kendini dünyalı ve hümanist olarak tanimlayanlarin, milleti ve milliyetçiliği hastalık gibi görenlerin, dikkatle okumasını salık verdiğim, sn. taner ünal'ın yazisidir.
Vatanseverlik, sadece Milletini, milliyetini sevmek değil, ülkesinin bütün insanlarını, dağını, taşını, toprağını, ağacını, akarsuyunu, kaynak suyunu, köyünü, yolunu, atalarını, yerin altında yatan şehidini, sevmek ve korumaktır. Vatanseverlik Türk milletinin birliğine, Vatanın bölünmez bütünlüğüne şuurlu bir şekilde inanmaktır.
Vatansever, Türk Milletini yükseltme, Türk Kültürünü Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma ülküsünü taşır. Türklüğü, milletleşmeyi, ülkenin birliğini vatanın bölünmez bütünlüğünü savunurken, medeniyete ışık olmuş bütün hasletlerini, milli değerlerini muhafaza eder. Bütün vatandaşlarımızı hatta dünya üzerinde yaşayan bütün Türkleri bölünmez bir bütün olarak görür. Hülasa Vatansever; Milletinin menfaatlerini, milli bencillikle korur, bütün menfaatlerin ve başkalarının menfaatlerinin üzerinde görerek milli bir kıskançlıkla onu koruyan insandır.
Vatansever gücünü Milliyet duygusundan alır.
Milliyeti Bir milletin diğer milletlerden farklı karakter ve özelliklere sahip olması şeklinde tanımlayan Büyük Önder Büyük millet Meclisinde yaptığı coşkulu bir konuşmada, Milliyet duygusunu şöyle anlatıyor :
Sen ey fâni insanı ölümsüzlüğe bağlayacak büyük olay!
Ey insan toplumunun en yüksek ideali! Ey temizleyici düşünce!
Ey ölüm korkusu içinde kararmış ruhları aydınlatan meşale! Ey yaratıcı kudret! Bütün bunlar senin eserindir. Yüzyılların yükü altında yorulmuş çorak Anadolu toprağından fışkıran kahramanlar senin çocuklarındır. Sen küçük hesaplar düzenlemesi değilsin. Özgürlüğün tek kaynağı sensin. Kendisini bir milletin parçası hissetmeyen insan tutsak ve yoksuldur, ona değer verilmez. Kalbi, milliyet ateşi ile yanan insan, iç ve dış dünyadan gelen zulüm, hakaret, tutsaklık ve kölelik ihtiraslarına aynı anda karşı koyar. Bir insanı kayıtsız ve koşulsuz diğer insanlara bağlayan tek duygu sensin.".
Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin kölesidir
diyen Büyük Önder Milleti şöyle tarif ediyor:
Müşterek milli fikrin, ahlakın,hissin,heyecanın, hatıra ve ananelerin millet efradında meydana gelmesi ve kökleşmesini temin eden müşterek mazinin birlikte yapılmış tarihin, vicdanları ve zihinleri doğrudan doğruya birleştiren dile zengin bir hatıra ve mirasa sahip bulunan hülasa Dil kültür ve mefküre birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir siyasi ve içtimai bir heyettir.
Vatansever milletini büyük bir kıskançlıkla sever.
Vatansever, mensubu bulunduğu Türk Milletini bütün hususiyetleri ile tanıyan, onun tarihini, edebiyatını, sanat ve kültürünü, dünya görüşünü, düşünce sistemini, kıymet hükümlerini, ahlâk, adet gelenek ve töresini iyi bilerek şuurlu bir şekilde seven kişidir.
Büyük Önder Atatürk:
"Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin mesnedi Türk camiasıdır. Bu camianın efradı ne kadar Türk kültürüyle) meşbu olursa o camiaya istinat eden Cumhuriyette o kadar kuvvetli olur." diyordu.
Bu gün yaşadığımız tehlikelerden birisi de Millet, Milliyetçilik ve Vatanseverlik kavramlarının anlamını bulduğu toplumsal düşünce ve hareketlerimizdir. Emperyalizmin kullandığı silahlardan birisi ise bireyin ön plana çıkarılması, toplumcu birlikteliğin yerini bireysel çıkarların almasıdır.
Bazı sözcüklerin anlamını bulabilmesi ortak tarihi milli ve manevi değerler ve çıkarlarımızın müşterek değerlendirilmesi sonucu orta çıkmıştır.
Bunun için hiç kimse Benim Vatanseverlik anlayışım bu,Benim milli değerlendirmem şöyle deme lüksüne sahip değildir.
Bu nedenle Vatanseverim diyen kişi yukarıdaki belirttiğimiz tanım kapsamında Atatürk'ün esaslı bir vazife olarak telakki ettiği Milliyetçilik, Milli şuuru yükseltmek, Milli istiklali tamamlamak, Milli devleti kurmak ve korumak, Milli faaliyeti genişletmek, Milletleşmeyi tamamlamak, Türk milletinin aleyhine olan her hususun üzerine aklını ve cesaretini kullanarak gitme konusunda taviz vermeyen kişidir.