vataninizi gercekten sevdiginizden emin misiniz

entry7 galeri0
    7.
  1. 6.
  2. 5.
  3. 4.
  4. hoşgörüsüzlüğümüzün, insan sevgisizliğimizin, kibirimizin ve milleti devletten altta görme alışkanlığımızın, statükoya olan özlemimizin ve demokrasiyi hiç sindirememiş olduğumuz gerçeğinin ifadesi bir yazı.

    ne yazık ki sevmiyoruz birbirimizi. ne yazık ki tahammülümüz yok dinlemeya anlamaya. o kadar aciz ve zavallıyız ki siyasetimiz bile akp' den ve chp' den ibaret. o kadar dar düşünüyoruz ki ne din' in, ne cumhuriyet' in , ne de ikisinin bir arada ne kadar güzel olduğunun özüne varamıyoruz. o kadar at gözlüğüyle kuşatılmışız ki. o kadar nefret , kibir, ve bencillikle dopdoluyuz ki; hepimiz neredeyse 20 li ,30 lu yaşlarda olmamıza karşın o kadar dejenere, çürümüş ve özünü yitirmiş haldeyiz ki. nefretimizden önümüzü göremiyor, kalbimizi dinleyemiyoruz.

    çok yazık. bırakın vatanımızı sevmeyi, kendimizi bile sevmeyecek kadar sevgisiziz.

    bu ülkede sevgisizliğinden, öfkesinden, önyargısından , kibirinden dolayı başkalarına her nedenle herhangi bir şekilde zulmetmiş herkese tek bedduam var;

    dilerim kürtlerden nefret eden biri bir kürde, türklerden nefret eden biri bir türke aşık olsun. dilerim başörtülü birinden nefret eden başörtülü birine, dilerim bir dindar bir ateiste, dilerim bir subay bir vatandaşa, bir vatandaş bir subaya aşık olsun. dilerim hepiniz öfkenizi aşkla sınamak zorunda kalırsınız!
    14 ...
  5. 3.
  6. sözde cumhuriyet sevdalılarından birini canlandıran iskender büyük isimli karakterin söylediği sözleri hatırlatır.

    "devlet millete bırakılmayacak kadar kutsaldır.(!)"
    1 ...
  7. 2.
  8. 1.
  9. ahmet altan' ın bugün ki taraf gazetesinde yayınlanan başyazısının özüdür. bir spor müsabakası sonunda ödül akzanan üç genç kızdan birine türbanlı diye ödülünü takmayan bir subayın davranışı üzerine yazılmıştır;

    Diyelim ki hiç kimse gerçekleri açıklamadı, hiç kimse eleştirmedi.
    Her şey aynı şekilde devam etti.
    Önümüzdeki yirmibeş yılda da elli bin Kürt çocuğu öldürüldü, yirmibeş otuz bin Türk çocuğu vuruldu...
    Yüzlerce milyar lira, bomba, mermi, roket olarak havaya savruldu.
    Epeyce bir para silah satışlarının komisyonu olarak onun bunun cebine girdi.
    Kürtlerin anadilde eğitim yapmalarına izin verilmedi.
    Sokak gösterileri sürdü.
    Polisler sokaklarda insanları vurdu.
    Türbanlı kızlar üniversitelere sokulmadı.
    Anayasa Mahkemesi keyfince anayasayı çiğnedi.
    Siyasi partiler kapatıldı.
    Devletin içinde çeteler kuruldu.
    Nobelli yazarlar ülkeden kaçırıldı.
    Ermeni yazarlar sokaklarda öldürüldü.
    Katillerle hatıra fotoğrafları çektirildi.
    Üniversite önünde yapılan bombalı katliamlar “zaman aşımına” uğratıldı.
    Diyelim ki bugünkü durum aynen sürdürüldü...
    Eee, ne olacak?
    Avrupanın en fakir ve en geri kalmış ülkesi olarak yaşayacaksınız.
    Çok mu mutlu edecek bu sizi?
    Çok sevdiğiniz vatanınızın gelecek yirmibeş yılı için planınız bu mu?
    Aferin size, nasıl da çok seviyorsunuz ülkenizi.
    Bir nebze olsun gelişmesini istemiyorsunuz.
    Zenginleşmesini, özgürleşmesini istemiyorsunuz.
    Vatan sevgisi diye ben buna derim işte.
    Cinayetler, katliamlar, işkenceler sürsün vatanımda diyen vatanseverler.
    Ya vatanınızı sevmeseydiniz?
    O zaman ne yapacaktınız?
    işkenceler, haksızlıklar, cinayetler, çeteler, adaletsizlikler, eşitsizlikler, zulümler dursun mu diyecektiniz?
    Siz bu vatan sevgisi denen şeyin ne olduğunu bildiğinizden emin misiniz?
    Yoksa dindarlardan ve Kürtlerden nefret etmeyi, silaha ve orduya tapınmayı vatan sevgisi mi sanıyorsunuz?
    Cumhuriyet Bayramında, başörtülü bir kızı cumhurdan saymayan albay sizin vatanseverliğinizi mi okşuyor?
    Anadolu başı örtülü, türbanlı kadınlarla dolu, biliyor musunuz?
    Hepsinden nefret mi edeceksiniz?
    Nefret ederseniz ne yapacaksınız?
    Vatanın Anadolu bölümüne gidemeyecek misiniz?
    Bağdat Caddesi, Nişantaşı, Tunalı Hilmi mi vatanınız olacak?
    Hele Güneydoğu...
    Ben gittim gördüm, biliyor musunuz oradaki herkes Kürt.
    Şimdi ne olacak?
    Onlardan da mı nefret edeceksiniz?
    Vatanın o bölümüne de gidemeyeceksiniz demek ki.
    Gidemeyeceğiniz yerler çoğalıyor, bilmem farkında mısınız?
    Siz vatanı sevdiğinizi söylerken tam olarak hangi bölgeyi söylüyorsunuz?
    istanbul, Ankara, izmir civarını mı?
    O şehirlerin de bazı bölümlerini tabii.
    Varoşlar pek size uygun değil, ben size söyleyeyim.
    Oralara gidemezsiniz.
    Başörtülülerle Kürtler var oralarda.
    Hatta duyduğuma göre Çankayada da bir başörtülü hanım varmış.
    O hanım oradayken CHPlilerle generaller Çankaya ya da gidemiyorlarmış.
    Çankaya da pek vatan sayılamıyor anladığım kadarıyla.
    Gidemediğiniz yer vatanınız değildir çünkü.
    Siz nerelere gidebiliyorsunuz?
    Bir saysanıza gidebildiğiniz yerleri.
    Sizin önümüzdeki yirmibeş yıllık planınız, elli bin Kürt öldürüp, karakolları bastırıp, işkenceler yapıp, davalar açıp, çeteleri alkışlayıp gittikçe daralan küçük bölgelerde, kendi halkınızdan nefret edip korkarak yaşamak mı?
    Ne plan ama...
    Ne vatansever bir plan.
    Çok da zekice.
    Zeki bir vatansever kendi ülkesinin geleceği ile ilgili böyle planlar kurmalı işte.
    Allah muhafaza bir albay başörtülü bir kıza ödül verirse, generaller türbanlı bir kadının elini sıkarsa, Kürtlere eşit haklar verilirse, insanlar özgür olursa, düşüncelerini söyleyenler serbest kalırsa ülke mahvolur biliyor musunuz?
    Öyle güzel bir cumhuriyet kurmuşsunuz ki...
    Cumhur özgürleştikçe kurduğunuz cumhuriyetin batacağını düşünüyorsunuz.
    Cumhur özgür olmasın o zaman.
    Cumhurun özgür olmadığı bir cumhuriyet...
    Her vatansever böyle bir cumhuriyet hayal eder, öyle değil mi?
    Aslında padişahlar da böyle bir cumhuriyet hayal ediyorlardı herhalde.
    Onlar tam istedikleri gibi bir baskı kuramadılar.
    Siz kurdunuz.
    Kutlarım sizi.
    Cumhursuz bir cumhuriyetiniz...
    Hiçbir yerine gidemediğiniz bir vatanınız var.
    Ne de çok seviyormuşsunuz vatanınızı...
    Ya bir de sevmeseymişsiniz?
    12 ...
© 2025 uludağ sözlük