oğlunun mastürbasyon yaptığını fark eden baba figürünü ilk kez gördüğüm filmdir; böyle bir konuya değinmesi gayet güzel olmuştur, orijinal bir sahne olmuştur vesselam.
tek kelime ile "anlamadım". giriş gelişmede anlattığı şeyle final apayrı. bir kez daha izlemekte yarar var sanırım. sprite'dan acımasız gerçekler gibi giden bir hikaye, süper ötesi oyunculuklar, settar abinin bağlama solosu ve neşet baba ile düeti... ama diyorumya sonu bir acayip. bir bardak suyu içerken son damlada boğaza kaçması gibi bir durum söz konusu.
onun dışında engin günaydın sanırım kendini oynamış. bu adamı hep bir "celal" olarak düşünmüşümdür nedense.
vavien; insanın kendi kendine yarattığı korkulara ve küçük bencil hayatlara yakılmış bir ağıt. türkiye sinemasının özgün filmlerinden biri vavien; küçük bir kasabada geçen küçük adamların hikayesini izleyen her dünyalının algılayabileceği tarzda anlatıyor, filmi esas değerli kılanda bu evrenselliği zaten. taylan biladerlerfilmin başrolündeki engin günaydının yazdığı senaryoyu basit bir dille aktarıyor biz izleyicilere.
--spoiler--
vavien; küçük bir kasabada yaşar celal, sıradan bir insandır. elektrik işlerinden anlar abisiyle ortak bir de dükkanları vardır. celal bir iç huzursuzluk halinin adeta somutlaştırılmış versiyonudur. celal ı hangi sahnede görsek hep sıkıntılı, çevresini ve kendisini rahatsız eden bir tip oysaki abisi cemal filmde celal ın tam tersi karakterdir. cemal filmin iyi adamıdır ve biz izleyiciler celal e cemal sayesinde tahammül ederiz.sevilay; başlı başına bir türkiyeli umutsuz ev kadını. sevilay kocası celal için saçını süpürge eden kadın ve hayatındaki bütün huzursuzlukların ve korkuların nedeni ve baş aktörü celal. sevilay celal in uydusu, daha da ötesi film boyunca anlıyoruz ki sevilay ın var olma sebebi celal. celal ile sevilay ın ergen çocukları mesut; çok az konuşan komşu kızıyla yiyişen sıradan bir ergen ve fakat celal için tam bir karın ağrısı. celal belkide kendi başarısız hayatının kanıtı olarak algıladığı oğlu mesut u her daim nefretiyle büyütmektedir ve mesut büyük bir olasılıkla 10 yıl sonrasının celalidir.
parasızlığın esnaflar üzerinde yarattığı manyaklık psikolojisini, borç,harç ve benzeri sıkıntıların dışa yansımasını celal kahvaltı sırasında mesut un ve sevilay ın ağzına sıçarak çok güzel özetler. sıradan adam celal evde bulamadığı huzuru pavyonda ararken, pavyon kadınlarından biri olan sibel e bin dolar vermesiyle filmimizde paranın azımsanamayacak rolü çıkar sahneye. celal in sibel e kaptırıdğı bin dolar esas itibariyle sevilay ın babasının sevilay a yolladığı paradır. sevilay ın kocasından sakladığı tek sır almanya dan babasından gelen paralardır, bunun nedeni olarak zayıf karakterli sevilay ın baba otoritesinden oldukça çekinmesi gösterilebilinir. zira baba kişisi kızı sevilay a telefon konuşmasında damadına olan nefretini kusar ve ekler sakın paralardan celal e bahsetme. aslında paralardan celal in hiç haberi olmasa vavien de ortaya çıkmayacaktı, vavien celal in sevilay ın zulasını patlatması sonucu ortaya çıkan bir film aslında. celal sevilay ın zulasını patlatır bin doları sibel e verir ve fakat celal mutlu mudur? maalesef ki sibel in dostu peydahlanıverir bir anda sibel in dostu pek bir karanlık tiptir ve celal in ağzına sıçar ve ekler sibelden uzak dur. bu tehdidiyle sibel in dostu ve sevialay ın babası bir nevi kesişim kümesi oluştururlar celal i sevmeyenler kesişimi.
sıradan adam celal abisi cemalin ''elini sıktıklarında kafalarından bin tane plan geçer'' diyerek tanımladığı kötü insanlar kategorisine filmin başında arabasının kapısını otomatik açılır kapanır vaziyete getirdiği anda dahil olur biz izleyiciler cemalin kötü olduğunu ancak karısını piknik dönüşü otomatik kapıyı açmak suretiyle uçuruma attığı anda anlarız. celal namuzsuz, para peşinde koşan ve karısının paralarına konabilmek için onu planlı bir biçimde ölüme terk edebilcek bir küçük adamdır. sevilay celal in uydusu olduğunu uçurumdan çıkıp yine onun koynuna sığınmaya çalıştığında bir kez daha ispatlar. sevilay filmin en safıdır ve o kadar saftır ki; uçurumdan çıkıp geldiğinde yerinde bulamadığı zulasının yerini kocasına kızmak yok diye tatlı tatlı sorar. ve celal o kadar kötüdür ve küçüktür ki sevilay ı parayı benden neden sakladın diyerek boşanma tehdidiyle yapayalnız bırakır ve çekip gider. bu sırada biz seyircinin sabrı dolmaya başlamıştır yahu bu celal durdurulamaz mıdır diye düşüne duralım, celal koşar adım abisi cemal e karısını nasıl planlı bir biçimde öldürmeye çalıştığını ve bunu paralara konmak için yaptığını pişkince anlatır. filmin iyi karakteri cemal önce film başından beri bırakmaya çalıştığı sigarayı yakar ve bekler, sonrada tüm insanlık adına kardeşini çok güzel bir biçimde döver. bu noktada biz izleyiciler artık rahatlamışızdır, celal en azından bir şekilde cezalandırılmıştır.
cemal sadece celal i döverek selamlamaz seyirciyi, aynı zmanda filmimizin mutlu sonla bitmesine neden olacak planı da yapar ve celal e sevilay dan arakladığı parayı geri vermesini öğütler. celal sevilay a parayı verir. sevilay kocasının ondan boşanmayacağını öğrenince mutluluğa kavuşur ve zavallı celal karısının paralarını ona hibe etmesiyle huzur bulur. artık parası vardır.küçük ergen mesut da mutluluğa dahil olmalıdır, onun mutluluğa kavuşması biraz tırt bir vaziyettir. celal sevmediği televizyoncunun kızının oğlu mesut tarafından yiyildiğini öğrenince oğlu ile gurur duyar ve ona karşı baba sevgisini göstermeye başlar. filmin iyi adamı cemal baştan sona tek bir falso vermez filmi başladığı gibi iyi adam olarak tamamlar.
sıradan insanların kendi arlarındaki çıkar çatışmalarının cinayete kadar gidebilecekken kısacık bir diyalogla aşılabileceğini anlatıyor. bir adamın mutsuzluğunun ailesine yansımalarını anlatıyor. arkanızda her zaman sağlam adamlar olmasının ne kadar önemli olduğunu anlatıyor vavien ve bunları anlatırken çok gerçekçi ve çok basit anlatıyor. hem çok film izlemeyi sevmeyen annem anlıyor filmi ve beğeniyor hem de deli gibi film izleyen arkadaşım anlayıp beğeniyor bir nevi herkese bir şeyler ifade edebiliyor vavien bu yüzden önemli bir film oluyor türkiye için.
settar tanrıöğen, cemal karakteriyle büyülüyor, şahsen filmin en sevdiğim sahnesinde neşet ertaş ile saz şov yapıyor. ayrıcada elleri yıkamak çok daha anlamlı oluyor bu filmden sonra.
sevdiriyor kendini vavien samimi bir film olabiliyor, başarılı bir ekip çalışması hem hikayesi hem de hikayesini anlatış biçimiyle.
türk sinemasına son yıllarda yapılan en büyük katkılardan biri olan,engin günaydın filmi.
oyuncular ve yapılan oyunculuklar gerçekten çok iyi.konusu ise türk sinemasının hiç alışık olmadığı derecede absürd.
bok gibi bir film, ne konu var, ne diyalog var, ne akıcılık var. tek özelliği farklı bir film olmasıdır, farklı ama sıkıcı. allahtan böyle filmlerden zevk alacak kadar sanat anlayışım yok. çok şanslıyım çok.
dün izleme fırsatı bulduğum muhteşem film. uzun zamandır böyle alıp götüren, sürükleyen bir türk filmi izlemiyordum. detaya girip film eleştirmenliği yapmayacağım, içinde bulunduğunuz hayattan kaçmak istediğiniz anda izleyebileceğiniz fakat izlerken kendinizi hayatın tam ortasında bulacağınız bir film.
engin günaydının en ince ayrıntısına kadar düşünerek yazdığı senaryo, gerçekten çok başarılı buldum. aklıma takılan bi soru oldu. ulan bu adamın annesi babası o evde parayı duvarın içinemi saklıyorlar, çok orjinal çünkü.
şarkıcı olan manitadan msj beklemesi fakat elektirkçi olduğu için osuruktan kablo indirim msjları gelmesine kızmasıda çok güzel
spoiler
engin günaydın evinde karısının duasında oğluyla oturuyordur ve telefonuna msj gelir bi hevesle şarkıcı manitasından geldiğini düşünerek msjı açar fakat msjda büyük harflerle "kabloda %50 indirim, fırsatı kaçırmayın" yazar, e.g sinirilerek * der ve dışarı çıkar.
film çok kötü değil, çok güzel de değil. verdiği histe yahut hikayede eksiklik var sanki, izledikten sonra tok kalkmıyorsun sofradan hissi, bir de tatlı olsaydı iyi giderdi hissi.
binnur kaya'nın sevilay karakteri ile uçuşa geçtiği, engin günaydın'ın ise celal karakteri ile anadolu insanının saf ama başarısız çakallık girişimlerini iyi kotardığı film.. sevilay'ın bakışları insanın içini ürpertiyor..
büyük umutlarla izlediğim ama istediğimi tam olarak bulamadığım film.
ben açıkçası daha iyi bir şey bekliyordum sanırım. ödüllerden, yazılanlardan, yorumlardan falan. ama nihayet az önce izledim ve gayet vasat buldum filmi.
engin günaydın bu ilk başrolünde, senaryosunda en azından şahan'dan, ata'dan hatta cem yılmaz'dan daha iyi iş çıkartmış. hiç o tarz sinemaya girmemiş ve çok da iyi etmiş. ama tabi ki reha erdem, nuri bilge ceylan sineması da değil yaptığı. öyle de bi şey beklemedim zaten. en güzel şey az önce bahsettiğim sinemaya dalmaması. nitelik olarak daha iyi bi yerde. bunu da bildiğim için, o beklenti ile izledim filmi ama, olmadı.
vavien fikrinden bi film evet çıkar da, bu değil bence. senaryoda eksiklikler var. bi ferzan özpetek detaylandırılması yok mesela. film daha incelikli bi mikro anlatım istiyor sanki. karakter analizi zayıf falan filan.
kısaca kötünün iyisi. ama en azından sinema sanatı adına umut verici. şimdilik bununla yetiniyorum.
cok hoş bir komedi dram filmi .özellikle Engin günaydının abisinin yaptıgı 3 tane şaka koparıyo beni ;+n'oldu la tırstın mı ? - abi kaçkere diyorum yapma ya .
+ tamam uzatma , amma da hanım evladı çıktın haa