hinduizmin bir koludur. aryan insanlarının ilahileri, şarkıları ve bilimsel incelemeleridir. 3 şeye tapınırlar uzay, atmosfer ve gök. seller ırmakların kızgınlığını, güzel hava ise tanrının kızgınlığını gösterir. 4 önemli doğruları vardır.
-esas yücelik heryeri kaplar.
-gerçeklik yaratılmadı.
-din veya dharma ruhun düşünmesini ve yasanılan temiz hayatı gösterir.
-insan ruhu kutsaldır.
vedikler insanların sadece ruh yada beden olmadıgına inanır. vediklere göre, insanlar özün içindeki kutsallıktır.tanrı içimizdedir.hayalleri atmadıkca tanrıyı gerçekleştiremeyiz inancına sahiptirler.
ayşe kulin'in son romanı. kendi ailesinden yola çıkarak yazmış. aldım ama henüz okumadım. fakat daha önceki kitaplarına dayanarak bunun da güzel olacağını umuyorum.
vedalar; cevap hakkı tanımayan tek taraflı vurgunlardır.
her şeyi söyleyebilir insan. son sözler hep çıplak olur. ağır olur. kalınsa hani, söylenemeyecek sözler olur. nasılsa gidiliyordur, nasılsa bırakılan izleri silmek için orda olmanın imkanı yoktur. "keşke"si olmayacaktır, bedeli sorulamayacaktır.
vedalar, en büyük intikamdır bırakılandan.
kimde canınız yanmış, kimde parçanız kalmışsa ondan.
misal:kendinize iyi bakın fazla da takmayın her şeyi kafanıza,sözlüğü bir eğlence aracı olarak görüp aynı zamanda bilgi de edinilebilinen * bir mekan olarak görmekte fayda vardır. akşama kadar iş stresi,sınav derdi,sevgili dırdırı gibi şeylerle uğraşıp eve gelip üç beş dakka gülüp eğlenmek günü stresini atmak isteyenlerin mekanı olmalı sözlük..
ayrılık denen limandan bilinmeze giderken dudaklardan dökülen her şeyin karşılığı. zordur. en katı yürekli insanın bile gözlerinden yaş gelmesine yol açar. giden ya da bırakılan çok seviliyorsa hele, günün en zor saatleridir. ancak bazen vedalar gereklidir, ruh sureti soğuk bir şehirde her gün biraz daha eriyorsa, uzaklara gitme vakti gelmiş demektir.
her veda, eden insandan biraz ruh kırıntısı barındırır; bazı vedalar kalabalıklar eşliğinde gerçekleşir, sartre' nin son vedasında seinne nehri boyunu doldurur kalabalıklar. bazı vedalar gözyaşlarını azdırır, boyozuna, kordonuna, karşıyakasına doyulamamış bir şehir geride kalırken. bazı vedalarda, şehri kana bulayan seri katili durdurmanın sessiz huzurunda, joshua brolinler geride anabel o donnelleri bırakır. soğuk bir his kaplar insanın içini.
bazı vedalar kalıcı, bazılarıysa geçicidir. zor olduğu gerçeği bir kenara yazılırsa, ağızdan çıkan her hece titrer. yürek burkulurken, aşklar, başarılar, yenilgiler, arkadaşlar, entryler takvim yapraklarına kazınırken, ' her şey çok güzel olacak. ' der umut, inanç ve sevgiyi yanından ayırmayan. nihayetinde dönüşü umulan o tatsız sözcük gelir: ' elveda '.
Ayşe kulin'in yazmış olduğu bir kitaptır. Kitabın muhtevasına bakacak olursak, esir bir şehirde konakta yaşanan olayları anlatır. ayrıca, milli mücadele dönemi tarihe de yer yer ışık tutar. sürükleyici bir üslübla kaleme alınmış hemen okunulması ve bitirilmesi gereken başucu kitabıdır.
Yine yağmur yine hazan
Sessizce ölür ozan
Kurur ırmak kurur toprak
Dökülür yeşil yaprak
Sımsıcacık gülümserdi
Türkülerde gülüş idi
Güle sığmaz bir kuş idi
Uçup gitti sonsuzluğa
Gül yok artık dal yok artık
Türkülerde söz bitti
Omzundaki kuş yok artık
Uçup gitti sonsuzluğa
Ben de gideceğim.
Bir dalganın köpüğünde martı,
Gemi direğinde yelken,
Aşkın yüreğinde sevgi olacağım.
Hadi bir ıslık çalın ezgisine binip gideyim
Gülen bir çocuk gösterin gülüşüne gideyim
Bana aşkı getirin öldürüp gideyim
Yine yağmur yine hazan
Sessizce ağla çocuk
Kurudu Irmakların,
Emziğinde bal bitti
Aşk bitti düş yitti
Ağla çocuk.
vedalar herzaman acıdır terkeden kim olursa olsun kimi zaman mecburiyetten kimi zaman vakit geldiğinden çekilir gidilir. kimi zaman ülkene veda etmen gerekir kimi zaman sevdiğine olaylar kişiler değişir lakin sonuç değişmez canın acır, gözlerin dolar, boğazına bir düğüm takılır ve orada kalır tek bildiğin geri dönüşü olmayan bir yolda olduğundur..
veda hep veda.
her yil veda etmek, hep gitmek zorunda kalmak, vedalar cok zordur.
bir bakis yeter bazen veda etmek icin, bir dokunus yeter hüngür hüngür aglamak icin. insanin en sessiz kaldigi icten ice agladigi herkesin bir kez yasadigi en özel en zor anlardan biridir. *
bir gün başka bir sabaha uyanırsın, aklında biri, fikrinde ismi, kalbinde cismi.
bakarsın gözlerine, görürsün ki değişik, dokunursun yüreğine anlarsın ki karışık.
sebepsiz bir telaş sarıverir etrafını.
zamansız bir gülümseme mesken beller dudaklarını.
bir sakarlık bulaşır ellerine.
hayaller gözlerinde gözlerin pencerelerde,
yabancısı olduğun bir şey gelir, yabancılaştırır seni kendine,
aşk gelir selam verir yüreğine,
lakin aşk önce savaşacak
yenmesi gereken bir gurur var ortada ancak,
mümkün değil ki üstesinden gelmek
gurur hep önde hep başı dik duracak
sonunda ne olacak?
aşk bir sakar aşığın elinden düşüp kırılacak,
giden gidecek
kalan arkasından bakacak,
yüreğinde bir yabancı,
gözlerinde bir acı,
hoşçakal bile içinde kalacak,
çünkü ne sevdiğini söyleyebildi ona
ne gözlerinin içine bakabildi.
şimdi giderken o arkasında bıraktığı enkazdan habersiz
içi rahat belki yüreği temiz.
ortada birine söylenen bir elveda olmasa da
kalan gidenin aklında kalmasa da
bir karşılık yoksa da
bir arkadan bakan varsa eğer
bir seven bir özleyen,
bu bir vedadır,
gerek yok hoşçakala.
her şartta, her zaman, her şekilde ve sebepte zor, acı.kolayını gören varsa beri gelsin, bi dinleyeyim de şaşırayım.keşke de kolay olsaydı, hatta çok kolay. okadar ki, bengidemem değil, "benrahatlıklagiderim" olabilseydim. **
ayşe kulin' in osmanlı imparatorluğu'nun son günlerinde, işgal altındaki istanbul'da, bir konakta yaşananları anlattığı romanıdır. sürükleyici ve güzel bir romandır.
--spoiler--
veda-esir şehirde bir konak.
ayşe kulin, osmanlı imparatorluğu'nun son günlerinde, işgal altındaki istanbul'da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. son maliye nazırı ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen veda, çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan milliciler arasında sıkışan o dönem osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor.
ayşe kulin'in her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubu ile okurlarının elinden bırakamayacakları bir kitap bu. günümüz türk edebiyatında neredeyse eşsiz olan, biyografik veriler ile roman tekniğini birleştirmekteki ustalığını bir kez daha sergileyen kulin, bu kez bir istanbul öyküsü ile bir imparatorluk tarihini birlikte ele alıyor.
--spoiler--
bir çok şair ve yazar ele almştır vedaları ama sezai karakoç'un veda'sı bambaşkadır.
Silahlara veda
Geceye rüyaya ve sana
Yalnızlığın geyik gözlü köşesinden
Düzenlerin çıkmazına
Çizdiğim resmin
Saat kulesi ağlıyor
Ağzım o çeşit yok
Şişe bu çeşit var
Sen bir gece gelsen
Güneş doğmasa
Gitmeden yine gelsen
Bu yeni geleni
Bu bize bakanı
Sana bir anlatsam
Güneş doğmasa
Sandıkların içini göstersem sana
Çizdiğim resmin
Yalnızlığın geyik gözlü köşesinde
Bir rafa koyabilsen
Olup biteni ve onları
Sabaha kadar konuşsak
O ürkek ürkek bakanı sana bir anlatsam
Ateşi karı tüfeği çeksem
Ocağa pencereye kapıya
Kemana veda
Yağmurda şeytan ve şapkası
Silahın ölümünü kutluyorum
iki günde biten, kolay okunan, sürükleyici bir roman. ayşe kulin' in en beğendiğim romanı diyebilirim.
veda,
bir imparatorluğa veda, bir sevgiliye veda, bir aileye veda, dostlara veda, geçmişe veda...
adının hakkını vererek buruk bir tat bırakmıştır.