ayşe kulin romanlarından biridir.
osmanlı imparatorluğu'nunn son günlerinde, işgal altındaki istanbul'da bir konakta yaşananların anlatıldığı eserdir. sürükleyici bir kitaptır.
atatürk' ün hayatını konu alan güzel bir film. özellikle salih bozok'u canlandıran oyuncu çok başarılıydı zaten komedi programlarından falan tanıyoruz. fakat atayı canlandıran karakterden hiç haz almadım haluk bilginer oynasaydı o karakteri gerçekten çok daha iyi olurdu film. bu arada ali rıza efendiyi de aynı kişinin oynaması ilginçtir.
dün gece fox tv'de yayınlanmış ve izlediğim harika zülfü livaneli filmi.atatürk'ün hayatını çok güzel anlatmış.
--spoiler--
Doktor: Salih Bey yanlış anlamazsanız bir şey soracağım. Ata ile Selanikten tanışıyorsunuz hep birlikteymişsiniz, peki onu hiç kıskanmadınız mı, yani neden bu kadar yükseldi de ben olamadım demediniz mi?
Salih Bozok: Onu hiç kıskandım mı ,hiç düşünmemiştim. ilk zamanlarda belki evet. Ama sonra.. Nasıl desem ki, Ağrı dağını kıskanabilir misiniz? Yahut gökteki bulutu..
--spoiler--
alabildiğine özlemin başlangıcı o anla başlar,
kelime bulamazsın, cümleler yetersiz gelir,
bir süre unutursun gittiğini heran yine karşına çıkacakmış gibi yaşarsın sonra bir buruk hüzün kaplar vücudunu üşürsün.
tekrar karşına çıksa sadece sarılmayı düşünürsün iliklerine kadar üşümeni dindirecek o sımsıkı sıcak uzun uzun sarılmayı.
için gıcıklanır, kendini koyamazsın bir yerlere sığmazsın haykırmak gelir içinde yapamazsın.
dolu dolu söversin gelmişine geçmişine geç kalınmış itiraflara...
ayşe kulin'in sarıkamış tasviri ile gözümden yaş akıtan, herkesin okumasını tavsiye ettiğim muhteşem kitabı. ayrıca korsana karşı mavi yazı ile basıldığını biliyorum ama nedense benim kitabım öyle değil. *
bazen bir insana bazen bir hayata bazen bir mekana bazen bir aşka bazen de kendine yapacağın dramatik an. hani el sallayacağın, ne kadar üzgün olduğunu göstereceğin anlardan birisi. duygusal olması gereklidir. duygularını olağanca dışarı vurursun. veda etmek herkesin harcı değildir. anaya babaya yapılan veda kadar da koyucusu yoktur. erkekler için askere gidiş, kızlar için ise evlilik en büyük vedalardandır.
ancak en büyük veda ölümdür. bir daha geri dönüşü yoktur. bu ölümü bile bile de insanlar küstahlaşmamalıdır. benden tavsiye!
bazen de bir "sözlüğe" veda edersin. daha önce de ettiğin gibi!
Konuş.. Konuş sevdiğim...
Yüreğinin şarkısını söle bana...
Gece karanlık,yıldızlar bulutların arkasında yitip gitmiş,
...Rüzgar iç çekiyor yaprakların arasında...
Bırak çöziyim saçlarını,
Kulaklarımı göğsüne bastırayım we orda o tatlı yalnızlıkta, gözlerimi kapatıp, kalbinin mırıltılarını dinliyim...
yüzüne hiç bakmaktan...
ZERRiN ÖZER
Bende bakamam,dayanamam gözlerine...Tut ellerimi bu aşk böle bitmemeli ne olur gitme... böle sensiz çaresiz bırakma beni,bırakma beni..
Söylediklerin bitince sessiz oturalım hiç kımıldamadan... Yalnız ağaçalar fısıldaşsın karanlıkta.. we öylece bitsin gece...
Birbirimizin gözlerine bakalım, ayrı ayrı yollara, gidelim Konuş...Konuş sewdiğim yüreğinin şarkısını söyle bana..
ZERRiN ÖZER
Kim bırakmış ki, kim bırakmış seni söyle..
Tut ellerimi gitme aşkım, gitme böle... nolur gitme
Böyle sensiz çaresiz bırakma beni...BIRAKMA BENi...
Güller duruyordu gecenin içinde, sarı güller..
Nolur koparma dedim o kadar güzel duruyolarki orda..
Ahh dedim.. bizle birlikte güzeldi ve koparıp gülleri bıraktın ellerime...
nasıl sana ihtiyacım vardı
nasıl kederleniyorum şimdi sen yokken
rüyalarımda seni görüyorum
o kadar yalnız uyanıyorum ki
biliyorum gitmek istememiştin
kalbin kalmayı istemişti
fakat sende her zaman sevdiğim o güç
sonunda pes etti
her nasılsa biliyordum beni bu şekilde terkedeceğini
her nasılsa biliyordum asla asla benimle kalamayacağını
ve sabahın ilk ışıklarında
huzurlu, sessiz bir geceden sonra
kalbimi de aldın götürdün uzaklara ve ben kederleniyorum
hayallerimde seni görebiliyorum
sana hissettiklerimi söyleyebiliyorum
rüyalarımda sana sarılabiliyorum
bu tıpkı gerçek gibi geliyor
ve hala o acıyı hissederim
hala sevgini hissederim
hala o acıyı hissederim
hala sevgini hissederim
ve her nasılsa biliyordum asla asla benimle kalamayacağını
ve her nasılsa biliyordum beni bu şekilde terkedeceğini
ve sabahın ilk ışıklarında
huzurlu, sessiz bir geceden sonra
kalbimi aldın götürdün uzaklara
ben kalabilmiş olmanı dilerdim
Yazarı ve yönetmeni:Zülfü Livaneli olan eşsiz bir film..
Salih Bozok 'un kaleminden Mustafa Kemal imiz anlatılıyor.Gerçekten mükemmeldi ya.izlerken gururlandım,duygulandım,not bile aldım o kadar eşşiz bilgiler veriliyor.işte bu film Ülkü Adatepe nin(atamızın kızı) deyimiyle gerçek Atatürk ü anlatmış.
Çanakkale de ingiliz ve Anzaklara karşı tarih yazdığı sahne kendisinin yarbay olarak atanmasını sağladı.O sahnede askerlere emir verip düşman üzerine yürümesi beni cok gururlandırdı izlerken eminim siz de aynı şeyi hissedersiniz.Atamızın istanbul hükümeti tarafından Erzurum'dan istanbul çağrılması üzerine atamız dönmeyi reddediyor.Bütün askerlik ünvanlarından feragat edip Anadolu da milli direnişi başlatıyor.Atamız artık paşa değilken asker bile değilken Kafkas Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa "PAŞAM BEN VE ORDUM EMRiNiZDEYiM" diyor.
Atamızın çok hoşuma giden bir sözü var:
Zamanı gelen fikirler engellenemez.....
Salih Bozok a ATATÜRK ü hiç kıskandınız mı diye soruluyor...
Mustafa Kemal i kıskanmak Ağrı dağını kıskanmak ya da bulutu kıskanmak gibidir.Sen bunları kıskanabilir misin?işte o kadar sıra dışı...
Filmin sonunda atamızın öldüğü anda ve Salih Bozok un intiharı sırasında bütün salon gözyaşları içindeydi....
Arkadaşlar söylenecek çok şey var ama ben sizin izlemenizi tavsiye ederim
kötü bir durumdur..birde asla görüşmemek üzere veda ediliyorsa.veda edemeden ayrıldığım bir kişiye* şöyle birşey yollamıştım..
Belki bu mesajı okumadan sileceksin, belki attığın ve ya atacağın mesajlar bana gelmeyecek, ulaşamayacaksın. belki artık geceleri beni düşünmüyor olabilirsin, belki her şeyi unutmuş olabilirsin. belki benden nefret ediyor da olabilirsin. Olsun.. Seni silen bendim bu en doğal hakkın.
Bir şey anlatmaya veya bir şey ima etmeye çalışmıyorum düz, dümdüz, sadece seni özledim
ama bunları hatırladığım o bitmek bilmeyen günlerin ve gecelerin hiçbirinde sana yazmak istemedim...
Bugün ne oldu? Sebep yok dedim ya sadece özledim.
Biliyorsun hayat hatalarla dolu. sen ömrüm boyunca yaptığım en büyük hatalar zincirimsin
hataları ise zaman ve kader belirliyor ne yazık ki....
yanlış zamanlarda kader ağlarını hep benim ve ya bizim üstümüze ördü. ne yazık ..
özetle bunları hatırlamamın, hatırlatmamın ve anlatmamın bir tek sebebi var;
hiçbir zaman benim olmayacağını biliyorum. ama içimde kalan bir UKTE, en azından bunu hak ediyorum ..
adam gibi veda edemedim sana. Üstünden bu kadar zaman geçmiş olsa da, içim kan ağlasa bile bunu becerebilmek istiyorum.
--spoiler--
Her defasında içinden su gibi akıp giden
Veda bunun ismi...
Anneye veda,
Çocuğaveda,
Torunaveda,
Sevgiye, sevgiline, hayata veda...
Kimliği ne olursa olsun veda bunun ismi
Gidene veda, gülücüğe veda...
Geride kalana, geleceğe
Yaşananların yalan olduğu bu buhranda
Göreceklerime, isteyeceklerime veda
Ellerine veda, yüreğine veda
Sensiz gecelerime, kaderime
Veda bunun ismi
Kimliği ne olursa olsun...
--spoiler--
aşkı memnu'nun bir önceki bölümünde dinlediğimiz mükemmel şarkı
bu bir veda, bir tebessüm
yaz güneşine
bir nefes dağ kokusuna
açık kurşuni mehtap içinde
bir veda
kaybolmuş aşklara, hayata
mağlubum
derin sevdalara
büyük ihtiraslara mağlubum
ben hayatın mağlubuyum
derin sevdaları beceremedim mağlubum
ben hayatın mağlubuyum
derin sevdaları beceremedim mağlubum