Arkadaşlarım;
Hangi bağda hakkım olan salkıma uzandıysam, sahibine hizmet eden itler ısırdı beni.
Şimdi benden selam söyleyin sokak köpeklerine.
Ağnamaktan çamurlaşan tüylerini okşayın.
Mümkünse iyi bakın melül gözbebeklerine,
Minnetsiz özgürlüğün onurunu yaşayın.
Söyleyin temize çıktı mı Meryem?
Söyleyin kimi taşlayacak bu soysuz havariler?
Söyleyin ne değişti ve semadan ne geldi haber?
Yezitlerin ayakları altında yuvarlanıyor kellem…
Hangi dünya için büyüyor içimdeki kin, zihnimdeki ihtilal. Yüzyirmidörtbinde birinin bir doğrusu yetmiyor felahıma.
Çürüdü ütopya, kokuştu dava…
Yol gösteren tüm işaretler çarpılanmış.
“Namlu puşt olmuş at ayağı puşt”
Yalnız ve yalınayak geçiyorum azman köpeklerin dişleri arasından.
Karpit ve güherçile namussuz.
Ben patlıyorum, o ateşlenmiyor, nedendir?
Arkadaşlarım;
Çürüdü ütopya, kokuştu dava…
Tüm kitapların içeriği, satış değerini aşmıyor, isteyene bedava.
Artık her söz nahak ve yalan.
Arkasına bakmadan terk ediyor kavmini ve ulaşmıyor kendi kalbine elçilerin iman ettiği peygamber. Aşağılık bir zaferdir bizi bekleyen serencam.
Nesebi gayri sahih sözlerin saltanatı, soysuzluğa mahkûm etti yaşadığımız hayatı. Felçli birer kalebent ve kolsuz forsalarız artık…
Beş kuruş etmeyen esirleriz hasmın elinde.
Davası görülmemiş suçların tutsağıyız ve pazarlık dışı bırakılmış adamlarıyız kokuşmuş davaların.
Yaşıyorsak haybedendir, bundan böyle ipe gelmez boynumuz.
ipsiz ve kopuk bir yılkıyız, taunlu rüzgârlarla yarışıyoruz cangıl karanlığında. Meçhule adım adım yaklaşıyor sonumuz…
Pıhtı pıhtı kan, kırba kırba irin akıtıyoruz…
ilk ihtilam zevkiyle boşalıp gitmiş hayat.
Helak olmuş kavimlerden beter azıtıyoruz.
Lal olmuş ilm-i ledün, piç olmuş hikemiyyat…
Ateş yağıyor üstümüze sığındığımız bulutlardan.
Bize ayet okuyor yalancı peygamberler.
Başı gökte tanrılar yanmış ayaklarından,
Ölüyor da dergâhtan el çekmiyor müritler.
Arkadaşlarım;
Sivri çatal ve keskin bıçakların çapraz duruşu, bir general arması gibi duruyor iftar tabaklarında. Tanrımıza hamdolsun…
Gümüş tepsilerde kelle taşıyor porsiyonluk fikirlerin garson militanları, varlık ve birlik adına. Milletimiz varolsun…
Fikir kazanlarında kaynıyor barış, kusanın ikramıdır yaldızlı tabaklarda, çatal bıçak şakırtıları doyuruyor aç karnımızı. Afiyet olsun…