defalarca izlerim izlerim bıkmam galiba filmi. binnur kaya normal saf anadolu kadını, iyiniyetli bir anne. izlerken etrafımda böyle kadınlardan ne kadar çok bulunduğu geliyor aklıma. belki de hiç bitmeyeceğinin türleri.
çok enteresan ve çok tatlı bir film.senaryosunu engin günaydın yazmış.uykusuz dergisinin ilk sayılarında günaydın'ın absürd mizah yazılarını hatırlatan bir film olmuş.ama dozunda aşırıya kaçılmamış.oyuncuların hepsinin sempatisinin doruklarda gezmesi filmin artısı olmuş.settar tanrıöğen'in neşat ertaş'a sazıyla eşlik ettiği sahne çok hoştu.bir de engin günaydın'ı burhan bey terk etmemiş galiba.
sinemada gidip izlemediğim için pişman olduğum film uzun zaman sonra ilk defa bir türk filmini bu kadar meraklı ve heyecanlı izledim senaryonun gidişatını az çok tahmin etmeme rağmen üstelik bunda çekim kalitesinin etkisi de olabilir,film epeyce sarıyo izleyeni kendine özgü hikayesinin olması çok güzel engin günaydın bu konuda başarılı olmuş klişeleri sevmeyenler ölmeden izlenecekler listesine ekleyebilirler.
başyapıt niteliğinde bir film olmuş gerçekten.
taylan biraderlerin eline güzzel bi senaryo verince ne işler çıkıyormuş ortaya anlamış olduk böylece..
mest oldum gece gece..
o kadrajlar, o küçük kamera hileleri, o anlatım..
gerçekten türk sinemasına umutla bakmamı sağlamıştır bu film bu gece..
engin günaydını da bu kadar güzel bir hikaye yazdığı için tebrik etmek lazım..
insan doğasıyla ilgili çok ilginç detaylar yakalamış..
çok iyi gözlemlemiş, çok iyi yorumlamış..
hayretler içindeyim hala
çok sevdim çok!
---spoiler---
engin günaydın şunu sormak istiyorum sadece..
bu senaryoyu yazmadan önce ellerini yıkadın mı?
---spoiler---
vavien devrenin ismi ve aynı zamanda da anahtarın ismidir. genellikle uzun hollerde, koridorlarda rastlanılır. bir anahtardan kapalı konuma getirdiğiniz devreyi, diğer anahtardan açık konuma getirebilirsiniz.
şu zamana kadar izlediğim filmler arasında en ilginci olduğunu söyleyebilirim.
yani tam engin günaydın tarzı.
sevdim filmi çünkü çok samimi.
settar tanrıöğen ve engin günaydın hep birlikte oynasınlar böyle filmlerde. bir kerede takva'da izlemiştim bu ikiliyi ve hayran kalmıştım, bu filmde de beni yanıltmadılar.
ama asıl övgüyü hakeden binnur kaya'dır kanımca. dupduru bir oyunculuğu var bu kadının. her role gidiyor. giydiği penyeden, saçını toplama şekline ve hatta taze fasulyeyi ayıklayışına kadar bildiğimiz anadolu kadınıydı.
ama beni asıl şaşırtan sahne piknik sahnesidir. aile piknik yapmaktadır, birden yağmur başlar. herkes arabaya kurulur(erkekler), geride kalan iki kadın piknik malzemelerini toplamaya çalışır. taylan biraderlerin detaya ne kadar önem verdiklerini bu sahnede anlamış bulunmaktayım zira gerçek hayatta da durum böyledir.
anlaşmalı evlilikse pek de garip kaçmayacak olan durumdur. yurtdışına gidip oradan vatandaşlık almak için biriyle evlenebilirsiniz ya da sadece belli malların üstünüze geçmesi için evlenebilirsiniz. bu tarz durumlarda çok da anormal karşılanmaz.
12 temmuz 2011 tarihinde show tv'de verilen filmdir.
--spoiler--
bu karısını uçurumdan atmış karısı ölmemiş ama, bu karısının parasını almış işler bok olunca bu parayı vermiş kadın istememiş ben seni istiyom demiş buda parayı almış yemiş
--spoiler--
dikkat dikkat. baştan aşağı spoiler. izlemeyenlere sadece izleyin diyebilirim 8/10 puan da veririm.
--spoiler--
benim hasta olduğum karakter, sevilay ın babası. adamın her dediği doğruydu. sonracığıma, sevilay'ın kocasına "20 yıllık elektrikçisin, bir vavien'i öğrenemedin" dediği sahne bence kilit bir sahneydi. çok anlam barındırıyordu. sonu aniden bitince ben de ihanete uğramış gibi hissettim. bi de adamın oğluna "sen ne biçim bi insansın, okusan da ceketimi satıp istanbullarda, ankaralarda okutsam" dediği sahnede birşeyi farkettim. oğlan babasının tıpkısının aynısıydı. babasını rol model almıştı. ama adam oğlunu beğenmiyordu. bir de celal'in karısına "sen ne işe yararsın ki zaten" dediği sahne ve sibel'e 1000 kağıdı bir hiç uğruna yedirip sonra gelip "işiniz gücünüz zarar vermek" gibisinden bıdıladığı sahne cidden düşündürücüydü.
karı koca ikisinin de birbirlerinden birşeyler sakladıklarını bile bile susmaları, birbirlerini ve kendilerini kandırmaları... aile kurumuna yapılmış en derin eleştrilerden biriydi. böyle değil midir zaten? x sigara içtiğini babasından saklar. aslında babasının onun sigara içtiğini bildiğini bilmektedir. babası da çocuğunun sigara içtiğini bildiğini bildiğini bilmektedir. ama hala bu konuyu konuşmazlar. x hala babası bilmiyormuşçasına babam zuladaki pakedi görürse naparım der. babası hala sanki x onun bildiğini bilmiyormuş gibi, yakalarsam muh muh modunda gezer.
--spoiler--
binnur kaya ve engin günaydın' ın tipik türk aile yapısını son derece başarılı bir şekilde yansıttıkları filmin adıdır. filmde baba engin günaydın' ın ellerini yıkadın mı dayatması ile yarmış filmdir.
engin günaydın'ın iyi bir oyuncu olduğunun kanıtı filmdir. benim cehaletim de olabilir ama kendisini bu filmden önce hep burhan altıntop ve türevleri rollerde görmüştüm. bu film ise olmuş. oN!