ülkesine başka bir ülkenin askerleri girdiğinde otomatik olarak her türlü müdafayı yapmak haktır ve meşrudur. dünyanın çok uzun zamandır tanıdığı kural der ki "ülkelerin toprak bütünlüğü esestır", buna uyulmazsa yapılan tüm işlerin meşruluğu tartışılır.
amerika gibi, rusya gibi çok güçlü bir ülke olursun, bir takım tepkileri bir müddet için göze alabileceğin veya kaldırabileceğin bir kudretin olur, bu kuralı ara sıra çiğnemen bir noktaya kadar o devasa gücünün bir yan etkisi olarak anlaşılır. yaptığın ihlali yine kimse kabul etmez, şiddetle kınar ve seni affetmez. ama fiili olarak birşey de yapamazlar çünkü çok güçlüsündür. ki o amerika bile yeri geldiği zaman vietnam'dan çekip gitmeyi bildi. çünkü daha fazlasını kaldıramadı, en büyük güçlerden birisi olduğu halde.
gelgelim böyle bir gücün yoksa "ülkeler gelişi güzel işgal edilmez" kuralını sana bozdurmazlar, dünyanın ayarları ne senin için ne de başka bir ülke için değişmez, çünkü bütün dünyanın nizamı tehlikeye girer. dünya sana bağırmaya başladığı zaman ülkenin çıkarları ve geleceği adına burnunun dikine gitmek yerine iki dakika "ne oluyor lan, niye herkes bu kadar coştu" diye sormak, yani duygusallıktan sıyrılıp aklını başına devşirmek zamanı gelmiştir.
eğer bunu yapamazsan vatanını ne kadar ve nasıl sevdiğin tartışılır.
"oysa herkes öldürür sevdiğini" diye bir şiir vardı, bir ara rahmetli Tuncel Kurtiz okumuştu. alakasız bir çağrışımla aklıma geliverdi.