aşkın acı yüzüdür. seversin acı çekersin ama araya engeller girer ayrılman gerekir. birlikte olmaktan sevmekten sevgini göstermekten vazgeçersin. ama o sevgi içine öyle bir işlemiştir ki unutamazsın. kendini unutursun ama onu unutamazsın.
ondan vazgeçmek unutmak için hiç bir ehemmiyet arz etmez.vazgeçtiğini her an hatırlarsın, unutmadığını unutamayacak oluşunu her daim aklına getirirsin.en sonunda kısık sesinle kendi kendine "vazgeçtim belki de zorunda kaldım ama onu hiç unutamadım ondan hiç ayrılamadım" dersin.
bir gün çıkar birisi karşına, gözlerine bakarsın uzun uzun... bir an için hayallere dalarsın, o hayaller ne güzeldir oysa... sonra içinde bir kıvılcım patlar bir bakmışsın aşık olmuşsun. ama sevdiğini söylemezsin, gün gelir sevdiğine açılırsın. artık içine su serpmekte, ateşini körüklemekte onun elindedir. bir zaman düşünür sevdiğin. çünkü anlamıştır senin, onu nasıl sevdiğini. bu zaman öyle bir yok oluştur ki seven için, her saniye yüreğinin bir tarafında umut, bir tarafında korku tomurcukları atılır. yavaş yavaş her iki tomurcukta filizlenir, büyür. sonra sevdiğine kavuşursun... o an dünya'da senden daha mutlu kimse yoktur... zaman çok çabuk akar. en sonunda aşkın ayrılır kalbinden... neler yapsanda geri gelmez. oysa onu yeryüzünde senden daha çok seven asla olamaz, hiç bir zaman olamazda ama o artık başkasınındır...
herşey onun gidişiyle başlar;
isyanların sadece ruhunadır.
tehliken sadece kendinedir.
hastalığın sadece bedeninedir.
en sonunda vazgeçmeye karar verirsin, tamda şimdi aklına geldiği gibi... ama bir zaman sonra aklını yine bir yoklarsın; hala her gece onu görüyorsun, hala her onu gördüğünde takılıp kalıyorsun...
vazgeçersin ama unutamazsın...