Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen
Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun*
Yine yağmur var içimde bir yerlerde ve yine yavrusunu kaybetmiş uçsuz bucaksız anne hüznü var ta derinlerden gelen... bu, gözün alabildiğine her halimde görünüyor zaten, saklayacak ne bir şeyim ne de gücüm yok... bak işte... yine bu kahrolası, yine bu aynı berbat his. bir dünyam vardı rüyalarım vardı ve meleklere olan inancımda... ama şimdi onları bulamıyorum, nerde olduklarını da bilmiyorum. Hemen şuracıkta, yanıbaşımdaydılar ama yoklar şimdi... gözlerimi kapatsam da kapatmasam da yoklar işte. Belli ki seni beklerken onlar da çoktan gitmişler... zaten sensiz onların da bir önemi yoktu. ben seni beklerken hiçbir şeyin, hiçbir önemi olmadı zaten... ve şimdi O, yine o aynı yoldayım, hani iki kenarında sıralanmış ağaçlar olan. Orta yerinde, bana ve içimdeki kargaşaya aldırmadan ve bir daha hiç geri gelmemecesine sessiz ve usulca akan ve de akıp giden, ilerde gözden kaybolan, her zaman yoluna devam eden nehrin kenarındayım ben. randevu için beklemiyorum seni... ben, ben sadece...
Ordayım işte, ağaçların arasında seni bekliyorum... sigaramın kaçıncı bitişi bilmiyorum ama bekliyorum ben.. sadece ve sadece karşı kıyıdan geçmen için bekliyorum seni... sıralanmış ağaçların altında mucizeyi düşlerken, geriye kalmış bütün inancımla yalvarıyorum ve bir başıma kalmış bekliyorum. seninle buluşmak için değil bu yalvarışım. Sadece ve sadece karşı kıyıdan bile olsa oracıktan geçmen ve bana görünmen için bekliyorum seni... belki de son bir kez daha olsun görebilmek için. seni Bir kez daha sensiz yaşamak için ve bir kez daha ve bir kez daha, daha da fazla sevebilmek için..
...Ve sessizce çığlık atıyorum içimden. nehir akıyor. Sigaram yanıyor ve seni bekliyorum.
zuhal olcay'ın, küçük bir öykü bu isimli albümde anlatılan öyküdeki esas kızın, esas oğlanla olan ilk buluşması daha doğrusu buluşamaması anlatılıyor, zira kız maalesef ekiliyor. şarkıda esas kızın, esas oğlanı beklerkenki coşkusu, ilk buluşmanın verdiği heyecan ve mutluluk, ancak sonra vakit ilerledikçe beklenenin gelmemesiyle tükenen umutlar, hayalkırıklığı, gerek söz gerekse müzikle ve elbette zuhal olcay'ın muhteşem yorumuyla mükemmel yansıtılmış.
makyajımı yaptım bekliyorum
hazırlandım bu gece
beni çıkaracaksın diye
uçuyor, uçuyorum
penceredeyim saçımı tarıyorum
kulagım kapıda
elbisem buruşmasın diye
oturmuyorum
ve seni bekliyorum seni bekliyorum
elim telefona gidiyor
oyalanıyorum
ayna karşısında bir kez daha
taranıyorum
zaman akıp gidiyor
bir sıgara daha yakıyorum
bir içki bir sıgara daha
koltuğa çöküyorum
ve seni bekliyorum seni bekliyorum
pikaba bir plak koydum
gözüm sokakta titriyorum
şarkıyı dinlerken
kendimi divana atıyorum
plak bitti
tavandaki lambaya bakıyorum
gözlerimi yumdum ağlıyorum
kendime kızıyorum
ve seni bekliyorum
sokak sustu
perdeleri çektim
saçım başım elbisem
makyajım bozuldu
gelsen de sevgilim
şimdi artık çok geç çok geç
ama yine de seni...