gurmeliğinin yanında asıl önemli olan yanı ne kadar lüks restauranta giderse gitsin sahte inceliklere girmemesi ve nezaketten kırılıp dökülmemesi, yemeğin tadını çıkarmasıdır.bu yönüyle umarım kendisini izleyen geliri yüksek kesimin insanlarına örnek oluyordur.
programında telefonu denize düşerken keyifle yemek yediği için ekipten gelen ''telefonunuz denize düştü'' uyarılarına, ''mmmhhh.. ne?, neyse denize düştüyse yapıcak birşey yok'' diyip ayı gibi yemeye devam eden ilahım.
bu adam hayatımda hiç duymadığım, görmediğim bir şey yerken bile ağzımı sulandırmayı başarıyor. bazen de adana'ya kebap yemeye, antep'e baklava yemeye filan gidiyor. o zaman halimi düşünün bide.
türkiyenin en lüks lokantalarında bedavaya yemek yiyen ama asla hesap ödemeyen, buna rağmen şu yemeğinizi beğenmedim ulan diyebilmesini sağlayan bir meseleğe sahip şahıs. yemek yemedeki iştahı ibret vericidir.
bütün yemekler hakkında ağız tadına sahip olan kişi. hadi desek ki kesin çalışıp da geliyor ama yemek lan bu neresine çalışacak ağız tadı söz konusu. kaç bin çeşit yemek var demi yani. ayakta alkışlıyorum.
Yemek yerken ağzına yüzüne bulaştıran, ağzını tam açmadan ve konuşarak yemek yiyen, karşısında yemek yiyen kişiyi kesikle tiskindirebilecek sahte gurme. Ulan gel beraber bir yemek yiyelim bakalım gurme sen misin ben miyim millet karar versin.
aynı anda yemek yemeyi ve konuşmayı beceremeyen, lokmasını bitirmeden konuşurken ağzındakileri fırlatan, sulu yemekleri ağzına yüzüne bulaştıran, dişleri sapsarı (gülerken dikkatle izleyin.), şarap manyağı, şapır şupur yemek yiyen, gurme olduğunu söyleyip gittiği her yerde tıka basa tıkınan bir varlık. ayrıca çok samimiyetsiz buluyorum kendisini.
bir kere de et yerken etin içini gösterip pişerken kurumamış suyu içinde kalmış demesin arkadaş. bu mudur yani gurmelik denen iş. et kurumamış, yoğurt doğal ev yapımı...
zaten geçen hatay'da bir restoranda baharatlı bir ekmek için, kimyonun tadı oldukça güzel diyip mekan sahibinin ekmeğin içinde kimyon yok demesiyle gak guk yapıvermişti. kimyonu da ayırt edemediysen ne diyeyim ki ama ben sana.
yemek yeme stiline hayran kaldığım adam. ciddi anlamda diyorum. kasmıyor, doğal yiyor anasını satayım. hiç tribe lüzum yok yani öyle şekilli şekilli bıçakmış bilmem neymiş.
ha ama kızmıyor değilim. annem aşçı benim, çocukluğumdan beri de her haltı yedim. metabolizmam sağolsun beni hiç yarı yolda bırakmadı, çeşit çeşit yediğim halde zayıfım, atletik ve seksiyim. vedat milor'un yaşına geldiğimde en az onun kadar gurme olabilirim, hahayt.
farkımız ne? benim aylık gelirim babamın verdiği 80 lira, onunki... çüş be.
yemek yemesini beceremeyen gurmedir. kameranın mikrofonu uzak olduğu için duyulmaz ama ağzından şapır şupur seler gelmesi yüksek ihtimaldir. kaşığı ve çatalı dudaklarına bulaştırdığı için sürekli olarak alt dudak üst dudağı üst dudaksa alt dudağı temizlemekle meşguldür. arada bir bu temizliğe dilin de eşlik ettiği görülür.
tadı iyi ayırt edebilen bir gurme, ama ne var ki bir o kadar da yemek yeme tarzı insanı yayınladığı programı izlemekten soğutuyor. bilmiyorum belki de damağında çok etkili bir tat kalmış ve onun zevk-ü sefasını sürüyor olabilir, ama insan ağzından süzülen şerbetler ile çenesine yapışan ceviz parçalarını temizlemez mi lan ?
Vedat Milor kendisi sadece akademik anlamda yetiştirmekle kalmamış,Damak tadında da doktora yapmıştır..Yemekleri tadarken kendinden geçtiği doğrudur ki,onun en küçük lezzetleri aldığının ve o yemekte hangi ürünler kullandıysa en ufak ayrıntısına kadar bilebilir olduğunu gösterir.
"adam bu işten ne ekmek yedi be" sözünün mot a mot karşılığıdır. diğeri ise: (bkz: mehmet yaşin). kıskanmayan yoktur heralde bu adamları. ye, iç, gez üstüne para al oh amk.
en lüks yerlerden cıkıp en salaş yerlere girebilen gurme. programında çırağan sarayı şefine hafiften çemkirerek hayranlıgımı artırmıstır. aslen şarap uzmanı olmasına ragmen anlamadıgı bilmedigi ne kelle paça türü ne de türüf mantarıyla yapılmış bilmem ne fransız yemegi vardır. her yemegin yanında muhakkak iyi giden bi şarabı vardır bu şahsın. klas adamdır.
B u beyefendi yemek yerken yemin ederim midem kalkıyor.yahu yemeğin tadını almak için illa ağız mı şaplatmak gerekir?bonfileyi mundar etmek mi gerekir?biri bu adama yemek yerken ağzını şaplatmamasını hele de kamera kayıttayken bunu hiç yapmamasını söylesin.tanım istiyosanız:gurme.
kaliteli mekanları tanıtması, düzgün bir damak tadı ve yemek kültürü olması bakımından yıldızların tamamını toplayan ama yemek yeyiş tarzı ile yıldız yerine babayı alan bir gastronomi uzmanı.
abi nedir o öyle, sofraya abanmalar, çatal kaşık tutamama acizliği? sağ elindeki bıçağı bırakıp, kestiği et parçasını yine sağ eline transfer ettiği çatalla ağzına götürmeye çabalayan, bu çabasında bile kısmen başarılı olan bir uzman. kameraman da puştluk yapıyor, adamın ağız kenarından akan yağa zoom çekiyor.
fazla hırpalamayalım, sofrada kafasını, burnunu kaşıması gibi ayrıntılara girmeyelim. sonuçta sempatik bir insan ve damak tadı ve mutfak kültürü mükemmel.
