vatanı için mücadele etmemiş insan

entry2 galeri0
    1.
  1. yaşadığı yeri vatan olarak değilde, kadastrolu arazi olarak gören insandır. vatan denilen yeri, kısa yoldan nakite çevrilebilecek bir rant olarak görür.

    kuşaklar boyu "genetik ihanet hastalığı" aklını ve duygularını köreltmiştir. yaşadığı topraklar için hiç mücadele etmediği, kan ve gözyaşı dökmediği için, vatansız olmanın ne demek olduğunu anlayamaz. daha doğrusu, vatansız olmaktan rahatsız olmaz. günde 50 kişiyle yatan bir fahişe için 51. kişi ne fark edecekse, onun içinde vatanlı veya vatansız olmak o kadar farkeder.

    vatanı için mücadele eden insan ona göre, enayidir. ömrünü, kelle koltuk cephelerde, operasyonlarda geçiren, yılda ailesini bir kaç ay ancak görebilen, hayatının büyük bölümünü ölümle burun buruna geçen bu insanları anlayamaz o. ne için savaştığını, ne için öldüğünü anlayamaz! eğer bir davanın getirisi "nakit" değilse onun davası değildir. "nakit" getirmeyen bir dava için hayatını veren bu insanlar da olsa olsa ya deli, ya da aptaldır ona göre.

    vatanı için savaşan ve savaşmayan insanların farkını, benim yakından gözlemlediğim en iyi örnek kktc'dir; 5 yıl kadar kktc'de ikamet ettim ve yerli birçok insan tanıma fırsatı buldum. türkiye'de ve kktc'de birçok insanın küçümsediği ve başa bela saydığı o küçük toprak parçasının, nasıl "vatan"a dönüştüğünü çok iyi gözlemledim. bugün kktc'de, eskiyi yaşamamış veya hatırlayamayacak kadar genç olan insanların "ver kurtul" anlayışına karşılık daha yaşlı ve "mücadele" etmiş insanların görüş farkı çok üzücü fakat anlamlı.

    gazimagosa'da devamlı taksisine bindiğim 50-60 yaşlarında, sık sık çıkartma günlerinden ve öncesindeki olaylardan konuştuğumuz bir adam vardı. bir gün lefkoşa tarafına gidiyorduk. sağ tarafımızdaki beşparmak dağlarını göstererek anlatmaya başladı; uzun yıllar çok acı çektiklerini, mücadelelerinin kan ve gözyaşı dolu olduğunu söyledi. devam etti:

    "çıkartma günü yaklaşmıştı ama kimse nezaman olacağını hatta, olup olmayacağını bile bilmiyordu. rumların bulunduğumuz köye saldırması an meselesiydi ve biz kadın ve çocuklarımızı nasıl koruyacağımızı kara kara düşünürken, rumlar köy ve kasaba hoparlörlerinden "bekledim de gelmedin" şarkısını çalmaya başladı. resmen bizimle alay ediyorlar ve bu akşam kanımızı dökmeye hazırlanıyorlardı. kendimizi savunacak çok az silahımız vardı ve çaresizlik kapıya dayanmıştı. işte o anda birden bire, beşparmak dağlarının üzerinde, havada baloncuklar görmeye başladık. bunlar baloncuk değildi, paraşütle atlayan türk komandolarıydı. bütün gökyüzü bir anda onlarla kaplandı ve o an anladık ki çıkartma başlamıştı. bütün köy hüngür hüngür ağlamaya başladı. yıllarca çektiğimiz bütün eziyet bitmişti ve canlarımız kurtulmuştu. o anı ömrüm boyunca unutamam"

    taksici adam bunları anlatırken tam da oradaydık ve beşparmak dağları karşımızdaydı. 60 yaşındaki adamın gözleri yıllar sonra yine yaşlanmıştı ve o zaman vatanı için mücadele eden insanın farkını anladım.

    (bkz: önce kahramandı şimdi hain)
    0 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük