Ayrılık düşer bazen merhabalarımıza
Oluşturduğumuz biz kalıpları çöker
Var olan iki ayrı kutuptur artık
Ya vazgeçen oluruz bu ayrılıkta
Ya da vazgeçilen
Bir tercihtir vazgeçmek
Eksilmiştir yüklediğiniz değerler, gidip de dönmemeyi, dönüp de bakmamayı göze almışsınızdır
Oluşturduğunuz o biz kalıbından kendinizi alır ve gidersiniz bu merhabadan
Hayata başka bir yerden, başka bir noktadan başlamaktır vazgeçmek
Yeniden başlamaktır
Yarın vardır önünüzde
Ve yarına ait umutlar
Seçeneksizliktir vazgeçilen olmak;
Giden gitmiştir ardında boşluğunu bırakarak
Ve siz kalansınızdır
Orda
Öylece
Eksilmektir vazgeçilen olmak
Bir yokluğun sızısını yüreğinizde anbean taşımaktır
Vazgeçenden geriye kalan tenhalığı,ıssızlığı kalabalıklarla
Sessizliği hiçbir sesle dolduramamaktır
Nedenler ve niçinlerle daha da kararıp uzayan gecelerdir
Bir sızıyla bölünen uykulardır
Dağılmak, parçalanmaktır çokça
Unutmak için zamana umut bağlamaktır
Zaman akıp giderken hayatımızdan
Kimi zaman vazgeçen oluruz bir merhabada
Bir başkasında vazgeçilen belki
Vazgeçmenin umursamazlığında da olsak
Vazgeçilmenin umarsızlığında da
Anlar ve anılardır yanımızda kalan
Sonra
Bir maske takıp yüzümüze
Sevginin çıplaklığını örtsün diye
Katılırız akan zamana yine de...
gördüğünün bir düş olduğunu anladığında,
artık ne sen ne o kaldığında,
yaralarının tepesinden bakıp derinliğinden ürktüğünde,
söyleceğin sözlerin anlamlarını yitirdiğinde,
en güçlü çığlığın bile bir şey ifade etmediğinde, duyulmadığında...
anlamı yok karabasanlara savaş açmanın..
yapılacak en doğru eylem..
tek eylem..
vazgeçmek..
nasıl bir şey oldu bu?
kim kazandı bu ben diyeyim beş, belki 6 ve hatta 10 kişilik savaşta?
kimin elleri ısındı soğuk bir kış akşamında? kimlerin yanakları ıslandı sıcak elleri ısıtan kişi olmadıkları, olamadıkları için?
kaç şarkı, kaç kişiye adandı?
şimdi siz, her şeyi söyleyen siz..
susmayın, söyleyin..
kaç gece, kaç kişi uykusuz kaldı? kaçı uykuya verdi kendini?
kaçı evden çıkmanın anlamsız olduğu hatta uyanmanın dahi anlamsız geldiği günlere başladı, devam ettirdi, bitirdi? hem söyleyin, kaç gün böyle geçti, geçecek?
yorgun değil misiniz?
yorgunsunuz..
yorgunuz, hepimiz yorgunuz..
hissiz, nötr ve yorgun..
öyleyse şimdi topluca susma zamanı..
siz tutun, geçmesin zaman.
siz tutun, ben bırakıyorum hayatın bir ucundan..
bir insan için gerçekleştirdiğinizde, kendinizi bilerek uçurumdan atmak gibidir. bilerek kendinizi ölüme itersiniz. hem de sadece bir kere değil, defalarca ölürsünüz. hatırladıkça bir kez daha ölürsünüz. yapmak istemezsiniz, o uçurumdan atlamak istemezsiniz, içiniz içinizi yer, durup defalarca düşünürsünüz "doğruyu mu yapıyorum?" diye ama verdiğiniz "evet" cevabını duymak istemez yüreğiniz. ama yapmak zorundasınızdır. mecbursunuzdur. çünkü en doğrusu öyle olanıdır.
ölmek kadar acıtır, yakar bir şeyleri yüreğinizde ama anlarsınız ki, vazgeçmek; ölmekten daha zor.
vazgeçtim kömür gibi bakan gözlerini rüyalarıma almaktan.
arabesk cümleler kurup her gece, sabah alaturkalarda kıvırmaktan.
içmekten, ağlamaktan, içmekten, ağlamaktan.
ne pahasına olursa olsun yalnız kalmaktan bu gece vazgeçtim.
duydum ki bir esmere vurulmuş gözlerin, bir çift yeşil göze,
duydum ki bir kıvrak bele sarılmış kolların, bir kaypak dile adanmış kalbin
vazgeçtim ne olursa olsun kendimi siper edip seni kollamaktan.
bil ki; artık peşinsıra yürüyen bi gölge olmayacak kaldırım kenarlarında.
bağışlayan bir çift göz, evde tarhana kokusu olmayacak kapıyı açtığında.
şimdi; ne halin varsa görebilirsin rahatla!
vazgeçtim bu dünyadan sevgimden vazgeçtim sevdiğimden vazgeçtim..
"Rafa koyduğum son kitap düşüverdi önüme, kalemi bırakırken. Adını okudum ve pencereme doğru gittim. ilk yaptığım tablomu asmış Tanrı gökyüzüne. Yine gün batıyor.
Bir doğum günüm daha geçti; Artık ben de öğrendim yaşamayı. Okuduğum son sayfa oldu önüme düşen kitaptaki sayfa: "Shakespeare / Vazgeçtim Bu dünyadan!"
Sen de büyüyeceksin ufaklık, ama önemli olan fikirlerinin büyüyüp gelişebilmesidir..."
en zor olanı ve en acıtanı kendinden vazgeçmektir.vazgeçilen her şeyin iyi kötü bir alternatifi vardır, yerini dolduramaz ama oyalar insanı.ama kendinden vazgeçince işte onun sonrası var ya.