bir zamanlar kazma diye yerden yere vurulan futbolcu. hatta beşiktaş taraftarı tarafından başka futbolcuları yüceltmek için aşağılanıyordu veli, 'abi fernandes veli ile oynuyor bu fernandes'e hakarettir', 'veli ile necip ile anadolu kulübü gibiyiz' vs. bu kadar aşağıladı bu adamı beşiktaş taraftarı.
ama veli kavlak hiç bir zaman ergen beşiktaş taraftarına kulak asmadı topunu oynadı, şimdi ise herkes veli'nin hastası. bir de beşiktaş taraftarları derler ki biz gs - fb taraftarından farklıyız. hiç bir farkınız yok. eğer veli bu sene o ara paslar atmasa, o asistleri yapmasa, o hayvani şutları çıkarmasa veli yine kazma veli olurdu.
ayrıca konu ile alakasız bir şekilde sağlak mı solak mı anlayamadığım futbolcu.
maçlara yataktan kalkıp gelen beşiktaşın dinamosu. ağzı adeta niye kaldırmadınız beyler demektedir. ama şöyle bir gerçek var. kötü oynadığı maç yoktur.
eğer porto'da, benfica'da oynasaydı, premier ligin kalburüstü takımlarına 30 milyon euroya transfer olurdu sezon sonu.
inanılmaz oynuyor bu sene, veli'ye sadece koşuyor diyen gerizekalılar da futboldan bir bok anlamayanlardır. adamın ortasahada oynadığı her top dikine, yana geriye çok sıkışmazsa asla oynamıyor. hastasıyım şahsen.
niasse gibi hızlı bir futbolcunun arkasından yetişip önünden top alan futbolcu.
ben bu adamı övdüğümde herkes beni futboldan anlamamkla suçluyordu, vay efendim fernandes varken veli kim, tipsizin teki, o zaman bursa'ya alında kurtulalım vs hezeyanlar duyuyordum. şimdi bakıyorum adam gol atıp asist yapmaya başlayınca kartal yürek olmuş.
beşiktaş'ta görevini fazlasıyla yerine getiren orta saha.
bu adam ile istisnasız her tartışmada, her sözlükte, her kanalda, her yazıda bir şey okursunuz, duyarsınız. "ben veli'yi bu akşam "ilk defa" beğendim." diye. bu "ilk defa"lar sürekli tekrarlanır nedense, hiç ikinci defa denmez. üstüne konan "düz futbolcu" imajından sıyrılsın istemez bu yorumu yapanlar.
her futbolcunun görevi vardır, beşiktaş'ta veli, çok koşan, çok basan, topla oynamadığında bile iyi alan kapatan, topu geri değil mümkün olduğunca basit ve dikine oynaması gereken, tekmeye kafa sokacak, rakibin temposuna karşılık verebilecek oyuncudur.
isteniyor ki adam her maç gol atsın, asist yapsın ama yine de elli tane top kapsın, yüz metre dribbling yapsın. mümkün mü amınakoyayım böyle bir futbolcu? görevini fazlasıyla yerine getiriyor.
niye fazlasıyla diyorum mücadelesi, temposu, sertliği, alan kapatışı, pozisyon bilgisi tartışılmaz ama bunun yanında da fenerbahçe maçı, kasımpaşa maçı, akhisar maçı, rize maçı gibi örneklerde skora da doğrudan etki etmiştir, kilit toplar atmıştır.
potansiyeli ve özellikleri belli adamdan ısrarla fazlasını beklerseniz ya da fazlasını yapabilecek adamdan çok daha azını beklerseniz gözünüze "boş adam, düz adam" gibi gözükür. takımdaki görevi itibariyle oldukça başarılı bir oyuncudur.
edit: unutmadan söylemek lazım, geçen sene sık sık yaptığı "sırtı dönük adama faul yapma" huyundan, hatasından bu sezon vazgeçmiş durumdadır, bu da oldukça hoş. çünkü bu ligde sırtı dönükken tehlike yaratabilecek adam sayısı bir elin parmağını geçmez.
yamuk ağızlıdır. genelde attığı bakış hay senin geçmişini skeyim ben bakışına benzer. televizyon karşısında üstüme alındığım bile olmuştur. ama herşeye rağmen: