2. Dünya Savaşı sırasında HitlerRomanyadaki zengin Yahudileri ortadan kaldırmak istedi. Bunu haber alan 800 zengin Yahudi STRUMAisimli gemiyle istanbul açıklarına geldiler. Türk hükümeti Almanların baskısıyla gemidekilerin karaya çıkmasına izin vermedi. ingilizler de o sıralar Yahudileri istemiyorlardı.
Karantinaya alınan gemiye sadece yiyecek ve içecek veriliyordu. Gemide Romanyada iş yapan ABDli VACUUM şirketinin sahipleri olan Yahudi işadamları da bulunuyordu. Şirkette üst düzey görev yapan Oxford mezunu vera rosenberg isimli casusun katkılarıyla CIAdan Türkiyedeki bir işadamına NE YAP NE ET BU KiŞiLERi KURTAR emri geldi. O iş adamıdır vehbi koç.
Hiç vakit kaybetmeyen vehbi bey dönemin güçlü isimlerinden ihsan Sabri Çağlayangile koştu. Tartışmasız Türkiyenin en iyi istihbaratçılarından olan Çağlayangil, Başbakana bile haber vermeden gemideki zengin petrolcü aileyi çıkardı. Kendisine yanaşacak bir liman bulamayan talihsiz gemi STRUMA ise torpille Karadenizin sularına gömüldü.Yolculardan sadece bir kişi mucize eseri kurtulabildi.
Savaştan sonra VACUUM şirketi SOCONi ile birleşti ve merkezini istanbuldaki radyoevinin yanına taşıdı. Zengin aileyi kurtaran VEHBi KOÇ da bugünkü KOÇ oldu. Yani anlayacağınız gösterdiği başarı karşılıksız kalmadı, birileri YÜRÜ YA KULUM dedi.
Vehbi Koc un CIA ile bağlantısı ne idi?
ölümünün ardından naaşını kim çaldı ve ne karşılığında "geri" alındı?
şu an ailenin sahibi olduğu holdingin (bkz: koc holding)özellikle geçtiğimiz 10 yıl! (bkz: 3 Kasım 2002) içinde korkunç bir büyüme ivmesi yakalaması rastlantımıdır?
- cemal gürsel'in emri ile 1961 yılında devrim otomobilleri üretim kararı alınır.
- türk mühendilser büyük bir özveri ile çalışmaya başlar ve iyi kötü bir otomobil ortaya çıkarırlar.
- törenler sırasında cemal gürsel'in bindiği otomobil malum hikayede olduğu gibi yolda kalır cemal aga arkadaki otomobile biner
- projenin devamı ve seri üretim için mühendisler kaynak aramaya başlarlar ve devlete başvururlar
- cemal aga sağlık sorunlarıyla ilgilenmektedir bu meseleyle ilgilenemez
- ortaya vehbi koç denen iş adamı çıkar
- fiat'la anlaşıp murat 124 isimli bir otomobilin türkiye'de montaj işine girişir
- akabinde ford'la anlaşıp anadol isimli otomobilin montaj işine başlar
italyan ve alman otomotiv devlerinin türkiye kuklasıdır vehbi koç. eğer italyan ve ford fabrikalarına köle olmayıp devrim otomobiline finansör olsaydı şu an dünyanın sayılı otomobil üreticilerinden biri olmuş olabilirdi. lakin kendisi çok ileri görüşlüydü(!) ki fiat ve ford'un cücüğü olmayı yeğlemiştir.
iki babası olan şahsiyet. haim nahum mu babası Koçzade Hacı Mustafa Efendimi babası karar veremedim. ama haim nahum google a göre daha ağır basıyor. çünkü hacı mustafa efendi diye birine ilişkin bir bilgi yok. ilginç..
ciddiyeti, bey efendiliği ve en ufak bir görgüsüzlük emaresi şekilciliği olmamasına karşın şivesini korumuştur. konuşurken tam bir anadolu çocuğu gibidir, üstelik mükemmel bir türkçe ile; böyle bir adam istese o şivesini 2 senede atardı...
kalite adam, birde şimdiki sermayeder görgüsüzlere bak...
çok ilginç ve tabiki yerinde iş kuralları koymuş kendine.
belgeselinde diyorduki;
işi bilmiyorsam ama gireceksem o işi en iyi bilen adamı ortak ederim. iyi para veririm.
hakkaten de öyle yapmış. iş ortaklarına baksana. ford, bosch daha bi sürü.
mesela ilk atılım yapmak istediği zamanlarda ayakkabı, kösele işi iyimiş, karlıymış ama işten anlamadığı için o civarın en iyi ayakkabıcı ve köseleden anlayan adamlarını ikna edip ortak olmuş.
bugünkü ortaklıkları sadece kar açısından faydalı değil ülkede allah göstermesin kötü şeyler olsa adam amerikalılarla ortak malına mülküne hiç bi şey olmaz.
yani bir doğru işin pek çok faydası oluyor. haa zaman alıyor tabi, iyi işlerin faysının ortaya çıkması.
aziz nesin den "allaha çok şükür bu memleketin aptalı gayette bereketlidir. kurban olduğum rabbim, bir açıkgöz kulunu beslesin diye on bin aptal yaratmıştır. "
kenan evrene yazdığı mektup, türkiyenin 2024 teki içler acısı hali hiç de şaşırtıcı değil!
“Yakalanan anarşistlerin ve suçluların mahkemeleri uzatılmamalı ve cezaları süratle verilmelidir. Polis teşkilatını teçhiz ederek ve kuvvetlendirerek imkanlar genişletilmeli, gerekli kanunlar bir an önce çıkarılmalıdır. işçi-işveren ilişkilerini düzenleyecek olan kanunlar asgari hata ile çıkarılmalıdır. Bazı sendikaların Türk Devleti’ni ve ekonomisini yıkmak için bugüne kadar yaptıkları aşırı hareketler göz önünde bulundurulmalıdır. DiSK’in kapatılmış olmasından dolayı bir kısım işçiler, sendikal münasebetler yönünden bekleyiş içindedirler. Militan sendikacılar bu işçileri tahrik etmek ve faaliyeti devam eden sendikaların yönetim kadrolarına sızarak kendi davalarını devam ettirmek niyetindedirler. Bu durum bilinmeli, hazırlanacak kanunlarda gerekli tedbirler alınmalıdır. Komünist Parti’nin, solcu örgütlerin, Kürtlerin, Ermenilerin, birtakım politikacıların kötü niyetli teşebbüslerini devam ettirecekleri muhakkaktır, bunlara karşı uyanık olunmalı ve teşebbüsleri mutlaka engellenmelidir. Zatıalilerine ve arkadaşlarınıza muvaffakiyetler temenni ediyorum. Emrinize amadeyim.”