çekilemeyen adam kendisi, budur. ama yıpranacağını "ay aman bıktım" diye düşünüp uzaklara dalacağını hiç sanmıyorum. burda o kadar atıp tutan arkadaşlar moderatör olsa kendi nicklerinin altına bu derece bir özeleştiri yapabilirler miydi acep? 4. nesil olmasına takanları hiç anlamıyorum hele. yatan aslandansa gezen tilki yeğdir.
(bkz: di haydi dağılın şimdi)
(bkz: meyve veren ağaç taşlanır)
tanımam, etmem aslında uludagsozluk'de olup bitenle de pek ilgilendiğim söylenemez... bu aralar ama yazar sınıflamak moda idi o yüzden kendimi "ot ot yazıp geçiyor" sınıfına dahil edebilirim. ancak bu moderator konusunda bir şey söylemeden duramıyacam sanırım...
kendisini karşıma çıkan rastgele bir kaç entryden tanıdım, sonra v for vendetta falan dalgası oradan ilgimizi çeken bir nicke sahipti. entryleri nedense bana ekşi sözlükten peder zickler'i anımsatıyordu. uslup mu, onun gibi bir misyon mu üstlendi nedir niye yani denilirse, vallahi ben de bilmiyorum, anımsattı sadece... ha bilebileceğim tek şey var neden anımsattığı konusunda, genelde bilgi aktarma amacı taşımayan entryler yazıyor... tespitçi diyebiliriz, uzun uzun entryler yaziyor ki bu da sözlükte çok fazla vakit geçirdiğinin göstergesidir bence...
tabi tespitçilik de sözlük alemlerinde büyük rant sağlamıyor değil, ilginç bir konu bul- lan bakın şöyle olmuş de- insanlar doğrudan ulan nasıl oldu da ben kaçırdım gözden al sana pekiyi pek güzel diyorlar, sonra tespitin altına tespit yapıp, pek iyi pek güzel bekliyorlar... hal böyle olunca vaudeville'de en şükela yazarlar arasında yerini aldı sözlükte, sonra baktım iyi de garip olan ne moderator olmasında, adam demek ki sözlükte baya baya zaman harcıyor, aklına geleni sözlüğe giriyor, tabi eminim önce hayvanlar gibi aratıp var mı yok mu bakıyor, yoksa açıyor, zaman harcıyor yani... mesela benim yapmadığımı, yapıyor...
sonra sürekli gözden kaçırdığım bir noktaya baktım; 4. nesil moderator yazıyor bu adamda... sanırım adamın dördüncü nesil olmasına gocunmuş insanlar dedim, o kesimden bir yanıt yok... entryleri hep daşak, ona gocunmuşlar dedim, bu şekliyle de çok saçma... iyi de benim göremediğim ne var acaba dedim, bu insanlar neden bu kadar bu kişiyi tartışıyor dedim;
moderatör dendi bir bakalım kimmiş diye yazdım detay ara kısmına ismini. yazamadım tabi filmi v for vandetta olarak biliyorum v'nin açılımını bilmiyorum kopi pest yani. neyse uzatmadan uzun uzun entry kastığı için moderatör yapıldığını düşünüyorum, beğenmedim yazılarını. moderatör olmasını yadırgadım açıkçası. neyse uzatmayayım beni de mod yaparlar diye korkuyorum.
süper bir nicki olan ve düşük model cep telefonundan utanan yazar. biraz daha överdim ama eleman moderatörmüş sonra adımız yalakaya çıkmasın. ama iyi yazıyor harbiden.
bir insan evladının gelebileceği son nokta. bu kadar kafa, bu kadar geyikşinas ve bu kadar anlayışlı bir ruhun aynı bünyede vuku bulmasıdır. yakın olsa alır çikolatalı pastayı giderim muhabbete o derece.
yeni bir yazar, pardon mod, aman ne biliyim lan. aferin ama!
pek yeni ama, hani naylonlari ustunde daha, gipgicir. isbu yuzden saat nasihat saatidir.
simdi.. burasi uludag sozluk bir kere. dolayisiyla mahalle edasi var gordugun uzre. yani mahallede boyle hafifmesrep ablalar olur, herkes hastasidir, o endamiyla salinirken ortaliklarda diker herkes gozunu. kimse oyle sevgisinden degil de, hani, "nemalanir miyiz lan?" tavriyla bakar. o endam bir sure prim yapar, sonra goz aliskanligi dedigimiz olgu gelisir, gore gore alisir herkes, e pek bir is de cikmaz bu hafifmesrep ablalardan. ciksa da is denmez eglencelik filan denir. eglenceden cabuk sıkılan mahalldedir burasi. hafifmesrep abla olmazsin da cinsiyete gore agir abi olursun, filan fistik.. yine de o yukarda yazdiklarim gecerliligini korur gunun sonunda. dedik ya; uludag sozluk iste, bildigin mahalle. hani avrupa birligine giremememizin sebebi olarak bile gorebilirler adami maazallah. zaten isbu entry sen alinasin diye yazilmadi, ablayiz ya, ondan.
dikkatli olmak lazim be. babana bile guvenmedigin su devirde.
edit: hayirli olsun demeyi unutmusuz..
edit 2: entryleri kesinlikle cok guzel, bambaska bir uslubu var. hani bir adam neden eksiler bunun yazilarini? kesinlikle fesatligindan.
mod olduktan sonra "is guc be anam, yazmaya vakit olmuyo" seklinde havalara girmesin. yazsin anam, yazsin.
500 küsür adet entryden mi anladılar içindeki yönetici ruhunu, yoksa süslü kelimelerle yazdığın bir kaç satır mı referans oldu bu zorlu yola girmene? yok ben kimseyi tanımam, hiç kimseyi sevmem havaların mı seni sevecen yaptı?
gerekirse çeker giderim kim tutacak beni sözün mü köklü yazar statüsüne soktu seni? senin gerçekten kimse ile canciş muhabbetin yoktu da bu başlığa yazılan entrylerin sahipleri, bu kadar samimi lafları edecek samimiyeti bakkaldan mı aldılar?
eğer adam gibi adamsan bu yazıyı üstüne almassın, sahsımın derdi, malum kişinin, seni buraya format bekcisi dikmesinin sebebi içilen iki bardak çay mı merak edişim.
ayrıca seni ve yazılarını çok sevdiklerini belirten cancişlerinden hiç birisi, herhangi bir yazını budur üstad yapmamış! bu lahana perhize dokunmasın?
herkes yazsın, ortalık durulsun da yazayım dedim. benim için bir anlamı olan yazar. ahahha ne demek lan o? anlamın var bende, nickinin anlamını anladıysam beni te buracıkta s.ksinler, v for vendetta neyine yetmedi?
neyse, g string savaşlarının yaşandığı, mavi donların havalarda uçuştuğu günlerden çıktı geldi, o kadar az entryle en fazla karmaya sahip oldu.
sözlükteki tek t.şaklı yazardı, şimdi iki t.şağı oldu. aehhaea.
ama ben bu adamın yansız davranacağından şüpheliyim, yanlar bu adam. beni uçurmaz mesela kesin. naper lan hipne moderatör desem gıkını çıkartmaz.
cidden lan.
yetmiş milyon onu izliyor.
halkı küçümsemiyor, entelektüel baskı yapmıyor, telefonları dinletmiyor: bence devleti vaudeville for vendetta gibiler yönetmeli.
nick altıdan öğrendiğimiz kadarıyla sözlüğün sağlam yazarlarından, taze bir moderatör.
şukela butonuna basıtığımda hoop bu entry geldi (bkz: #2886378). bir baktım yazarı vaudeville for vendetta, kıllandım, içime şüphe düştü, ule dedim şunu nick altına gireyim, bir soruşturayım. tam entry nin numarasını alacaktım ki butona basmamla bilgisayarımın kilitlenmesi bir oldu. bu sefer beni korku ve heyecan sardı. adamlar sözlüğün veri tabanıyla oynuyor diye kıllanırken, bu düşünce adamların her yerde kolu var, benim bilgisayarın ağzına s.çtılar, bunu yazarsam aksama beni yol kenarında tek kurşunla vururlar diye korktum. ama korkularımla yüzleşmem gerek, benden uzunca bir süre haber alamazsanız siz de kaçın.
ancak aynı zamanda kullanımına bile bakmaksızın cümle içinde geçen "göt" kelimesinden bile entry silen bir moderasyonun yeni üyesi olarak başka bir yazarın başlığına;
"benim de önüme böyle bir arzu ve ısrarla domalsalar ben de kaçırmam sikerim arkadaş. söyledikleri yediklerin kadar gerçek bence. yediklerin yiyeceklerinin teminatı mıdır, o domalma isteğin ve akıllanmamadaki ısrarınla doğru orantılı. ulan eleştirdiğini sanıp diz boyu hakaret eden düdükler şimdi niye ağlaşıyor, ağır mı geliyor yoksa? kaşıkla yedirmeye çalıştığınızı şimdi kazanla yedirsinler de aklınız başınıza gelsin."
yazmış kişidir.
bundan sonra argo/küfür gerekçesiyle tek bir entrym silinirse sözlüğü ayağa kaldırmaya yetecek koz verdiği için teşekkür ettim.
"kural" denilen şey (küfür yasaktır şeklindeki saçma sapan bir kuralımız var ya hani) herkes için işliyorsa demek ki herkes yukarıdaki üslupla yazmakta serbest.
bazı kişiler vardır bulundukları koltuğa itibar kazandırırlar, bazılarına ise bulundukları koltuk itibar sağlar.
vandetta birinci kategoriden şüphesiz, a plus bir yazar, a plus bir kişilik belli ki, uludağ sözlük moderatörlüğüne çok yakıştı, tebrikler.
ha bi de bir üçüncü kategori daha vardır ki yüz koltuğa da otursalar nafile, altın palan vurulmuş eşek misali.
gelişen hadiseler neticesinde artık bir şeyler söylemek gerektiği kanaatindeyim. öncelikle benimle birlikte moderatör olan diğer arkadaşım için bir şeyler söyleme hakkını kendimde görmüyorum, fakat altı çizilmesi gereken şeyin de eleştiri zannıyla hakaret etmenin ahlaklı bir davranış olmadığını da belirtmem gerek. ali üzerinden bir tepki oluşacağını tahmin etmemiş olmak aptallık olurdu, siz de eleştirirken abartmayın, bokunu çıkarmayın, mevzuyu kişiselleştirmeyin.
gelelim bana. bir şeyden harbiden memnuniyet duyduğumu söylemeliyim bu noktada. sözlükteki bulunuş sebebimi tekrar edip durdum, kimseyi durduk yere kırmadan gücendirmeden, okutmak, eğlendirmek, eğlenmek, hadisem, olayım bundan ibaret. ne sözlükten karı kaldırmak gibi bir derdim var, ne sözlükteki ibnelere göt vermek, ne arkadaşa ihtiyacım var, ne de paraya. sözlükte birçok kişiyle öyle ya da böyle, kısa ya da uzun muhabbetim oldu, kimseyi de tanımam etmem. o konuştuğumuz, mesajlaştığımız onlarca, yüzlerce insanın içinden hasebelkader yüzümüzü görmek, sesimizi duymak bir kişiye nasip oldu, o da tesadüf diyelim. tepkilere bakınca bulunuş sebebimle amacımın örtüştüğünü gördüm, sevilmişiz vesselam. sevilmek gibi bir amacım, derdim yoktu tamam da, bu kimseyi kırmadan eğlendirmek amacına ulaştığımın ispatı olduğu için söylüyorum.
memnuniyetlerden bahsettim, biraz daha rahatsızlıklarımdan dem vurayım. deniyor ki, bu herif moderatör oldu artık yazmayacak. ulan duyan da haftada 75 entry giriyorum falan sanacak, zaten haftada girdiğim entry iki üç tane, onları da eşek değilsem yazarım. kusar, sıçar gibi entry girmekten hoşlanmıyorum, aslında yazmaktan bile hoşlanmıyorum ben, esiyor haftada iki üç tane giriyorum, merak edersen dur bakim bu adam yine ne yazmış deyu açar bakarsın, gerek yok bu kadar içselleştirmeye.
asıl rahatsızlığıma gelmek istiyorum. vaudeville moderatör oldu, düzen adamı oldu. ulan şu fikir o kadar koyuyor ki bana. muhalefet yaşam tarzım olmuş olum benim, muhalif olmazsam düzenin adamı olursam düzülürüm, ben, ben olmam artık. doğduğumda kulağıma ezanı deniz baykal okumuş, ondan olabilir bu kronik muhaliflik. olum belli başlı kurallar vardır di mi? özel hayatımda da toplumca kabul edilmiş çoğu kuralı reddederim ama kendi bacımı sikmem mesela. bacımı sikmiyorum diye düzen adamı mı oldum, yoo? bunu da öyle kabul et, belli bir düzeni var buranın, formatı var işte ne bileyim birbirine ana avrat kayamazsın misal, bunlara müdahale ediyorum diye düzen adamı olacak değilim. yine eleştiririm, yine kavga ederim, kafama eserse de siktir olup giderim kim tutacak beni?
bir de aha bu herif moderatör oldu, dur hatasını arayalım adamları peydah oldu. şimdi bu adamları kelimelerimle yerin dibine sokmayı, ağızlarının orta yerine kallavisinden sıçmayı bilmiyor muyum? elbette biliyorum, öyle ki değil sözlüğe bir daha uğramak, insan içine çıkacak yüzleri kalmaz ama neden mevzuları kişiselleştirip bu heriflerin dümen suyuna gireyim ki, adamların istediği bu. netice itibariyle kavgamız kişilerle değil, zihniyetlerle. bu adamlara istediği türden cevabı versem biliyorum ki hem sözlükte, hem sözlük dışında bu kavgayı devam ettirmeye meyyaller. korktuğumdan mı, hayrı hiç alakası yok, adamlara zerrece değer verdiğim yok ve böylesi hadiselerin büyümemesi için bir tarafın olgunluk göstermesi gerekiyor, bu olgunluğu da ben gösteriyorum, sanmıyorum ki bir şey kaybederim ya da kişiliğimden ödün vermiş olurum, aksi söz konusu hatta. moderatör olduktan sonra türkçe bilgimi sorgulayan adamlar oluştu lan ahıah. bu işin eğitimini almışım, halihazırda almaktayım, hepsinin ötesinde oturup okuyan insanım vesselam. özgün üslubum gereğince deforme ettiğim sözcükler olabiliyor, bu yazarın tarzıysa müsamaha gösteririm ben. adam hiç bir yazıyorsa, ya da birşey yazıyorsa o bilmediğindendir, ama değil mi yerine "di mi" yazıyorsa, ya da merhaba yerine meraba yazıyorsa ben o adamı sorgulamam arkadaş, komik duruma düşerim. komik duruma düşüren de kişiselleşen hırsım ve kuyruk acım olur, nereden geliyorsa artık o tanımadığı insana duyulan kuyruk acısı ben bilemedim.
bir de not düşeyim, malum envai çeşit ithama maruz kalacağız; pkk'lı değilim, ırkçı değilim, akp'li değilim, chp'li değilim, nurcu değilim, allah düşmanı değilim, yeşil değilim, kızıl değilim, mor hiç değilim, kafanda bana biçtiğin hiçbir kıyafet üzerime uymayacak, bunu da bil.
fazla uzatmadan; moderatör vaudeville for vendetta'nın, yazar vaudeville for vendetta'dan farkı birkaç buton fazlasıdır, başka şey değil.
hepinizi seviyorum diyerek demagogluğa da soyunacak halim yok, hepinizi sevmiyorum, kaldı ki hiçbiriniz umrumda değilsiniz.
hata didikleyecekler içün(gammazla lan hemen, doğrusu "için"dir) özel tanım: bütün, ama bütün yazılarını okuduğum bir yazar.
edit: şşş olum, bu entry'yi eksileyeni çaylak yapıyolarmış lan, bak sadece sana söylüyorum, çaktırma kimseye.
önce bir sigaramı yakayım dedim hakkında entry girerken rahatlamak için. yaktım da velhasılıkelam. daha önceden de teşebbüs etmişliğim var aslında bir şeyler söylemek için hakkında ama galiba bu defasında topladım cesaretimi. vira bismillah cekeyim de önce gerisi boka sarmasın.
evvelinde bir dostluğum yok kendisi ile, girdiği entarilerden ibarettir tüm bildiklerim hakkında. ama inanıyorum ki sözlüğün hem ona hemde onun gibilerine ihtiyacı var. bence...
sözlüğün bazen en tatlı, bazen en çılgın, bazen en komik, bazen en hararetli entrylerini girer bana göre, benim gözümde. hani okudukça okuyası geliyor be insanın. bazen de kıskanmıyor değilim ya dur bok yeme diyorum kendi kendime.
ama yinede farklıdır yeri bende, benim içimde, her ne kadar kendi bilmese de.
sabaha kadar uyuyamadım üstad kusura bakma yoksa devam ederdim anlatmaya senin için düşündüklerimi. haa bu arada bir de mod olmus gelecek günler gösterecek gerisini.
işte bu kadarla kalmasa da keşke bir şeyler daha yazabilsem. sen bolca yaz biz okyalım. okudukça da dua ederiz belki. ama önce öğrenmek lazım.
kalsın sağlıcakla.
köstebek diye bir film vardı geçen sene vizyona giren, en iyi film oskarını aldı. bildiniz mi dostlarım? bilmediniz mi? o zaman şöle söyleyeyim; the departed. ingilizcesini yazınca hemen anladınız dimi ibişler. ama türkçesini yazınca neydi lan o diye duraksamalar falan. şekil yapmayın bana..
işte o filmde leonardo dicaprio nasıl bir polisken mafyanın arasına sızıp mafyanın adamı oluyor, matt damon nasıl mafyanın yetiştirdiği bir veletken polis oluyor, jack nicholson nasıl mafya iken polise bilgi sızdırıyormuş, mark wahlberg nasıl nallıyor matt damon'u, matt damon'ın karısını oynayan hatun nasıl hem kocasını aldatıyor hem..hemde..o nasıl taşlık be bilider. çok sağlam hatunmuş. öyle mallar falan çok yerinde yani. filmde böyle yazınca çok karışık geldi bak.
ne anlatıyodum lan ben. işte vendetta böle sızdı bi yerlere ama adam modduda yazarların arasına mı sızdı, yazardı da modların arasına mı sızdı karar veremedim. adam çaktırmadan, belli etmeden yaptı bişiler martin scorsese hesabı. kafam karıştı iyicene. hatun çok sağlamdı ama filmdeki. liv tyler da yeni hulk ta oynayacakmış bu arada. onunda hastasıyım.
lan toplayamıyorum bir türlü. iki bira daha içsem neler anlatırım ben varya. ahanda anafikri verip bitiriyorum. vendetta nın mod oluşu sevindirici ve aynı zamanda umut verici bir gelişmedir. vatana millete hayırlı olsun..şak şak şak şak.(alkış şak şakı değil bunlar. bu saatte alkış şak şakı olmaz. bu saatte olsa olsa)
şimdide günün anlam ve önemini belirtici bir şiir okunması amacıyla kartlaşmış öğrencimiz deatly yi sahneye davet ediyoruz sevgili konuklar, değerli izleyiciler, sayın valim, sayın tuborg genel müdürü.
şiirimin ismi seven kalpler hassas olur.
öhmmm..
vendetta sözlüğe mod oldu,
gözlerim yaşla doldu,
cips yerken gitti dolgu,
yaşasın 5 nisan kararları
abura goyyim...
moderator olmasiyla sozlugun yara aldigini dusunmekteyim. ne zaman iyi yazarlar moderator olursa onlarin yazarlik performanslari dusuyor, hatta bazilari hic yazmiyor bile, kendisi de cok iyi bir yazar olup cok guzel yazilari oldugundan endise duymaktayim. bircok ornegi vardir bu olayin, beni en cok uzeni de salca dir. moderator olmadan once her gun yeni bir sukela cikariyordu ve besiktasli olmasina ragmen futbol yazilarini bile begenirdim am gel gor ki moderator olunca tarafsizlik imaji bozulmasin ve imam- cemaat iliskisinden korkutugu icin o guzel yazilarinan yoksun kaldik. insallah bu ornek "v"
icin gerceklesmez ve yazmaya devam eder.
uludağ sözlüğün gelmiş geçmiş, tartışmasız en iyi yazarı olan yazar. modluğu da gereği gibi yapacağından eminim.
eee 244 entry ile haşmetmeab olmak herkese nasip olmaz, nazar etmeyin ne olur çalışın sizi de olur.
kardeşim benim be kim tutar seni yürü.
daha moderatörlüğünün ilk gününden kimi yazarlarca eleştirilen sağlam mizahçı yazarımız. ismini daha önce duymayanların olması * veya köklü-köksüz tartışmaları bu işi beceremeyeceğini mi gösterir? anlayan beri gelsin.
edit: eksileyen canım ciğerlerim anlayıp beri geldiğinizi varsayıyorum eksilediğinize göre. aslında ben de sizi anlıyorum devlet yönetiminden alışkın olduğunuz bir gelenek var. erbakan, demirel misali dedemin zamanından beri yönetici sınıfta bulunanlar beni de yönetsin diyorsunuz, yeni isimlere hiç tahammülünüz yok. kafanızdaki önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan zor. siz de hakılsınız ne diyim.
kendisini tanımıyorum ama sözlükteki bütün entrylerini zevkle okuduğum tek yazar kendisi umarım modluk hayatı yazılarındaki üslubunu kaybetmesine neden olmaz çünkü zevkle okuyoruz.
