Bugün dinlediğim ve beni duygulandıran Bosna Hersekli bir teyze ve askerlerimizin arasında geçen bir olaydır.
Her yerde olduğu gibi Bosna Hersek'te de Türk Askeri yardıma koşmaktadır ve oranın halkına elinden gelen yardımı yapmaktadır. Bosna Hersek'in bir köyünde, köylüye kolilerle yardım yapmaktadır Türk Askeri. Bir köylüye yardım bırakırken köylü şöyle der:
- Şu tepede de yaşlı bir teyzemiz var. O gün burada olmadığı için listeye adını yazdıramadık. Ona da yardım bırakır mısınız?
Türk Askeri bu teklife hemen "evet" der ama Bosna Hersek'in coğrafi yapısı aynı bizim Karadeniz Bölgesi'ne benzemektedir. Dağlıktır ve köydeki evler dağınıktır. Yaşlı teyzenin evine gidecek düzgün bir yol yoktur ama buna bizim kahraman askerlerimiz aldırmaz. Bir yüzbaşı ve bir binbaşı sırtlarına kolileri alarak tırmanırlar evin bulunduğu tepeye.
Evin kapısını çalarlar ve kapıyı yaşlı teyze açar. Omuzunda kolilerle iki kişiyi görünce direkt şunu sorar:
- Siz Türk müsünüz? Geleceğinizi biliyordum.
Ardından askerler ve teyze oturarak Çırpınırdın Karadeniz Marşı'nın şu kısmını söylerler:
- Vefalı Türk geldi yine
Selam Türk'ün Bayrağı'na.
