evvela : özet geçmiyorum lan piç! okumazsan okuma ! zaten mesele çok ciddi sana gelmez !
fakir belgeseli
gözlerimin mahmurluğunu gidermek için yüzüme iki avuç su çaldıktan sonra kahvaltımı hazırlamak üzere ortalama 4 metrekare, ucuz kontraplaklardan yapılmış, rafları 30 senenin yükünü taşıyamayarak gevşemiş, kırılmış, çürümüş; pastan dolayı yabancı kişilerin ''bu cisim ne'' diye adlandıramadığı emektar bir buzdolabının ve sadece 2 gözü çalışan setüstü ocağın bulunduğu mutfağa yönelmiştim. kahvaltı olarak kuru ekmeğimin arasına pazardan aldığım merdiven altı zeytinlerden katık edecektim ki o da ne ? henüz doğmuş bir sıpa gibi ayaklarının üzerinde zor duran apartmanın içinde ve önünde bir kaos hissettim.
camdan dışarı eğildiğimde birde ne göreyim. kollarında sapsarı, dümdüz saçları olan, güneş gözlüklü, mini etekli, çıtkırıldım pahalı kadınlar olan takım elbiseli, 50 li yaşlarda jilet gibi godomanlar mercedeslerinden uzaklaşıp bizim apartmana giriyorlar. birden dedikoducu kocakarı edasıyla kapıya yöneldim ve apartmanı dinledim. ''canım! sen bi dahisin. bu çok eğlenceli olacak, muuccck'' tarzında sevinç ve heyecan çığlıkları duyuyordum ki zııııırrrttt... bizim zili çaldılar.
aman allahım. birden kaskatı kesilmiş, heyecanlamıştım. içim gitti derler ya. gitti ki ne gitti. ama kapıyı açmakta hiç tereddüt etmedim. böyle insanlardan ne kötülük gelebilirki. polyannacıyım ya o saniyeler içinde aklımdan ''acaba bi yerden paramı kazandım, yoksa gerçek annem babam bunlarmı, iş teklifi midir'' diye geçiriyordum.
ürkekçe kapıyı açtım. bu son derece pahalı insanlar beni karşılarında gördüklerinde birbirlerine bakarak sinsice gülmeye başladılar. 2 erkek 2 bayan ve merdivenlerde 2 kameraman vardı. işte dedim oğlum. kesin kanaldan geliyolar. içimden gelen o delice gülümsemenin yüzüme tecellisini engelleyen ise beyfendilerden birinin ciddi bir tavırla
-içeri girebilirmiyiz !
demesiydi.
-elbette, buyrun dedim normalde asla böyle ne olduğunu bilmeden içeri almayacak olan ben.
tam gireceklerken bayanlardan birisi tiksintiyle ''ayy galoşlarımızı takalımda girelim'' dedi ve yanlarında getirdikleri galoşları taktılar. baştan evimizi pisletmemek için olduğunu sanmıştım...neyse efendim hepsi eve girdiler ve kameraların çekim yapmaya çok önceden başladığı belli olmaktaydı.godamanlardan biri kafamdaki soru işaretlerini dağıtacak hamleyi yaptı ve kalın bir para destesi çıkararak :
- biz buraya fakir belgeseli çekmekeye geldik
+ ın..nn..nnn..nee?
- evet doğru duydun. bu paralar senin. gurur yapıp bu aktivitemizi berbat etmemen ve bu güzel bayanları - bayanın elini öperek- üzmemen için aşağıda asistanımın yanına gitmen gerekli. onun bu işi halledeceğinden eminim...dedi ve salona doğru yürüdüklerini ağzım açık bir şekilde izlemekle yetindim o an. kafamın içinde çalan çanlar bu insanların sefil kahkahalarıyla yoğruluyordu. çıldırmış gibiydim. adamlar, bir yandan kameramana talimat verirken diğer yandan kadınlarını öpüyor, oralarına buralarını küçük mıncıklamalar bırakıyorlardı. kadınlarda incecik parmaklarıyla adamların burunlarını mıncıklıyor, her defasında küçük bir kız edasıyla bebegi sever gibi ''ayyyy canım benim'' diyorlardı.
evimin, mahremimin ve kimi zamanda mabedim olan bu yerin içinde keyiflerince gezinmelerini, izlemekle yetindim. hatta bir ara kamerayı yüzüme doğrultarak:
-işte bir fakir, bir böcek...bu canlılar şöyledir böyle çiftleşir diye kahkalarla karışık belgesel yorumculuğu yaparlarken bile izledim onları. bana bir hayvan muamelesi yapılıyordu ve evimede yaşam alanımmış muamelesi...dediği gibi gurur yapmak istemiyordum ama sadece merak ediyordum. neden ? neden bu aşağılama. işleri bittiğinde sordum. nedenmiş biliyormusunuz dostlar. bütün bunlar sadece poker partilerinde anlatılacak bir muhabbet ve de bu belgesel kasedini birbirlerine satarak uçuk miktarlarda para kazanmakmış...yazı ki ne yazık..savurdum para destesini dışarıdan biz gibi insanların ayaklarının altına. layık oldukları yere.
--spoiler--
üzerime tükürüyor, enseme şaplak atıyor ve devamlı ossurarak dersi sabote, beni ise kendisini sikmem için provoke ediyordu adeta.
--spoiler-- *
tanım: paranın yaptırdığı garip işlere şahit olan insan söylemi.