bugünkü vatikan devletinin konuşlandığı arazinin, isanın kayayı üzerine yıktığı seçkin havarisi petrus (petre yada peter) 'un mezarını merkez alarak çevrelendği rivayeti vardır. bu rivayet dursun bir kenarda, bilinen bir şey varsa, o da antik rom kentinin yani roma diyarlarının en güzel bahçe ve villalarının üzerine çöreklendikleridir. imparator nero'nu arenası vardır bir de. ayrıca, kral konstantin'in bu mezarın çevresinde anma etkinlikleri düzenlemesi, petrus'un romada idamı ve vatikan arazisinin çevresinde pekçok hıristiyanın idam edildiği düşünülecek olursa, yer seçiminin ciddi duygusal bir backgroundu var.
vatikan'ın dünyayı bilgiden mahkum ederek senelerce geriye götürdüğü rivayet edilir. amaçları dünyadaki bütün bilgiye sahip olup bütün insanlığı cahillik içinde yönetmektir. ah şu vatikan'ın gizli arşivlerine bir girip görsek bu hırsızlar neleri neleri saklamış insanoğlundan.
çok büyük parayı yöneten papayı belirlemek için başta cia dünyadaki bütün güç odakları bir yarışa girer. tarihi papaların ve kardinallerin ağza alınmayacak türden pis skandallarıyla doludur.
dünyanın en iyi korunan arşivlerinden birine sahiptir. barnabas incilinin (orjinal incil) saklandığı iddia edilmektedir. kozmik oda şeklinde tasarlanmıştır. ancak papazların eşcinsel, pedofili gibi suçlarını saklamaktadır. ayrıca vatikan'ın banka hesapları gizlidir ve kara para iddiaları güçlü gerçekçi iddiadır.
siyaset aleminde de yarı-gizli yarı-resmi desteklediği
partiler ve siyasetçiler vardır. bunlara en iyi örnek almanya'daki
cdu/csu (hıristiyan demokratlar ve isviçre'deki cvp (hıristiyan
halk partisi) çizgisidir. vatikan'ın bu ve diğer birçok siyasi yapıyla,
örneğin öğrenci ve işçi kuruluşlarıyla, organik bağı vardır. vatikan,
bm'de, unesco'da, fao'da, ab'de ve oas (amerika devletleri
örgütü) de "gözlemci" statüsündedir.
doğrudan ya da dolaylı olarak sahibi olduğu ya da
yönlendirdiği günlük, haftalık ve aylık 200'den fazla gazete ve dergisi,
154 radyo istasyonu ya da emisyonu, 49 tv kanalı ya da kablolu
yayını bulunmaktadır.
bana çok ilginç gelen ülke. şöyle ki efendim bu ülke; katolikliğin merkezi olarak görülüyor. ve mutlak monarşi ile yönetiliyor teokrasi bile diyebiliriz. dünyayı yöneten güçlerin hıristiyan olması ve nerede cumhuriyet, nerede demokrasi diye ota boka karışmalarına rağmen merkezlerinin mutlak monarşi ile yönetilmesi nasıl bir handikaptır?
not: hıristiyan düşmanlığı yapmadım, insanlığın "din kitlelerin afyonudur." sözünü nasıl göremediklerini belirtmek istedim.
hele ki ortodoksların durumu bundan da vahimdir. merkezleri laik olarak sayılan ama çoğunluğu müslüman olan bir ülkenin (Türkiye-istanbul) olan bir mezhep, hele ki hristiyanlığın en katı olan mezhebi daha kendi merkezlerini istedikleri gibi yönlendiremezken, ohoo anam bacım...
mehmet ali ağcanın papaya suikastini aklımdan çıkaramadığımdan tırsarak gezdiğim yer. Ne de olsa o olaydan sonra biz türklere karşı daha temkinli ve önyargılıdırlar. Bu nedenle her kurala uydum. Söylentiye göre vatikan bazı büyük güçlere olan borcunu ödemeyi reddetmiş. Bu güçler de mehmet ali ağcayı tutmuş. Amaç göz dağı vermekmiş. Bunu nerden anlıyoruz? Çünkü mehmet ali ağca istese papayı öldürecek kadar usta silah kullanıyormuş, bu işin eğitimini almış. Ama öldürmek yerine papayı sadece omzundan yaralamış. Ama bu konuda farklı başka söylentiler de var.
Papa sonrasında mehmet ali ağcayla bir görüşme yapmış (restorative justice kapsamında galiba), ve onu affettiğini açıklamış. Bu görüşme papanın yaptığı en uzun görüşme olarak kayıtlara geçmiş.
Hz. isa st.pietro nerede ölürse dinimin merkezi de orası olacaktır demiş, ve st. Pietro vatikanda öldüğünden burası hıristiyanlığın merkezi olmuş. Burada girişte melekler kapısı diye kilitli bir kapı var. Yedi senede bir gün bu kapı açılıyormuş, ve inanışa göre bu kapıdan geçenlerin günahları affediliyormuş.
italya' nın baş kenti roma' da bulunan toprakları az, bir okadar da şaşırtıcı derecede güçlü devlettir. rafaello, michelangelo gibi inanılmaz sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapar. sisline şapeli etkileyici michelangelo freskleriyle bezenmiş.
üstelik michelangelo bu resimleri sırt üstü yatarak yapmış.
ekonomiyi idare etmek için ''küresel kamu idaresi'' ve ''merkezi dünya bankası'' kurulması dahil küresel finansal sistemlerde radikal reformlar yapılması çağrısında bulunmuş mülke.
yüzölçümüne oranla en zengin ve en güçlü devlettir. yönetim biçimi mutlak monarşidir. 100 kişilik bir orduya sahiptir. dominiken tarikatı vatikan'daki en güçlü gruplardandır.
"bu kadar iyi korunan bir yerde en fazla ne bulunabileceğini sanıyordular? kardinallerin oraya normal bir şekilde seçilerek gittiklerini mi sanıyorlardı yoksa? gerçekten bu kadar saf olmaları beni şaşırtıyor. isviçrelilerin işlenen cinayetlere bu kadar tepki göstermelerini de anlamıyorum. yapılan her şey çok planlıydı. onlar da payını alacaktı. söylenildiği gibi, herkes yapılanlardan kendisine ayrılan kısmı alacaktı. ama 3. kapının o iğrenç görevlisi her şeyi berbat ediyordu. tanrım, yeni bir cinayet. önümüze neden çıktıklarını da anlayamıyorum. bizler yöneticileriz. gerçek yöneticiler. birkaç ailenin kuklalığı görevini üstlenen, kendini asil zanneden o aptal kesim değiliz biz. tanrım, para gerçekten de ağızlarını kapatıyor. eğer yaptıklarımızı düşünselerdi şuan bulunduğumuz konumda olamazdık. yarın çok büyük bir cinayet işlenecek. dikkatini üzerimizden ayırmayan bir kardinal. bundan sonra bütün kardinalleri biz seçmeliyiz. sonra, cinayetler basına sızmamalı. ah o aptal ve küçük basın. iyi ki asıl önemli kaynaklar bizde. yoksa yine bu durumda olamazdık. sahi, neden hep bu durumu sorguluyorum ki? durumun yöneticilerinden biriyim oysa. neyse. görevini yerine getirecek "minik ajanlarımız" da bu olaydan paylarını alacaklar. rockefeller'lar böyle istemişti. aslında hiçbir işe yaramayan o birkaç ajanı ödüllendirmek istiyorlar. bence hata yapıyorlar. ama hayır! rockefeller'dan bahsediyoruz. onlar hata yapmaz! bunları duymamalılar. yoksa ben de o ajanlardan birine yem olurum. 26 yıldır yaptığım işin bitmesini istemiyorum. sahi, masonlar bizi gerçekten iyi saklıyor. o asilzade görüntünün altında yatanları bilseler.. hele o kuralları yok mu? "dünyaya barış getirmek istiyoruz". "insanlığın iyiliğini sağlamaya çalışıyoruz". tanrım, herhalde en büyük kandırmaca olsa gerek. her yıl yapılan o para aktarmalarla, verilen burslarla amerika'ya gönderilen gençleri gerçekten de iyi eğitiyorlar. harvard ve rockefeller university'de onlara gerçekten üniversite eğitimi verildiğini insanlara söylüyorlar. peki insanlar n'apıyor? tabii ki inanıyor. "yasa"ların gerçekten "yasa" olduğunu sanıyorlar. budalalar. papa'nın gizli bahçesine giden yola girecekler birazdan. kimler mi? işte bunu söyleyemem. korkuyorum. "yönetici"ler korkutucudur. maskenin altında yatan kişiler.. onların gerçekten "sır"rı bildiğine inanıyorum. fakat o "sır" tanrı tarafından verilmiş olamaz. o "sır"ra sahip olabildiğimi düşünemiyorum. delirirdim galiba. peki ya california'daki gizli tesisler? o lanet turistleri oradan çekmenin bir yolu bulunmalı. yoksa taşınan o "sır" makineler bir gün ortaya çıkacak. "aileler"in bu kadar basit önlemler almasını anlayamıyorum. idealleri gibi korkutucu olmalı o önlemler. tanrım, sanki bir şey biliyorum da. kesinlikle benden daha çok şey biliyorlar. gizli bahçeye girmiş olmalılar. ve papa da uyumuş olmalı. ve "mektup".. mektubu göreceği anki yüz ifadesini çok merak ediyorum. fakat aklıma takılan bir şey var, kardinallerden birisi o mektuba papa'dan önce ulaşırsa n'olacak? işte burasını bilmiyorum. "onlar"ın bu önlemi almış olması lazım. tanrım, bazen gerçekten de saçma iş yapıyorlar. bu kadar basit önlemler olmaması lazım! mektup şimdi bırakılmış olmalı. ve papa.. o hâlâ uyuyor. "seçilmiş kardinaller"le konuşmasından sonra çok üzgün ve şaşırmış olmalı. bir figür olduğunu unutabiliyor, papa. eiffel çok güzel gözüküyor. aralık ayına az kaldı. birkaç ay.. artık en önemli döneme girdik. hiçbir hata yapılmaması lazım. vatikan'dan çıkacak haberi bekleyeceğim. vatikan.. "gizli bahçe"ye girmek çok isterdim. ama o ahmak isviçreliler. her şeye burunlarını sokuyorlar."
