, belli ki çocuğunu sınava oldukça fazla çalıştırdığını anlatmaya çalışıyor.
+ hocam yemin ediyorum 3 gün boyunca evde potansiyel enerji-kinetik enerji diyerek gezdim. ben daha ne yapayım?
- haklısınız tabii, siz de haklısınız.
+ (yumruğunu göstererek) en sonunda bendeki potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye çevirecek bu çocuk!
öğrenci: ehehehehe... güzel espri yalnız baba ha. beğendim.
+ çık dışarı sen... anten. dışarı çık.
bir önceki yıl okuldan mezun olmuş ve diş hekimliği kazanmış bir öğrencinin velisi, okula yeni kaydolan küçük kızı için okula gelmiştir.
+teyzecim! hakan(dişi kazanan) iyi idi fakat bu kız ders falan çalışmıyor. aklı derste değil. hakan bundan çok daha zekiydi.
-(artvin şivesiyle) biliyorum hocam. hakan kadar olamaz bu. bunun kafası hakan kadar çalışmıyor. bi öğretmenlik alsın, benim için yeter.
evet mikrofonlarımız veli toplantısı çıkışında özel konuşmak isteyen orta derecede zeka geriliği bulunan bir öğrencinin velisi ve rehber öğretmeninde:
- hocam eyi günler muzaffer'in durumunu soracaktım.
+ muzaffer iyi gidiyor. program dahilinde ilerliyoruz. rehberlik araştırmadaki öğretmenleri de memnun. yalnız evde sizin de ilgilenmeniz şart.
- okur mu diyon hocam yani?
+ beyefendi çocuğunuz okur mu bilmem. biz sadece sosyal adaptasyonunu ve kişisel becerilerini arttırmaya çalışıyoruz. siz de fazla beklentiye girmezseniz çocuğu baskı altına almazsınız.
- hocam çok bir beklentimiz de yok, öğretmen olsa yeter.
+ ?!'^'+^% (bluescreen)
bütün dersleri 60-70 civarlarında gezinen öğrencinin, çocuğun adeta bir einstein olduğuna yürekten inanmış velisi, bir hışımla toplantı odasına girer:
+ hocam!
- buyrun?
+ hocam bu ne dil anlatımı 40 bu çocuğun???
- beyfendi bize bunun gelişi böyle. maalesef. yapıcak bişey yok.
***
daha önce bir kez sınıf tekrarı yapmış öğrencinin velisi, iki elinde yaklaşık yedi çocukla gelir:
+ hocam görüyosunuz.. bu öküz dışında 8 çocuğum daha var benim. (sekizmiş lan eksik saymışım. biri en büyüğünün sırtındaymış) kendim zaten bizzat kamyon sürüyorum. şehir dışında. sizden ricam; bu çocuğun üzerine düşelim. hatta siz daha sert düşün. şiddetle düşün.
- beyfendi ben şiddete karşıyım prensip olarak.. eğer siz evde.. (evde uyarırsanız, derslerini takip ederseniz deme amacındaydım burada)
+ tamam ben evde döverim. siz okulda uyarın. öyle şeyapalım. her gün döverim hocam.
***
yalan söylemeyi hayat düsturu edinmiş öğrencinin velisi, acı gerçekle karşılaşır:
- revire gönderdim serkan ı ben, astımım var hocam ilacım evde diince.. ben de eve..
+ ney? astım mı? serkan ın mı?
- öyle söyledi.
+ dur sen ben eve gidiim.. onu götünden astım etmezsem..
- hanfendi.. (salonu bir gülme alır tabi) biraz daha sakin olursak..
+ beni neden aramadınız peki sormak için? söylerdim ben size?
- ben arayacaktım da annem yatalaktır telefonu açamaz dedi. belden aşağınız felçliymiş.
+ orospu çocuğu!!
- hanfendi..