vecd

entry16 galeri0
    1.
  1. coşku, coşkunluk, coşkuyla kendinden geçme hali.

    "o zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım"*
    4 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. çoşkuya kapılarak kendinden geçme.
    1 ...
  5. 4.
  6. kendini kaybedecek derecede ilahi aşka dalma, istiğrak.
    3 ...
  7. 5.
  8. cezbe; yaratıcı tarafından cezbolan (çekilen) dindar insanların istiğrak ve hayrete dalmaları, kendilerinden geçerek dünya işlerini unutmaları. zikir, aşk, çile hatta bütün riyazet ve ayin şekilleri cezbe hasıl etmek içindir.
    2 ...
  9. 6.
  10. 7.
  11. gök gürleyince olan. yağmur halinde... kırmızı.
    1 ...
  12. 8.
  13. manevi hal, sevgi veya heyecandan dogan coskunluk, kendinden gecme, esrime.
    1 ...
  14. 9.
  15. * Sürüklemek, kendisine çekmek. Sâlikin beşerî vasıflarından soyutlanma ile ilâhî sıfatları kazanma ve tecellileri müşahede etmesi anlamında bir tasavvuf terimidir.

    Cezbe; Hakk'ın, kulunu kendisine çekmesinden hasıl olan istiğrak, derin şaşkınlık ve hayret sûretlerinde görünen manevî bir haldir.

    Cezbe, kulun Hakk'a külfetsiz yaklaşması ve ilâhî inayetler ve lütuflar gereği hareket etmesidir. Aynı zamanda o, riyazet ve ibadete devamla duyguların yok edilmesidir. Cezbe, Allah'ın kulunu kendisine çekmesi, kulun Allah'a kavuşmasıdır.

    Cezbe iki türlü olur. Bunlar da: 1-Hafî (gizli) cezbe, (kulun Hakk'ı sevmesi) 2-Celî (açık) cezbe; (Hakk'ın kulu sevmesi)dir.

    Cezbeye tutulanlara meczûb denilir. Meczub; Hakk'ın rızasını kazanan, Hak tarafından yakınlığına lâyık görülen, her türlü hevâ ve heves lekesinden temizlenen ve bu sayede sülûk makam ve mertebelerine çalışmadan ve yorulmadan erişen ergin kimsedir. Bunlar, gayb esrârına vâkıf velîler olarak telâkki edilir. Bundan dolayı meczûb olanlardan çekinilir, gönülleri kırılmaktan sakınılır. Şathiyyat denilen sözleri hakkında sükût tercih edilir. Cezbede şart olan, istidattır. Bu istidat, Allah vergisidir. Kazanmakla elde edilmez. Sâlikte istidât ve kâbiliyet olmazsa, sadece riyâzet ve tasiye ile Hakk'a kavuşmak nasip olmaz.

    Cezbeyi akıl hastalıklarından biri diye gösterirlerse de, cezbe cinnet değildir. Meczub da mecnun olamaz. Çünkü cezbe, hali değişken bir kimsenin idrakinin mutad beşer idrakinden daha da yükselerek, keşf-i hakâyıka doğru gitmesidir. Cinnet ise, beşer idrakinin manasız ve düzensiz bir şekilde aşağılara düşmesidir. Cezbede yükselme, cinnette alçalma vardır. (Osman Ergin, Balıkesirli Abdülaziz Mecdî Tolun, istanbul 1942, s. 31-35).

    Tasavvuf erbabınca manevî yolculuğa seyr-i sülûkla çıkılır. Burası, fena mertebelerinin (Tevhid-i Ef'âl, Tevhîd-i Sıfat ve Tevhîd-i Zât) kazanılıp tadına varıldığı kısımdır. Cezbe ise, Bekâ makamlarının (Cem', Hazretü'l-cem ve Cemü'l-cem') tadına varıldığı bölümdür. Sülûk mertebelerinde urûc; cezbe makamlarında da tedellî (nüzul) müşahede edilir. Sülûkun başlangıcı cezbenin nihayetidir. (H. Fehmi Kumanlıoğlu, Muhammed Nürü'l-Arabî, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, izmir 1988, s. 60).

    Bekâ billâh ismi verilen seyr-i fillâh, Cezbe makamıdır. Burada, Hakk'ın sıfatlan ve ahlâkıyla süslenip ufuk-'ul a'lâ'ya ulaşılır. (Selçuk, Eraydın, Tasavvuf ve Tarikatler, istanbul 1984, s. 174).

    Cezbeye tutulanlara Üveysi-meşrep de denilir. Şurasını ifade etmek gerekirse; mutasavvıflar, teklifi düşüren cezbe halini ve bir kimsenin bu mânâda cezbeye tutulmasını hoş görmezler, hatta tutulmuş olanları da kurtarmaya çalışırlar. Onlar, cazib olmayı meczup olmaya tercih ederler.
    *
    2 ...
  16. 10.
  17. Vecd, vecit ya da ekstaz; kimi kaynaklarda ruhun dünyevi realitelerden kurtulduğu kendinden geçme ve coşkunluk hali olarak tanımlanmakta olup, kişinin bilinci ve hafızası yerinde olmakla birlikte kendisine (dünyevi-fiziksel varlığına, duyumlara) ilişkin hiçbir algılamasının olmadığı ve kişinin tümüyle kendisi haricindeki bir obje ya da varlıkla (imaj, hayal, ruh, ilah vs.) ilgi kurduğu nadir şuur hallerinden biridir. Parapsikoloji'de değişik şuur hallerinden biri olarak ele alınan vecd, spiritüalist sözlüklerde ise ruh ile beden ilişkisinin belirli bir dereceye kadar gevşediği, dış dünya ile bağların kesildiği özel bir hal, bir degajman hali olarak tanımlanır.
    2 ...
  18. 11.
  19. heyecana gelme, kendinden geçmedir. tasavvufta hakikate erişmek ancak aşkla cezbeye gelmek suretiyle olur. cezbeye uğrayana meczub denir.bu mertebede kişi, dünyevi şeylere kendini kapatır.
    4 ...
  20. 12.
  21. kendinden geçmek. bu kendinden geçiş aşk ve sevgi ile olasıdır. heyecanla başka bir vucuta bürünme hali de söz konusudur. şevktir. tasavvuftandır. yaradan'dandır.
    3 ...
  22. 13.
  23. cezbe benim bildigim, husu icinde bir ruh haliyle allah i andiginda gelen titremedir. bi keresinde, alakasi olmadigim bir dini toplantidaydim ve kadinlar tesbih cekerken aniden cezbe geciriyolar ve daha cezbe bitmeden nerdeyse donup yanindakine bisiler soluyolardi. bu nasi cezbe, bu nasi bi ruh halidir diye kendime sordugum durumlardandir.
    0 ...
  24. 8.
  25. 9.
  26. insan zihninin her türlü dünyevi şeyden tamamen temizlenmesi, tertemiz olması anlamındadır.
    0 ...
  27. 10.
© 2025 uludağ sözlük