Öyle süper manyak bir film değildi ancak yapılan rezil iğrenç gibi yorumları da hak etmiyor. Klasik vatan-millet-sakarya filmlerinden değildi. Yüzeysel olarak değil derinlemesine incelerseniz filmde önemli detaylar olduğu görülebilir.
Bir kere Salih Bozok-Atatürk kardeşliğini göstermesi çok iyiydi. Film girişte biraz sıkıcı başladı ama sona doğru sardı izleyiciyi. Latife hanım-Fikriye hanım durumlarına gelince, Atatürk de bir insandı hata yapmış olamaz mı yani? Bu tarihte yaşanmışsa bunu filmde dile getirmek neden yanlış olsun ki? Burada anlatılmak istenen eğer Salih bozokzübeyde hanımın nasihatını oğluna iletseydi her şeyin çok farklı olabileceğini göstermektir. Belki daha çok yaşayacaktı, bunun sonucunda şu an çok farklı yerlerde olacaktık gibi.
zeybek sahnesi gerçekten olmamış. gördüğün en kötü zeybek sahnesiydi. atatürk'ün fikriye hanıma bakışlarına gelince, adam bir insan yani hoşlandığı kişiye hoşlandığını belli etmesi neden yanlış olsun ki? hemen olay farklı yerlere çekilmiş.
çanakkale savaşını anlatan sahne türk yapımları içinde gördüğüm en iyi savaş sahnesiydi. sanırım farklı bir kamera kullanılmış, görüntü yönetmeni ecnebi birisiymiş. geçekten güzel olmuş, aynı teknik ekip sadece kurtuluş savaşı temalı bir film çekilirse iyi iş yapar.
işin özü atatürk bir insandı. film bunu ve salih bozok'u daha yakından görmemizi sağladı. yaptığı onlarca doğrunun yanında bir kaç yanlış olabilir. zaten olmaması anormal. önemli olan tarihin doğru bir şekilde geleceğe aktarılması ve gençliğin bundan ders almasıdır. ha atatürk düşmanlarına malzeme veriliyor derseniz, onların malzemeye ihtiyacı yok zaten. o kadar şerefsiz, o kadar ahlaksız olunca olmayan malzemeden karalama yaparlar. zaten şu 40 kişi bilet ayırtıp gitmeme işi bile onların filmden ne kadar rahatsız olduklarının göstergesi.
dip not: filmdeki en iyi oyunculuğu fikriye hanım rolü ile özge özpirinççi yapmış. o köşkten acı içinde çıkışını, o canına kıyışını gerçekten iyi oynamış.
birkaç sahnesi hariç gerçekten bi boka benzemeyen film.
öyle bir yaşamı iki saatte anlatma çabasının gülünçlüğünü gözler önüne sermesi açısından iyi bir örnek ayrıca.
oyunculukların da yerlerde olduğunu belirtmek gerekiyor.
bu filmin benzeri kurtuluş adlı 6 bölümlük filmde de vardı.
orada da tarihimiz destansı şekilde anlatılırdı.
ama sanırsam bu destansı tarihten rahasız olanlar, atatürkten rahatsız olanlar hala filmden öte tarihe bok atıyorlar.
zira onlara batan film değil, filmdeki gerçeklerdir.
yani atatürktür, cumhuriyettir.
8.sınıf inkılap tarihi derslerindeki atatürk mavallarını tekrar eden, ezberci film.
bunca yıllık aydın, demokrat zülfü livaneli'nin böyle sığ bir kemalist anlayışa sahip olduğuna yine yeni yeniden şahit olduk. "ezberlerinle" rahat yaşa emi zülfü!
atatürk'ü övdü diye, kahraman gösterdi diye bazı vatansızları rahatsız etmiş bu film.
yahu şaka gibi cidden.
bu ülkenin kurucusu, 4-5 emperyalist devlete kafa tutmuş, düşman ordularının bile yiğidi öldür hakkını ver diyerek büyük insan dediği biri için film yapılıyor, filmde atatürk övüldü diye birilerine batıyor, rahatsız ediyor.
ya bu kadar vatansız, ahlaksız olmak için ne halt ediyorsunuz.
tohumda mı bir sorun var yoksa parayla mı bu hale geldiniz.
ayrıca bu film bir çok belediye sinemasında oynatılmıyormuş.
ve yine film için daha önce denildiği gibi 30-40 kişi bilet ayırıp, son anda gitmemezlik ediyormuş ki bu bir iki salonda değil, bir iki gün değil nerede ise sistematik şekilde oluyormuş.
adamlar o kadar şerefsiz ki şu film için bile ne oyunlar çeviriyor.
büyük ihtimal bu andaval sürüleri eşrefpaşalılar için yüzlerce bilet alıp, zaman gazetesi aralarında bedava dağıtıyordur.
bir türlü sağlam bir film yapamadığımız için bu tip çakmalarıyla uğraştığımız atatürk ün hayatını anlatan film.
bu furya çok kötü bir alışkanlık oldu. maalesef atatürk gibi bir liderin üzerinden birileri para kazanmaya çalışıyor. bu değerlere sahip çıkıyoruz ayağına yapıyorlar bir de bunu. yakın zamanda bir başka atatürk filmi daha vizyona girecek neymiş efenim dersimiz atatürk yapma ya dersimiz kapitalizm emmioğlu sen kimi yiyorsun?
zülfoş'dan beklediğimi gördüm. ilk zeybek oynanan sahnede sinan tuzcu zeybek oynamaktan çıkıp bir anda michael jackson oluveriyor. bir skini avuçalamadığı kalmış afedersiniz.
ayrıyeten mustafa kemal atatürk'e çapkın havası vermek de nedir? gidiyor fikriyeye sen ayrısın diyor sonra latifeyle evleniyor falan. ne yapmaya çalışıyosun zülfoş?
--spoiler--
ek olarak bir sahnede atatürk köpeğiyle oynarken saçları ve bıyıkları tıpkı adolf hitlerinki gibi! adolf hitlerin de köpeği vardı. çok severdi. ama atatürkü onun gibi göstermek de neyin nesi?
(bkz: adama hassiktir derler)
--spoiler--
bir başka spoiler:
--spoiler--
cumhuriyet planlarını anlatırken sinan tuzcunun gözlerini pörtleterek haz alması?
--spoiler--
sanatsal açıdan belki bir değeri vardır ancak anlatım ve içerik açısından zülfoşu kınıyorum ve 19 Mart'da çıkacak olan dersimiz atatürk filmini sabırsızlıkla bekliyorum..
edit: eksileyen arkadaş(!)a teşekkür(!)lerimi sunuyorum.. (bkz: ybsgck)
--spoiler--
10 üzerinden 6 verdiğim filmdir. 6 puanı da atatürk ün hatrına veriyorum. film genel anlamda etkili bir film değil. özellikle atatürk ün harbiyeye katıldığı halini oynayan çocuk çok itici. daha iyi oyuncu seçimleri yapılabilirmiş. bazı sahnelerin abartılı olmasının nedeni hala salih bozok ismini bilmeyen cumhuriyet in tiky gençlerinin olmasından gerek. zira, filmi izlemek için gittiğim arkadaşlarım filmin ilk 5 dakikası salih bozok u atatürk sandılar. fısıldaya fısıldaya açıklamaya çalıştım.
fikriye rolünde kim vardı bilmiyorum ama filmde en güzel rol yapan kişiydi. muazzam oynamış. platonik aşk ve özellikle ölmeden önceki köşke gidip paşam paşam diye haykırdığı kısım olağanüstüydü. filmin en etkileyici sahnesi buydu. ilginçtir en başlarda sıkılmama rağmen ilerleyen bölümlerde,özellikle son 15 dk film içine çekti beni. son 15 dk lık kısım için bile gidilir bu filme.
soundtrackler muazzam derecede güzel. hele köşkte ya da gazinodayken, tam hatırlayamadım, söylenen şarkı aşık etti beni. soundtrackleri bulmama yardımcı olana hayır dualarımı sunarım.
--spoiler--
söylenmesi kolay olsada anlamı bir o kadar içi acıtan kelimedir. kime yada nereye veda ediyorsan et zordur. zamanında yaşadığın, paylaştığın iyi- kötü günlerin artık geride kalması insanı oldukça üzer.
vedanın güzeli çirkini olmaz ama önemli birşeyi vardır ki oda insanları tüketmeden yapılanıdır.
gayet beğendiğim film. hatta sonunda dayanamayıp ağladım.(daha önce hiç bi filmde ağlamadığımı düşünürsem benim için bir ilk) onun dışında tabii ki de hatalar olacak. bu millet 'mustafa' diye bi saçmalık kaldırdı. bu filme bok atmayı düşünmüyorum o nedenle.
çoğu izleyen insanın yok zeybek oynarken neden sert baktı neden köpekle oynadı neden annesinin dizine yattı gibi eleştirileriyle haksızlığa uğrayan filimdir. bundan önceki atatürk filmlerinde hep aynı hikaye anlatıldı ve hiç bilgi vermedi. bu filmde fazla bilgi verilmiyor ama en azından ben onun da çocukken oyun oynadığını tıpkı bütün çocuklar gibi annesinin dizine yattığını ağladığını gördüm bu yeterli. savaşlarla ilgili zaten hep yapılıyor.
hadi özısık'ın yazısı hislere tercüman bence,evet bu kadar olmamalıydı komikti atatürk ü atamızı anlatan bir film böyle hayal kırıklıgı yaratmamalıydı..
Hadi Özışık: Zülfü Livaneli'nin Veda Filmi Tam Anlamıyla Rezalet
internetHaber yazarı hadi özışık Zülfü Livaneli'ninfilimini yerden yere vurdu. işte o yazı:
"Atatürk'ün hayat hikayesini anlatan Veda filmi, Zülfü Livaneli kusura bakmasın ama kelimenin tam anlamıyla rezalet.
Atatürk'ü canlandıran sanatçı Sinan Tuzcu, Zeybek oynayabilmek için, üç ay boyunca eğitim almış.
Almaz olaymış!
Zeybek'i kavramış olması tamam da...
Filmde Atatürk'ün o korkunç hali neydi öyle?
Salih Bozok, Atatürk'ün korkunç bir görüntü sergileyerek Zeybek oynadığını söylemiş olamaz. O halde, sanatçı Sinan Tuzcu'nun o külhanbeyliği, omuz sarkıtması ve en önemlisi gözlerini küçük çocukları korkutacak kadar açması niye?
Zülfü Livaneli bu görüntüleri hiç mi görmedi?
Atatürk, filmin bir bölümünde öngörüde bulunuyor Cumhuriyet'i kurmadan önce. Sinan Tuzcu olacakları öyle bir anlatıyor ki, elinde sigarası, bakışları gerçekten korkutucu. Atatürk bu ülkenin selameti için mücadele etti. Filmdeki gibi, öç almak veya kendi egosunu tatmin etmek adına kurmadı bu Cumhuriyet'i.
Atatürk'ü farklı yansıtmış Veda.
Fikriye ve Latife'ye olan ilgisi mesela.
Sinan Tuzcu, daha çok aşk, meşk filmlerinde sergilediği tavırlarını Veda'ya taşımış. Atatürk'ün Fikriye'ye bakışı, duruşu, sonra da yerinden kalkıp elini omuzuna koyması... Bu sahnenin öncesine baktığımızda, Fikriye'nin kafasındaki örtüyü çıkaran Atatürk sanki Fikriye'yi elde etmek için arkadaşlarıyla birlikte zemin hazırlamış gibi.
iğrenç bir rakı sofrası!
O gece evinde Fikriye ile memleketi kurtaran Atatürk, ertesi gün izmir'e gidiyor ve Latife ile karşılaşıyor. Fikriye'deki bakışların aynısı bu kez, Latife'nin üzerinde.
Sonra da şöyle bir ifade:
"Fikriye şarktı, Latife ise garp."
Atatürk'ün Fikriye'yi bırakıp Latife'ye gitmesi için ucuz bir bahane!
Atatürk gerçekten bunları yapmış mıydı?
Ha bir de Fikriye'nin intihar sahnesi var.
Köşk yıkılıyor, Atatürk yerinden kımıldayamıyor.
Hayır hayır!
Atatürk bu değil...
Bizim okuduğumuz, bizim inandığımız, bizim Atamız dediğimiz Atatürk bu değil. Zülfü Livaneli istediği kadar yaptığı filmle övünebilir, ama sinemadan çıktığımızda, "Mutluluk"taki kadar güzel sözler duymadım Livaneli filmi için.
Özeti şu:
Veda bir Livaneli filmiydi.
Ama filmin senaryosu Livaneli'ye yakışmamıştı.
Atatürk ise yukarıda belirttiğim gibi, o bildiğiniz Atatürk değildi.
film de atatürk devrimleri'nin bu kadar hızlı geçilmesinin nedeni 160 dk çekilen bir filmin 120 dk ya indirgenmesidir. zülfü livaneli filmi 160 dk çekme konusunda ısrar etmiş fakat film zorunluluktan 120 dk ya çekilmiş. salih bozok'un ise asıl bu dönemlerde atatürk'e yakın olduğu halde bu bölümlerin hızlı geçilmesi şüphesiz filmin en kötü yönüdür.
esasında film çarpıcı değildi.çok yüzeysel buldum,ne yazık ki büyük atatürk'e yakışan güzel bir film hala çekilememiş olması üzücü..
sinan tuzcu bu role uygun değil efenim.. atatürk'ün tipi atatürk'ten çok hitlere benzemiş.
esasında şu konuya değinmek isterim dizi oyuncuları sinema filmlerinde oynaması pek doğru değil gibime geliyor;çünkü dizilerdeki yüzleri aktörün gerçek hayatı hakkında her şeyi biliyoruz.örneğin dolunay soysert zübeyde hanım rolünde kocası sinan tuzcu atatürk rolünde olmuyor kardeşim izleyiciye rol geçmiyor benimsiyemiyorsun..
kısaca film olmamış ama büyük atatürk için bu filme gittik malesef..
Not:yakında dersimiz atatürk diye bir film daha vizyona giriyor. halit ergenç atatürk rolünde, burun makyajı çok komik olmuş.. veda filmi için söylediklerim bunun içinde geçerli olacak ne yazık ki..
ziyadesiyle basit ve yüzeysel bulduğum, ilkokul kitaplarında anlatılanlardan farklı bir detay sunmayan, oyunculuların performanslarının beter olduğu, ulu önder e ithafen yapılmış bir zülfü livaneli filmi. livaneli ye tavsiyem müzikle ve siyasetle uğraşıp boyundan büyük işlere kalkışmamasıdır.
anlatılan o kadar olay ve olayların akışı içinde ismet inönü'nün isminin hiç geçmediği film... Tamam Mustafa Kemal'in hayatıdır anlatılan. ama bu hayatın akışında ismet inönü'nün hiç mi yeri yoktur? en azından cephelerde veya diğer kısımlarda bir kere bile bahsetseler iyi olurmuş... zira bu haliyle büyük bir hatadır milli şef'in adının bile geçmemesi...
sadece atatürk'ün annesinin rum aksanıyla türkçe konuştuğu sinema filmi...
madem zübeyde hanım gerçekten bu şekilde konuşuyordu, eşleri veya çocukları nasıl oluyor da istanbul türkçesiyle konuşabiliyordu; sorgulanması gerekir kanımca!